Geçersiz sebeple yapılan iş sözleşmesi feshinin sonuçları


Türk Ticaret Hukuku, Ticari İşletme, Tacir, Ticari Şirketler ve Ortakların Sorumlulukları, Kooperatif davası, Kıymetli Evrak/Kambiyo Senetleri, Sigorta Hukuku, Borçlar Genel Hukuku, İşçi, İşveren Hukuku
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Hepsihukuk
Mesaj Panosu Yöneticisi
Mesajlar: 2291
Kayıt: 28 Mar 2021, 13:29
İletişim:

Davacı işçinin eski işyerine iadesi gerekirken, başka bir yer gösterilmesinin işe başlatma mahiyetinde değerlendirilemeyeceği, eski işine başlatılmayan davacı işçinin boşta geçen süre ücreti yanında, işe başlatmama tazminatına da hak kazandığının kabul edilmesi gerektiğinden; boşta geçen süreye ait ücret ile dört aylık süre ilavesiyle kıdem tazminatı farkı hüküm altına alındığı halde, işe başlatmama tazminatı isteğinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
• 9. HD. 13.10.2020 T. 16518/11652


İşçinin, diğer bir çalışanına sataşması, işveren açısından haklı fesih sebebi olduğundan, kıdem ve ihbar tazminatlarının reddi gerektiği- Kısmi eda külli tespit istemli belirsiz alacak davasında, kısmi davada olduğu gibi, dava dilekçesi ile istenen miktar için dava; ıslah/talep artırımı dilekçesiyle artırılan miktar için ise, ıslah/talep artırım tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği-
• 9. HD. 01.07.2020 T. 19447/6890


Tazminat davası-
• 23. HD. 29.06.2020 T. 1435/2327


Davalı işyerinde mağaza sorumlusu olarak çalışan ve "mağaza içi düzensizlik", "lakaytlık" ile suçlanan işçinin, bu sebeplerle iş akdine son verilmesinin, "soyut gerekçelerle iş akdine son verilemeyeceği" için işverenin ihbar tazminatı talebinin reddi gerektiği ve suçlamalara yönelik açıklamalarının istifa olarak değerlendirilmesinin hatalı olduğu-
• 9. HD. 11.06.2020 T. 16724/5418


Çalışırken yıllık izin talebinde bulunmasına rağmen izin kullandırılmadığını veya izin verilmesine rağmen ücretinin ödenmediğini iddia ve ispat edilmediğinden kullanılmayan izinlerin; dönem ücretleri üzerinden iki katı alınarak hesaplanmasının hatalı olduğu-
• 9. HD. 04.02.2020 T. 12312/1288


İşe iade davası lehine sonuçlanan işçinin, noter aracılığı ile işverenin ticaret sicilde kayıtlı adresine gönderdiği ihtarnamede, işe başlatılma talebinde bulunduğu ancak ihtarname adresin kapalı olduğu gerekçesi ile tebliğ edilemediği, bunu üzerine mahkemece davacının yaptığı işe başlatılma talebinin tebliğ edilmediğinden bahisle usulüne uygun olmadığı gerekçesi ile dava konusu iş güvencesi tazminatı ile boşta geçen süreye ait en çok dört aya kadar ücret ve diğer haklarını talep edemeyeceğinin kabul edildiği somut olayda, işçinin on iş günü içinde işe başlatılmak için iradesini ortaya koyduğu, davacının işe başlatılma talebinde bulunduğu adresin işe iade kararının tebliğ edildiği ve işverenin ticaret sicilde kayıtlı adresi olduğu, işe iade kararından sonra, işçinin işe başlatılmak için işverene yapacağı başvurunun ne şekilde olacağı hususunda yasal bir düzenleme bulunmadığı, ispat edilmesi kaydı ile sözlü olarak dahi işe başlatılma iradesinin işverene ulaştırılabileceği dikkate alındığında işe iade kararında belirtilen adresine gönderilen tebligatın iade edilmesinin sorumluluğunun davacıya yükletilemeyeceği gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetli olmayıp olmadığı-
• 22. HD. 28.03.2019 T. 21099/6852


İşçiye özel sağlık sigortası yapılması ya da işverence primleri ödenmek kaydıyla bireysel emeklilik sistemine dahil edilmesi 'çalışma koşulları' kavramı kapsamında olduğu- Çalışma koşullarında işçi aleyhine esaslı değişiklik yapıldığı konusunun işçi tarafından ispat edilmesi gerektiği- İş sözleşmesinde, gerektiğinde çalışma koşullarında değişiklik yapabileceğine dair düzenlemeler bulunması halinde, işverenin genişletilmiş yönetim hakkından söz edileceği, bu durumda bu hakkın objektif olarak kullanılması gerektiğinden, işveren tarafından işçinin iş sözleşmesinin feshini sağlamak için sözleşme hükmünü uygulamaya koyması, işverenin yönetim hakkının kötüye kullanılması niteliğinde olacağı- Yasada mutlak emredici herhangi bir hüküm bulunmaması şartıyla, çalışma koşullarını belirleyen kaynaklar arasında çatışma olması durumunda, işçinin yararına olan düzenleme ya da uygulamanın, çalışma koşulunu oluşturduğunun kabul edileceği- Acil ve zorunlu durumlarda işçinin görev tanımının dışında çalıştırılması ve fazla mesai yaptırılması olanaklı olup, işverenin yönetim hakkı bu tür olağanüstü durumlarda daha geniş biçimde değerlendirilebileceği- İşçinin davranışlarından kaynaklanan geçerli nedenlerle de çalışma koşullarının değiştirilmesinin mümkün görüldüğünden, şoför olarak istihdam edilen işçinin sık sık trafik cezası alarak işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi ya da sürücü belgesine mahkeme kararıyla geçici olarak el konulması gibi durumlarda, işverenin işçiyi geçici ya da sürekli olarak başka bir işte görevlendirebileceğinin kabulü gerekeceği- İşçinin çalışma koşullarında değişiklik teklifine karşı kabul yazısının işverene ulaşma anına kadar vazgeçilebileceği ve yazılı olarak bir kabul olmamakla birlikte işçinin değişikliği kuşkuya yer vermeyecek biçimde kabul anlamına gelen davranışlar içine girmesi halinde, işçinin bu davranışı İş Kanunu'nun 22. maddesinin ikinci fıkrası anlamında, çalışma koşullarında anlaşma yoluyla değişiklik olarak değerlendirileceği- İş sözleşmesinin içeriğinin birkaç unsur açısından değiştirilmesi teklif edilmişse, işçi tarafından kabul etmesinin beklenebilir olup olmadığının denetimi, her bir unsur açısından ayrı ayrı değerlendirilmesi sonucunda tespit edileceği- Somut olayda; davacının, davalı tarafından güvenlik görevlisi olarak işe başlamasının istendiği, ayrıca yol parasının da verileceğinin söylendiği belirtilmekte ise de davacının güvenlik amiri olduğunu beyan ettiği yeni iş yerinde güvenlik görevlisi olarak çalıştırılmak istendiği, davacı tanıklarının da bunu teyit ettiği ayrıca teklif edilen yeni iş yerinde servis olmadığı anlaşılmakla yapılan iş değişikliğinin esaslı değişiklikler içerdiği anlaşıldığı-
• 9. HD. 25.03.2019 T. 34618/6580


22. HD. 07.03.2019 T. E: 2017/20846, K: 5276-
• 22. HD. 07.03.2019 T. 20846/5276


22. HD. 04.03.2019 T. E: 2017/20475, K: 4843-
• 22. HD. 04.03.2019 T. 20475/4843


22. HD. 04.02.2019 T. E: 2018/16582, K: 2163-
• 22. HD. 04.02.2019 T. 16582/2163


İşe iade başvurusunda boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların ödenmesi talep edilmiş ise, başvuru ile birlikte işveren de temerrüde düşürülmüş sayılarak işe başlatmama ve boşta geçen süre tazminatlarının ödenmemesi durumunda başvuru tarihinden itibaren faiz hakkı doğacağı, işe başlama isteğini içeren başvuruda, boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların açıkça talep edilmemiş olması halinde ise, dava ve varsa ıslah tarihlerinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği-
• 9. HD. 05.12.2018 T. 25930/22446


İşe iade ve işçilik alacaklarına ilişkin davada, kıdem tazminatının, davacının işe başlatılmama tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek banka faizi uygulanarak, işe başlatmama tazminatının ise 100 TL.sinin dava tarihinden, 1814,66 TL.sinin ıslah tarihinden tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz uygulanarak tahsiline hükmedilmesi gerektiği-
• 9. HD. 28.11.2018 T. 25251/21787


22. HD. 16.10.2018 T. E: 2017/15704, K: 22234-
• 22. HD. 16.10.2018 T. 15704/22234


22. HD. 15.10.2018 T. E: 2017/15596, K: 22184-
• 22. HD. 15.10.2018 T. 15596/22184


İş davalarında özellikle işçinin aynı asıl işverene ait işyerinde aralıksız şekilde birden çok alt işveren nezdinde çalışması durumunda, davalı asıl veya alt işverenlerin dava sonunda ödemek durumunda kalacakları dava konusu alacakları diğer alt işverenlere rücu etme hakkı bulunduğundan ve özellikle uzun bir çalışma dönemine ilişkin davalarda birden çok alt işveren nezdinde çalışmalar mevcut olduğundan, bu çalışmalara ilişkin ödeme yapılmış olması ve bu ödemelere ilişkin evrakların bu alt işverenlerde bulunması ihtimaline karşı davanın ihbarının önemli olduğu- Mahkemece fer'i müdahillik talebi hakkında karar verilmeksizin ve cevap dilekçesinde ileri sürülen hususlar değerlendirilmeksizin dosya hakkında hüküm verilmiş olmasının hatalı olduğu-
• 22. HD. 09.10.2018 T. 15088/21534


22. HD. 08.10.2018 T. E: 11682, K: 21214-
• 22. HD. 08.10.2018 T. 11682/21214


Dava konusu edilen işçi alacaklarının hesabına esas ücret miktarı belirsiz olup, ücretteki belirsizlik alacakların miktarını etkileyeceğinden dava konusu edilen alacakların belirsiz olduğunu kabul edilmesi gerektiği- Davanın kısmi dava olarak açıldığı, bilirkişi raporundan sonra davacı vekilinin ıslah dilekçesi ile dava konusu edilen bazı alacakların miktarını arttırdığı görülmekle, dava, karar ve Özel Daire bozma karar tarihinde yürürlükte bulunan HMK. mad. 109/2 uyarınca alacaklar belirsiz olduğundan davacının kısmi dava açmasının mümkün olduğu- Davalı banka "bordrosu sunulan işçilerin aynı ünvanda kadro tanımlaması olmadığından muadili olan ve davacı ile aynı işi yapan, aynı özellikte emsal işçi tanımlaması ile işe devam ettiklerini" belirterek ek rapora itiraz etmiş olduğundan, sendikanın bildirdiği ücretin emsal ücret olamayacağı, öncelikle davalı Banka vekilince bordroları sunulan işçilerin davacının emsali olup olmadığı ile ilgili olarak bu konuda uzman bir bilirkişiden rapor alınarak bu işçilerin davacının emsali işçi olmadıklarının anlaşılması hâlinde, geçersizliği tespit edilen fesih tarihi olan ile davacının işe başlatılmayarak iş sözleşmesinin feshedilmiş sayıldığı tarih arasındaki süreçte davalı işyerinde ücret ve ekleri yönünden genel artış yapılıp yapılmadığı sorularak varsa buna ilişkin kayıtların getirtilmesi suretiyle varılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği- Geçersiz sayılan fesih tarihini izleyen dört aylık süre esas alınarak hesaplanması gereken boşta geçen süre ücreti mahkemece benimsenen bilirkişi raporunda davalının kabulünde olan aylık brüt 857,00TL üzerinden hesap edilmiş olup davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyizi olmadığı, kararın davalı Bankanın temyizi üzerine davalı lehine bozulduğu dikkate alındığında, yapılacak emsal ücret araştırması ile belirlenecek ücret düzeyine göre hesaplama yapılırken (yapılan araştırma sonucunda tespit edilecek ücretin davalının kabulünde olan miktarın üzerinde olması hâlinde) bu hususta davalı lehine kazanılmış hak oluştuğu-
• . HGK. 02.10.2018 T. 22-604/1399


9. HD. 10.07.2018 T. E: 2016/6340, K: 15030-
• 9. HD. 10.07.2018 T. 6340/15030


Feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine-
• 9. HD. 09.07.2018 T. 4525/14932


Feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine-
• 9. HD. 02.07.2018 T. 27682/14202


9. HD. 07.06.2018 T. E: 2017/3518, K: 12873-
• 9. HD. 07.06.2018 T. 3518/12873


9. HD. 07.06.2018 T. E: 2017/3514, K: 12864-
• 9. HD. 07.06.2018 T. 3514/12864


9. HD. 07.06.2018 T. E: 2017/3519, K: 12865-
• 9. HD. 07.06.2018 T. 3519/12865


9. HD. 07.06.2018 T. E: 2017/3515, K: 12870-
• 9. HD. 07.06.2018 T. 3515/12870


9. HD. 07.06.2018 T. E: 2017/3521, K: 12866-
• 9. HD. 07.06.2018 T. 3521/12866


9. HD. 07.06.2018 T. E: 2017/3522, K: 12867-
• 9. HD. 07.06.2018 T. 3522/12867


9. HD. 07.06.2018 T. E: 2017/3520, K: 12874-
• 9. HD. 07.06.2018 T. 3520/12874


9. HD. 07.06.2018 T. E: 2017/3512, K: 12862-
• 9. HD. 07.06.2018 T. 3512/12862


9. HD. 07.06.2018 T. E: 2017/3513, K: 12863-
• 9. HD. 07.06.2018 T. 3513/12863


9. HD. 07.06.2018 T. E: 2017/3511, K: 12869-
• 9. HD. 07.06.2018 T. 3511/12869


9. HD. 07.06.2018 T. E: 2017/3510, K: 12861-
• 9. HD. 07.06.2018 T. 3510/12861


9. HD. 07.06.2018 T. E: 2017/3517, K: 12872-
• 9. HD. 07.06.2018 T. 3517/12872


9. HD. 07.06.2018 T. E: 2017/3523, K: 12868-
• 9. HD. 07.06.2018 T. 3523/12868


İşe iade ve işçilik alacaklarına ilişkin davada, kıdem tazminatı dışındaki işe iade ve boşta geçen süre tazminatları bakımından dava dilekçesi ile istenen kısma dava, ıslah (talep arttırımı) ile artırılan miktarlar bakımından ise ıslah (talep arttırımı) tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerekeceği-
• 9. HD. 07.05.2018 T. 21255/10008


Davacı işçinin davalıya ait iş yerinde 9 yıl 2 ay 1 gün çalıştığı, işverence gerçekleştirilen feshin geçerli nedene dayanmadığı anlaşıldığından feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmesinin isabetli olduğu, ancak davacı işçinin kıdemine ve fesih nedenine göre mahkemece işe başlatmama tazminatının davacının 6 aylık ücreti tutarında belirlenmesinin doğru bulunmadığı, bu tazminatın davacının 5 aylık ücreti oranında belirlenmesinin dosya içeriğine uygun düşeceği-
• 9. HD. 02.04.2018 T. 22504/7225


Yıllık ücretli izinle ilgili İş K. 53. maddedeki kıdem süreleri dikkate alınarak 6 ay ile 5 yıl arasında kıdemi olan işçi için 4; 5 yıl ile 15 yıl arasında kıdemi olan işçi için 5; 15 yıldan fazla kıdemi olan işçi için 6 aylık ücreti tutarında işe başlatmama tazminatın belirlenmesi gerektiği, fesih sebebine göre bu miktarlarda azami sınırın 8 aya kadar da çıkabileceği- Davacı 01.07.1990-05.11.2015 tarihleri arasında çalışmış olduğundan, kıdem süresi ve fesih sebebine göre işe başlatmama tazminatının 4 ay yerine 6 ay olarak belirlenmesinin uygun olacağı-
• 9. HD. 20.03.2018 T. 1424/5826


Davacı vekilinin dava dilekçesinde davalı taraf olarak sadece davalı şirketleri gösterdiği ve davalılar vekilinin 1. celsede “ davanın .. Üniversitesi’ne ihbarını” talep ettiği, ardından davacı vekilinin talebi üzerine de Üniversitenin davaya dahil edildiği anlaşılmışsa da, HMK. mad. 124/4 gereği; dava dilekçesinde tarafın eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanması halinde, hakim karşı tarafın rızası olmaksızın taraf değişikliğini kabul edebilieceği- Davacı vekilinin dava dilekçesinde; sadece davalı şirketleri taraf olarak göstermesi yanılma olmadığından, yargılama sürecinde davaya dahil edilerek gerekçeli kararda dahili davalı olarak gösterilen ve aleyhine hüküm kurulan Üniversite aleyhine usulüne uygun açılmış davadan söz edilemeyeceği-
• 9. HD. 15.01.2018 T. 457/44


Özellikle gurup şirketlerinde ortaya çıkan bir çalışma biçimi olan birlikte istihdam şeklindeki çalışmada, işçilerin bir kısmı aynı anda birden fazla işverene ve birlikte hizmet vermekted olduğu- Daha çok yönetim organizasyonu kapsamında birbiriyle bağlantılı olan bu şirketlerin, aynı binalarda hizmet verebilmekte ve bir kısım işçiler iş görme edimini işverenlerin tamamına karşı yerine getirmekte olduğu- Tüm şirketlerin idare müdürlüğünün aynı şahıs tarafından yapılması, şirketlerin birlikte kullandığı işyerinde verilen muhasebe, güvenlik, ulaşım, temizlik, kafeterya ve yemek hizmetlerinin yine tüm işverenlere karşı verilmiş olmasının buna örnek olarak gösterilebileceği ve bu gibi bir ilişkide, tüm şirketlere hizmet veren işçiler ile sadece davalı şirkete hizmet veren işçilerin 30 işçi kıstasında dikkate alınması; işçi tüm şirketlere hizmet ediyor ise, o zaman tüm şirketlerdeki işçi sayısının dikkate alınması gerektiği- Sendika işyeri temsilcileri için işyerinde 30 işçi çalışma koşulunun aranmaması gerektiği- Organik bağ veya faaliyeti farklı olsa bile, birlikte istihdamda tüm işverenlere hizmet veren işçiler ile geçişleri yapılan işçiler yönünden iş kolunun aynı olmasına gerek bulunmadığı- 4857 sayılı İş Kanunu’nun iş güvencesi ile ilgili hükümleri (mad. 18-21 i) emredici hükümler olduğundan, işçinin iş güvencesi kapsamında olup olmadığının re'sen araştırılması; istisnai ve sınırlayıcı hükümlerin dar yorumlanması; iş güvencesi kapsamını belirleyen 30 işçi kuralının da istisnai nitelikte olduğundan dar yorumlanması gerektiği- SGK kayıtlarına göre davacının kayden çalıştığı işyerinde fesih tarihi itibariyle 29 işçinin çalıştığı gözükmekte olup, davacı 6 şirket ismi belirterek, bu şirketlerin davalı şirket ile aynı adreste, aynı işkolunda ve aynı grup bünyesinde faaliyet gösterdiğini ve dolayısıyla aralarında organik bağ olduğunu, ayrıca bazı çalışanların SGK kaydı olan şirket dışındaki diğer grup şirketinde de çalıştırıldığını, bu nedenle 30 işçi sayısı bakımından bu işyerlerinin çalışanlarının da sayıya dahil edilmesi gerektiğini iddia ettiğinden, mahkemece "organik bağ araştırılarak, 30 işçi şartının gerçekleşip gerçekleşmediğinin" değerlendirilmesi gerekirken, eksik araştırma ile davalı işyerinde çalışan sayısının 30 işçiden fazla olduğu kabul edilerek karar verilmesinin hatalı olduğu-
• 9. HD. 18.12.2017 T. 32626/21574


Takip dayanağı olan iş mahkemesi ilamının hüküm fıkrasının incelenmesinde; yargılama gideri ve avukatlık ücreti dışındaki kısımların eda hükmünü içermediği, dayanak ilamın 1 nolu bendinde yer alan işe iadeye ilişkin hususlar yönünden, alacaklının borçlunun yanında tekrar işe başlamak için süresinde başvurup başvurmadığının belirlenmesi ile süresi içerisinde başvurusu halinde tazminatların söz konusu olabileceği- Bu tespit hükmü ile ilamsız icraya başvurulmasında herhangi bir engel bulunmadığı, ancak ilamın vekalet ücreti ve yargılama giderleri yönünden ilamsız icraya konulan kısmı bakımından ancak ilamlı icra yoluna başvurulabileceği-
• 12. HD. 18.12.2017 T. 23665/15717


22. HD. 13.12.2017 T. E: 2015/21328, K: 28585-
• 22. HD. 13.12.2017 T. 21328/28585


İş Mahkemesince taraflar arasında muvazaa bulunmadığı kabul edildiğinden davacı ile davalı alt işverenin tazminat, ücret ve masraflardan müteselsilen sorumlu oldukları kabul edilmiş ve söz konusu karar Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşmiş olup taraflar arasında bir hizmet alım sözleşmesi ve sözleşmenin eki niteliğinde şartnameler imzalanmış ve tarafların sorumlulukları belirlenmiş olduğundan, rücuen tazminat davasına bakan mahkemece, sözü edilen İş Mahkemesi kararı karşısında, taraf delilleri toplanarak sözleşme ve şartnameler kapsamında taraf sorumlulukları irdelenerek sonucuna göre hüküm tesis edilmesi gerektiği-
• 13. HD. 16.11.2017 T. 23250/11220


Davalılardan asıl işveren, Bakanlık nezdinde dava dışı alt işveren şirketi nezdinde çalışırken iş akdi feshedilen davacı muvazaa iddiasında bulunmadan, daha sonra işi alan ancak iş ilişkisi kurulmayan davalı Temizlik Şirketine dava açmış, mahkemece muvazaa iddiası olmadığı ve bu yönde asıl alt işveren ilişkisinin muvazaalı olduğuna veya asıl-alt işveren ilişkisinin unsurlarını taşımadığı yönünde delil bulunmadığı halde muvazaa kabul edilerek davalı asıl işveren Bakanlık aleyhine feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine, diğer davalı şirkette çalışmadığı gerekçesi ile o davalı yönünden ise husumetten reddine karar verilmiş olup, asıl-alt işveren ilişkisinin yardımcı iş niteliğinde olan temizlik işinin verilmesi ve muvazaa olguları kanıtlanmadığından muvazaa kabul edilerek asıl işveren Bakanlık işyerine işe iadesine karar verilmesinin hatalı olduğu- İş sözleşmesini fesheden son alt işveren Temizlik Hizmetleri şirketi olduğundan ve muvazaa iddiası olmadığına ve fesheden işveren konusunda davacı taraf yanılmış olacağından, dava dilekçesinin HMK. mad. 124 uyarınca fesheden alt işveren Temizlik Hizmetleri şirketine tebliğ edilmesi, taraf teşkili sağlanması gerektiği-
• 9. HD. 08.11.2017 T. 29450/17688


Tazminat davası-
• 13. HD. 09.10.2017 T. 29468/9267


Taraflar imzalanan hizmet alımları tip sözleşmesinin haksız yere feshedilerek teminatların irat kaydedildiği iddiasına dayalı sözleşmenin feshinin haksız olduğunun tespiti ve irat kaydedilen teminat bedelinin iadesi istemi-
• 13. HD. 27.09.2017 T. 21287/8661


Feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine-
• 9. HD. 13.09.2017 T. 19032/13175


Feshin geçersizliğine, işe iadesine ve yasal sonuçlarına hükmedilmesine-
• 9. HD. 05.07.2017 T. 21672/11979


Davalı işveren tarafından işe davet edilmesine rağmen davacının işe gelmediği savunulmuş ve mahkemece de davacı işçinin işe başlamakta samimi olmadığı gerekçesi ile işçilik alacaklarına ilişkin açılan davanın reddine karar verilmişse de, davalının hem "davacı işçinin işe davet edilmesine rağmen işe gelmediği" yönündeki savunmada bulunması, hem de kendi beyanlarından ve dosya içindeki belgelerden davacı işçiye işe başlatmama sonucu ödenen boşta geçen süre ücretini de ödediği anlaşıldığından, davacının usulüne uygun olarak işe başlatılma başvurusu yaptığı buna karşılık davalı işveren tarafından işe başlatılmadığının kabulü gerektiği-
• . HGK. 10.05.2017 T. 9-1618/938


Takip dayanağı olan iş mahkemesi ilamının hüküm fıkrasının incelenmesinde; "yargılama gideri ve avukatlık ücreti dışındaki kısımların eda hükmünü içermediği", alacaklının borçlunun yanında tekrar işe başlamak için süresinde başvurup başvurmadığının belirlenmesi ile süresi içerisinde başvurusu halinde ise 4857 s. İş Kanunu'nun 21. madde koşullarının oluşup oluşmadığı hususlarının tespitinin yargılamayı gerektirdiği, İİK.'nun 68. maddesi kapsamında belge niteliğinde olmadığı anlaşıldığından, mahkemece, alacaklının itirazının kaldırılması talebinin takip konusu yapılan mahkeme vekalet ücreti ve yargılama gideri yönünden kabulü, asıl alacak ve fer'ileri yönünden reddi gerektiği-
• 12. HD. 04.05.2017 T. 15520/7211


İşçi ile işveren arasında imzalanan ikale sözleşmesinin geçerli olup olmadığı-
• 9. HD. 17.04.2017 T. 9723/6678


İşçinin kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorunda olduğu, aksi halde işverence yapılan feshin geçerli bir feshin sonuçlarını doğuracağı- İşverenin işe iade için başvuran işçiyi 1 ay içinde işe başlatmak zorunda olduğu, aksi halde en az dört, en çok sekiz aylık ücret tutarında belirlenen iş güvencesi tazminatı ile boşta geçen süreye ait en çok dört aya kadar ücret ve diğer hakları ödemesi gerektiği- İşçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından, işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının işe başlamak olmadığının kabulü gerektiği- Bu durumda işverence yapılan feshin, 4857 sayılı Kanun'un 21/5. maddesine göre geçerli bir feshin sonuçlarını doğuracağı- Bunun sonucu olarak da, işe iade davasında karara bağlanan işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süreye ait ücret ve diğer hakların talebinin mümkün olmayacağı ancak, geçerli sayılan feshe bağlı olarak işçiye ihbar ve koşulları oluşmuşsa kıdem tazminatı ödenmesi gerektiği-
• . HGK. 22.03.2017 T. 1035/534


Davacının işe başlatılması için işverene başvurmasına rağmen başka bir yerde çalıştığı için işe başlamadığı anlaşıldığından, davacı işçinin işe başlatılma başvurusunun samimi olmadığı, işe başlama niyeti olmadığı halde sırf işe iade kararının mali sonuçlarından yararlanmak, tazminat almak için talepte bulunduğu, işverence talebi kabul edilerek davet edilmesine rağmen işe başlamadığı ve bu durumda boşta geçen süre ücretine hak kazanmasının mümkün olmadığının kabulü gerektiği- "4857 s. İş Kanununun 21. maddesinde boşta geçen süre ücretine hak kazanılması bakımından işe başlama şartının öngörülmediği, işçinin müracaatının yeterli olduğu, aradan uzunca bir süre geçtiği, bu kadar uzun süre çalışmamasının işçiden beklenemeyeceği, bunun adil olmayacağı" şeklindeki görüşün Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca kabul edilmediği-
• . HGK. 22.03.2017 T. 22-1035/534


Davalı ... Corporation ile ... ve ... şirketlerinin TNG ortak girişimi olarak Marmaray projesinin yapım işini üstlendikleri ancak projenin kaba inşaat işlerinin davalı ... ve ... şirketleri tarafından üstlenilerek ihale ile alt işveren ... şirketine hizmet alım sözleşmesi düzenlenerek verilip, davalı ... Corporation şirketinin ise projenin farklı işlerini yürütüp, davacının ortaklığı oluşturan ...- ... şirketleri tarafından yürütülen işlerde alt işveren işçisi olarak çalıştığı, ... Corporation'un davacının çalışmaları yönünden asıl işveren konumu bulunmadığı ve kendisine husumet yöneltilemeyeceği anlaşıldığından davalı ... şirketi yönünden husumet nedeni ile ret kararı verilmesi gerektiği-
• 9. HD. 23.02.2017 T. 3538/2399


Davacının emeklilik nedeniyle olan kıdeminin sfırlanmasının doğru olmadığı, davacının kıdemi 6 aydan fazla olup işin esasına girilerek davanın görülmesi gerektiği- Dava dışı A.Ş ve davalı şirketin ticaret sicil kayıtları, dosyaya sunulan davacı delilleri değerlendirilip gerekirse tanık dinlenerek A.Ş ile davalı arasındaki iş ilişkisinin muvaazaya dayalı olup olmadığının tespiti ile buna göre işyerinde çalışan işçi sayısının belirlenmesi gerekirken işçi sayısının 30 dan az olduğundan davanın reddinin hatalı olduğu-
• 9. HD. 21.02.2017 T. 5422/2300


5747 sayılı Kanun'a göre tüzelkişiliği sona eren belediyeden devren gelen işçinin ücretinde, işçinin yazılı rızası aranmaksızın yeni işveren olan Belediye tarafından encümen kararı ile indirim yapılmasının mümkün olmadığı, fark ücreti isteminin 5216 sayılı Kanun'un Ek 2. maddesi gözetilerek hüküm altına alınması gerekeceği-
• . HGK. 15.02.2017 T. 9-61/269


İşe iade davası sonunda işçinin sözleşmenin feshedildiği şartlarla eski işine dönmesi asıl ise de, işe başlatma anına kadar işçi ücretlerine gelen artışlar ilave edilerek işe başlatılması gerektiği ve yöntemine ve mevzuata uygun olarak gerçekleşen ücret değişiklik ve indirimlerinin de işe başlatma anında dikkate alınması gerektiği- Davalı işveren, davacıya işe başlatılması için yaptığı başvuru tarihinde tek olan satış ve pazarlama müdürlüğü pozisyonunu dolu olması nedeni ile fesih tarihinde aldığı ücret ve prim hakkını korumak sureti ile "ürün yöneticiliği" pozisyonunu teklif etmiş ve bu pozisyonun, davacı vekilinin işe iade davasının yargılaması sırasında verdiği dilekçe içeriğinden satış ve pazarlama müdürlüğü pozisyonuna benzer bir pozisyon olduğu anlaşıldığından, davacı tanıkları yeni önerilen pozisyonda özel sağlık sigortası olmadığını beyan etmişlerse de, davacı tanıklarının davalı işverenin yaptırdığı grup sigortasının kapsamında olduklarına dair alınan belgelerden işyerinde çalışanların hepsinin davalı şirket grup sigortası kapsamında kaldıkları ve fesihten önce müdür olan davacıya tahsis edilen araç müşterileri dolaşması ve işini yapması için verilmiş olduğu görüldüğünden, davacı her ne kadar işe iade için süresinde başvurmuşsa da işverenin işe başlama davetine haklı bir neden olmadan uymadığı ve işe başlamadığı dikkate alındığında, işe iadenin sonuçlarından yararlanmasının mümkün olmayacağı- Mahkemece, davacının işe başlamama hakkını kullanmasının haklı nedene dayalı olmadığı gözetilerek karar verilmesi gerektiği-
• . HGK. 08.02.2017 T. 22-1888/233


İş sözleşmesinin geçerli nedenle fesh edilip edilmediği hususundaki uyuşmazlıkta, işverence davacının ara dinlenme sürelerinin aşıldığını gösteren üretim alanına giriş çıkış kayıtlarında savunulduğu gibi süre aşımı görünmekte ise de davacı taraf beyanlarında kayıtların işverence değiştirilmeye müsait olduğunu, işyerinde üretim dışında ancak yine işle ilgili geçen sürelerin kayıtlarda görünmediğini, ayrıca feshin ölçülü de olmadığını iddia ettiğinden, davacının iddialarının araştırılması için ilgili dönemde işyerindeki diğer işçilerin söz konusu giriş çıkış kayıtlarının getirilip diğer işçilerde de benzer süre aşımlarının olup olmadığı belirlenip, işverenin eşit davranıp davranmadığı, yine kayıtlara müdahale durumu olup olmadığı ortaya konduktan sonra çıkan sonuca göre feshin geçerliliğinin belirlenmesi gerektiği-
• 9. HD. 06.02.2017 T. 21309/1027


Sendikaya, önceki yazılarında belirtilen 26 kişinin hangi tarihlerde sendikaya üye oldukları, üyeliklerinin hangi tarihte ve ne şekilde sonlandırıldığı, sendikadan istifa edip etmedikleri, işyerinde çalışmaya devam edip etmedikleri, iş sözleşmeleri işveren tarafından feshedilmiş ise fesihlerin hangi tarihlerde gerçekleştiği ve işverenin fesih gerekçesinin ne olduğu, üyelikten istifa edilmiş ise istifa edenlerin işyerinde çalışmaya devam edip etmedikleri, halen sendika üyesi olup işyerinde çalışan kişilerin bulunup bulunmadığı gibi konuların sorularak davacının iş akdinin feshinden önce ve sonraki yakın aylarda işçi çıkarılması ve yeni işçi alımı yapılıp yapılmadığının ilgili ... biriminden belirlenerek feshin sendikal nedene dayanıp dayanmadığının tespit edilerek sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
• 22. HD. 26.01.2017 T. 865/1035


İşverenin fesih bildirimini yazılı yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorunda olduğu- Fesih bildirimi yazılı yapılmamışsa veya fesih sebebi açık ve kesin bir şekilde belirtilmemişse, aynı Kanun'un 21. maddesi gereğince geçerli sebep gösterilmediğinin kabul edileceği- İşverenin haklı sebebe dayanarak iş sözleşmesini feshettiği durumda fesih bildiriminin yazılı yapılması şartı aranmayacağı-
• 22. HD. 24.01.2017 T. 496/824


Davacı tanıkları, "davacının iş akdine diğer işçiler ile birlikte sendikal nedenle son verildiğini" ve davalı tanıkları ise "davacının iş akdine ekonomik nedenle işveren tarafından son verildiğini" beyan etmiş olduğu, davacı hakkında tutulan devamsızlık tutanaklarına rastlanılmamış olduğu görüldüğünden, davacının iş akdine işveren tarafından ekonomik nedenler ile son verildiği ve yazılı bildirim yapılmadığından feshin öncelikle şeklen geçersiz olduğu- Asıl-alt işveren ilişkisinin muvazaalı olup olmadığıyla ilgili olarak, mahkemece öncelikle, davalılara ait ticaret sicil kayıtları, davalı şirketlerin ana sözleşmeleri, şirketlerin adres ve ortaklarını gösterir belgeler Ticaret Sicil Müdürlüğü'nden getirtilmesi, davalılar arasındaki hizmet alım sözleşmeleri ve ekleri istenmesi, Müfettiş rapor ve eklerinin getirtilmesi, konusunda uzman 3 bilirkişiden oluşacak heyet ile işyerinde keşif yapılarak ve bilirkişilere işyeri kayıtları üzerinde inceleme yapma yetkisi verilerek, davacının işyerinde tam olarak ne iş yaptığı, yaptığı işin davalının asıl işi mi yoksa yardımcı işi mi olduğu, asıl işi ise uzmanlık gerektirip gerektirmediği, yapılan işin hizmet alım sözleşmesi kapsamında olup olmadığı, davacı ile aynı işi yapan asıl işverenin işçisi bulunup bulunmadığı, hizmet alım sözleşmesinin işçi temini amacı taşıyıp taşımadığı, alt işveren işçilerinin emir ve talimatları kimden aldığı, işçi alma ve çıkarmada kimin yetkili olduğu, alt işveren şirketin davalı şirket ile arasındaki hizmet alım sözleşmesinin sona ermesinden sonra işyeri kapanmasını gerekçe göstererek çıkışlar yaptığı da dikkate alındığında alt işveren şirketin ekonomik ve hukuki bağımsızlığının bulunup bulunmadığı, davacının çalıştığı işyeri dışında başka bir işyeri ya da davalı şirketin dışında çalıştığı bir şirket, yapmış olduğu bir hizmet alım sözleşmesi ya da aldığı bir ihale olup olmadığının araştırması gerektiği- Sendikal tazminat davalarında ispat yükünün işçide olduğu hallerde, iş yerinde çalışan ve sendikaya üye olan işçilerin sayısı, hangi tarihlerde üye oldukları, üyelikten çekilen işçilerin olup olmadığı, iş yerinde çalışmakta olan işçilerin bulunup bulunmadığı, aynı dönemde yetki prosedürünün işletilip işletilmediği, iş yerinde önceki dönemlerde toplu iş sözleşmelerinin bağıtlanıp bağıtlanmadığı, yeni işçi alınıp alınmadığı ve alınmışsa yeni işçilerin sendikalı olup olmadığı gibi hususlarla, işverence ekonomik veya teknolojik nedenlere dayalı bir fesih yoluna gidilmesi durumunda teknik yönden bu durumun araştırılması yapılması gerektiği-
• 7. HD. 28.12.2016 T. 24283/21988


İş akdinin haklı veya geçerli bir nedenle feshedildiği davalı işverence ispat edilemediğinden ve davalılar arasındaki asıl-alt işveren ilişkisinin hukuka uygun olduğu ve muvazaa bulunmadığı anlaşıldığından davacının şirkete işe iadesine ilişkin karar yerinde olduğu- Davacı tarafça dosyaya sunulan yerel basında yer alan Belediye Başkanının fesihler üzerine basına verdiği demeçlerden, feshin davalı işverenin desteklediği sendikaya üye olunmaması, istenilmeyen sendikaya üyeliği nedeniyle yapıldığı ve feshin sendikal nedene dayandığı anlaşılmakla sendikal tazminat talebinin kabulü gerektiği-
• 7. HD. 28.12.2016 T. 35232/21904


Mahkemece feshin geçersizliğine karar verildiğinde, işçinin başvurusu üzerine işveren tarafından bir ay içinde işe başlatılmaz ise işçiye ödenmek üzere en az 4, en çok 8 aylık ücreti tutarında tazminatın belirlenmesi gerektiği- İş güvencesi niteliğindeki bu tazminatın işçinin kıdemi, fesih sebebi gibi olgular dikkate alınarak belirlenmesi gerektiği ve maddede belirtilen alt ve üst sınırların aşılamayacağı-
• 7. HD. 21.12.2016 T. 31743/21732


İşverenin yaptığı feshin geçersizliğine ve işçinin iş iadesine karar verilmesine rağmen işçiyi işe başlatmayan işverenin, en az 4 aylık en çok 8 aylık ücret tutarındaki tazminatı, işçiye ödemesi gerektiği-
• 9. HD. 17.11.2016 T. 36382/20288


Herkesin meşru vasıta yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia savunma hakkına sahip olduğu- Maddenin düzenleniş biçimi itibariyle kişinin arama özgürlüğünün güvence altına alındığı- Kişinin, gerek yargı mercileri önünde gerekse yetkili kurum ve kuruluşlara başvurmak suretiyle kendisine zarar veren kişilere karşı, zarar gören haklarının korunmasını, isteme yetkisine sahip olduğu- Herkesin kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel özgürlüklere sahip olduğu- Herkesin yaşama, maddi manevi varlığını koruma geliştirme hakkına sahip bulunduğu-
• 22. HD. 24.10.2016 T. 24821/23895


Davacı işçinin, davalı işverene ait tesislerde güvenlik görevlisi olarak görev yaptığı, iş sözleşmesinin feshedilmesi üzerine açtığı dava neticesinde mahkemece feshin geçersizliğine karar verildiği, temyiz edilen kararın denetimden geçerek onandığı ve davacının süresinde işe başlama başvurusunda bulunduğu- Davalı işveren ise, davacının işe iade başvurusunun kabul edildiğini davacının çalıştığı kurumla olan hizmet alım sözleşmesinin süresinin bitmesi ve yenilenmemesi sebebiyle, başka bir projelerinde çalıştırılacağını, 18.07.2013 tarihinde işe başlaması hususlarını içeren ihtarname gönderdiği, davacının ise işverenin davet ettiği işe başlamadığı- Dosyadaki bilgi ve belgelerden davacının geçersiz sayılan fesih öncesi çalıştığı işin ihale süresinin bittiği- Davalı işveren tarafından, işyerinde meydana gelen değişiklik üzerine zorunluluk sebebiyle davacı işçinin özelliğine, kıdemine ve önceki işine en uygun işe davet etmiş, davacıyı başka yerde çalıştırma imkanı bulunmayan işverenin daveti ise davacı işçi tarafından kabul edilmediği, davacının işe başlatılmadığından söz etmek mümkün olmadığından, davacının sadece boşta geçen süre ile ilgili ücreti hak edebileceği dikkate alınarak işe başlatmama tazminatı talebinin reddi gerektiği-
• 22. HD. 13.10.2016 T. 13710/23315


İş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedildiğinin belirlenmesi halinde, işçinin başvurusu, işverenin işe başlatması ya da başlatmaması koşulu aranmaksızın sendikal tazminata hükmedilmesi ve bu tazminata hükmedildiği taktirde ayrıca işe başlatmama tazminatına hükmedilemeyeceği öte yandan işçinin işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar doğmuş bulunan en çok dört aylık ücret ve diğer haklar bakımından karar verilmesi gerektiği-
• 22. HD. 04.10.2016 T. 18173/22540


İcra müdürlüğünce müflis şirkete ait ilk alacaklılar toplantısı yapılmadığından, iflas idaresinin oluşmadığı belirtilmesi karşısında, icra müdürlüğüne dava dilekçesi ve davetiye tebliğ olunmak suretiyle iflas idaresinin usulüne uygun davaya dahil edildiğinin kabulünün mümkün olmadığı- İflas masasının kanuni temsilcisi olan "iflas idaresi"ne dava dilekçesi ve davetiye tebliğ olunarak taraf teşkili sağlanması gerektiği- İş yerinde sendika üyesi işçi kalmadığı anlaşılmışsa da, sendika üyeliğinden çekilen ve üyelikten çekildikten sonra çalıştırılmaya devam eden işçilerin kimler olduğu, bu kişilerin hangi tarihlerde sendikaya üye oldukları, hangi tarihte çalışmalarının sona erdiği, hangi tarihlerde üyelikten istifa ettikleri, ve yeniden işe başlayanların yeniden işe başlama tarihleri, sendikaya üye olmadığı halde iş sözleşmesi sona eren kişiler olup olmadığı ve bu kişilerin iş sözleşmelerinin fesih tarihleri ve sebepleri açıkça ortaya konulmadığından, bu hususlarda eksik belgeler temin edildikten sonra ve bilirkişiden rapor alınarak, "feshin sendikal sebebe dayanıp dayanmadığı" hususunun kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması için gerekli araştırmaya gidilerek bir karar verilmesi gerektiği-
• 22. HD. 27.06.2016 T. 14069/19349


4857 s. İş K. mad. 21 uyarınca, mahkemece feshin geçersizliğine karar verildiğinde, işçinin başvurusu üzerine işveren tarafından bir ay içinde işe başlatılmaz ise, işçiye ödenmek üzere en az 4, en çok 8 aylık ücreti tutarında tazminatın belirlenmesi gerektiği- İş güvencesi niteliğindeki bu tazminat işçinin kıdemi, fesih sebebi gibi olgular dikkate alınarak belirlenmesi, maddenin alt ve üst sınırlarını aşılmaması gerektiği- Davacının iş sözleşmesinin davalı işverence geçerli nedene dayanmadan sonlandırılmış olup, davacı 05.08.2012- 04.04.2014 tarihleri arasında çalışmış olduğundan, işçinin kıdemi ve fesih sebebi göz önünde bulundurulduğunda işe başlatmama tazminatının 4 ay olarak belirlenmesi gerekirken 6 ay olarak belirlenmesi hatalı olduğu-
• 9. HD. 22.06.2016 T. 26205/3507


İş Müfettişi raporunda muvazaanın tespit edilmesi ve rapora itiraz edilmediğinden muvazaa tespitinin kesinleştiğinin kabul edebilmesinin hatalı olduğu- Sadece davacı tanıklarının beyanı ile de sağlıklı bir sonuca varılamayacağı- Mahkemece öncelikle, davalılara ait ticaret sicil kayıtları, davalı şirketlerin ana sözleşmeleri, şirketlerin adres ve ortaklarını gösterir belgeler Ticaret Sicil Müdürlüğü'nden getirtilerek, davalılar arasındaki hizmet alım sözleşmeleri ve eklerinin istenmesi, İş Müfettişleri rapor ve eklerinin tamamının getirtilmesi, konusunda uzman 3 bilirkişiden oluşacak heyet ile işyerinde keşif yapılarak ve bilirkişilere işyeri kayıtları üzerinde inceleme yapma yetkisi verilerek, davacının işyerinde tam olarak ne iş yaptığı, yaptığı işin davalı . ...Şirketinin asıl işi mi yoksa yardımcı işi mi olduğu, asıl işi ise uzmanlık gerektirip gerektirmediği, yapılan işin hizmet alım sözleşmesi kapsamında olup olmadığı, davacı ile aynı işi yapan asıl işveren ....Şirketi işçisi bulunup bulunmadığı, hizmet alım sözleşmesinin işçi temini amacı taşıyıp taşımadığı, alt işveren işçilerinin emir ve talimatları kimden aldığı, işçi alma ve çıkarmada kimin yetkili olduğu, alt işveren şirketin davalı .....Şirketi ile arasındaki hizmet alım sözleşmesinin sona ermesinden sonra işyeri kapanmasını gerekçe göstererek çıkışlar yaptığı da dikkate alındığında alt işveren şirketin ekonomik ve hukuki bağımsızlığının bulunup bulunmadığı, davacının çalıştığı işyeri dışında başka bir işyeri ya da davalı ....şirketi dışında çalıştığı bir şirket, yapmış olduğu bir hizmet alım sözleşmesi ya da aldığı bir ihale olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre muvazaa konusunda bir karar verilmesi gerektiği- Sendikal tazminat davalarında ispat yükünün işçide olduğu hallerde, iş yerinde çalışan ve sendikaya üye olan işçilerin sayısı, hangi tarihlerde üye oldukları, üyelikten çekilen işçilerin olup olmadığı, iş yerinde çalışmakta olan işçilerin bulunup bulunmadığı, aynı dönemde yetki prosedürünün işletilip işletilmediği, iş yerinde önceki dönemlerde toplu iş sözleşmelerinin bağıtlanıp bağıtlanmadığı, yeni işçi alınıp alınmadığı ve alınmışsa yeni işçilerin sendikalı olup olmadığı gibi hususlarla, işverence ekonomik veya teknolojik nedenlere dayalı bir fesih yoluna gidilmesi durumunda teknik yönden bu durumun araştırılması gerektiği- Davalılar arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunun kabul edilmesi nedeniyle alt işveren şirketin işe iadenin mali sonuçlarından asıl işveren ile birlikte sorumlu tutulmasının yerinde olduğu, ancak bu şirkete yönelik davanın husumetten reddine karar verildiğinin belirtilmesi ve sendikal tazminata yönelik hükümde tazminatın ödenmesinin hem işverence işçinin süresi içerisinde işe başlatılmaması şartına tabi kılınması hem de işverenin işçiyi süresi içinde işe başlatıp başlatmama şartına bağlı olmaksızın bu tazminatın ödenmesi gerektiğinin belirtilmesinin çelişkili olup, infazda tereddüt yaratacağı-
• 7. HD. 16.06.2016 T. 20121/13546


4857 s. İş Kanunun 21/1. maddesine göre, davacının iş akdinin fesih tarihi, davalı işverenin kesinleşen işe iade kararı üzerine davacıyı işe başlatmadığı tarih olup, buna göre işverenin, işe iade kararının mali sonuçlarının tamamını ödemekle yükümlü olduğu-
• 21. HD. 31.05.2016 T. 36739/12829


Feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesine ilişkin davada, davacı işçinin iş sözleşmesini 4857 sayılı İş Kanunu'nun 28. maddesinin 2. fıkrasının (ı) bendinden yer alan "işçinin kendi isteği ve savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi..." nedenine dayanarak haklı sebeple feshettiğinin kabulü gerekeceği- Feshin geçersizliği ve işe iade isteminin kabulü yönündeki mahkeme hükmünün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması gerekeceği
• 22. HD. 10.05.2016 T. 11845/14174


Sendikal nedenle yapılan fesihlerde tazminatın; işçinin başvurusu, işe başlatma ve başlatılmama şartına bağlı olmaksızın işçinin en az bir yıllık ücreti tutarında belirleneceği- Yıllık ücretli izinle ilgili 6 ay ile 5 yıl arasında kıdemi olan işçi için 4, 5 yıl ile 15 yıl arasında kıdemi olan işçi için 5, 15 yıldan fazla kıdemi olan işçi için 6 aylık ücreti tutarında işe başlatmama tazminatın belirlenmesi gerektiği ve fesih sebebine göre bu miktarlarda azami sınırın 8 aya kadar da çıkabileceği-
• 9. HD. 28.04.2016 T. 10947/10721


Feshin sendikal nedene dayalı olup olmadığının tespitine ışık tutması bakımından işverence alınan işletmesel karar nedeniyle rızasıyla işten ayrılan kaç işçi olduğu, bu işçilerin sendikalılık durumları ve işverence alınan işletmesel karar nedeniyle fesih öncesi bazı işçilere iş teklifinde bulunulduğu savunulduğundan işverenin fesih öncesi işletmesel karar doğrultusunda teklif götürdüğü işçi sayısı, bu işçilerden kaçının sendikalı olduğu, teklifi kabul edip çalışmaya devam eden sendikalı işçi bulunup bulunmadığı ve teklifi kabul etmediği için işten çıkarılan sendikasız işçi olup olmadığının, işletmesel kararın alınmasından sonra işe alınan 17 işçinin sendikaya üye olan bulunup bulunmadığının, uzman bilirkişiler aracılığı ile araştırılarak sonucuna göre işverenin peyder pey sendikalı işçileri işten çıkarmak yolu ile sendikanın gücünü kırma amacı taşıyıp taşımadığı belirlenmesi gerektiği-
• 7. HD. 28.04.2016 T. 3910/9675


• 7. HD. 28.04.2016 T. 5206/9677


Davacı tanığı davalı şirketin .... Büyükşehir Belediyesinin işlerini taşeron olarak yaptığını iddia etmişse de dosyadan davalı şirket ile ... Büyükşehir Belediyesi arasında hizmet alımı olup olmadığı anlaşılmadığından mahkemece bu hususun araştırılması, davalı şirketin fesih tarihinde, Türkiye genelinde, aynı işkolundaki sigortalı sayısının araştırılması, bu işyerlerine ait tüm dönem bordrolarının getirtilmesinin gerektiği-
• 7. HD. 28.04.2016 T. 233/9691


Mahkemece, feshin sendikal nedene dayalı olup olmadığının tespitine ışık tutması bakımından işverence alınan işletmesel karar nedeniyle rızasıyla işten ayrılan kaç işçi olduğu, bu işçilerin sendikalılık durumları ve işverence alınan işletmesel karar nedeniyle fesih öncesi bazı işçilere iş teklifinde bulunulduğu savunulduğundan işverenin fesih öncesi işletmesel karar doğrultusunda teklif götürdüğü işçi sayısı, bu işçilerden kaçının sendikalı olduğu, teklifi kabul edip çalışmaya devam eden sendikalı işçi bulunup bulunmadığı ve teklifi kabul etmediği için işten çıkarılan sendikasız işçi olup olmadığı da netleştirilmesi gerektiği, ayrıca, işletmesel kararın alınmasından sonra işe alınan 17 işçinin sendikaya üye olan bulunup bulunmadığı da açıklığa kavuşturulması, sendikal örgütlenmenin başladığı 2014 yılının Haziran ayından sendikanın yetki tespitinde bulunduğu 24.07.2015 tarihine kadar sendikaya üye olan işçi sayısı, kaç üye işçinin işten çıkarıldığı, kaç işçinin istifa ettiği, bunlardan kaçının çalışmaya devam ettiği, bu tarihler arasında kaç işçinin işe alındığı ve bunlardan kaçının sendikaya üye olduğunun tereddütsüz şekilde, uzman bilirkişiler aracılığı ile araştırılması, sonucuna göre işverenin peyder pey sendikalı işçileri işten çıkarmak yolu ile sendikanın gücünü kırma amacı taşıyıp taşımadığı belirlendikten sonra karar verilmesi gerektiği-
• 7. HD. 28.04.2016 T. 3909/9673


Dosyada SGK çıkış bildirgesi olmadığından, davacının çıkışını .... -.... şirketi adi ortaklığının mı yoksa .... ile .... adi ortaklığının mı verdiği anlaşılmadığı, dosyada bulunan hizmet döküm cetvelinden ise, davacının 31.12.2014 tarihinde çıkışının verildiği, bu tarihten sonra herhangi bir işyerinde yeni bir giriş yapılmadığının görüldüğü, dosya içerisindeki CD’lere göre davalı gösterilen ....-.... Şirketinin sözleşme dönemi 01.06.2013-31.12.2014 tarihleri arasını kapsadığı, sonrasında, Davalı bakanlıktan ihaleyi 01.01.2015-31.12.2016 tarihleri arası için ....- .... adi ortaklığının aldığı anlaşıldığı, Dosyanın tek tanığı olan davacı tanığı ...’nın davacının iş akdini hangi şirketler ortaklığının feshettiği hususunda bir beyanı bulunmadığından, mahkemece davacı tanığı yeniden dinlenerek davacının iş akdini ....-.... Şirketi adi ortaklığının mı yoksa .... ile .... adi ortaklığının mı feshettiği sorulmalı, davacı tanığının beyanına göre .... ile birlikte davacının iş akdini fesheden diğer şirketin davaya dahil edilmesi sağlanması, ayrıca .... ile .... ortaklığının 01.01.2015 tarihinde davalı işyerinde işe başladığı da gözetilerek çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
• 7. HD. 28.04.2016 T. 1031/9700


Feshin sendikal nedene dayalı olup olmadığının tespitine ışık tutması bakımından işverence alınan işletmesel karar nedeniyle rızasıyla işten ayrılan kaç işçi olduğu, bu işçilerin sendikalılık durumları ve işverence alınan işletmesel karar nedeniyle fesih öncesi bazı işçilere iş teklifinde bulunulduğu savunulduğundan işverenin fesih öncesi işletmesel karar doğrultusunda teklif götürdüğü işçi sayısı, bu işçilerden kaçının sendikalı olduğu, teklifi kabul edip çalışmaya devam eden sendikalı işçi bulunup bulunmadığı ve teklifi kabul etmediği için işten çıkarılan sendikasız işçi olup olmadığının netleştirilmesi gerektiği ve sendikal örgütlenmenin başladığı aydan sendikanın yetki tespitinde bulunduğu tarihe kadar sendikaya üye olan işçi sayısı, kaç üye işçinin işten çıkarıldığı, kaç işçinin istifa ettiği, bunlardan kaçının çalışmaya devam ettiği, bu tarihler arasında kaç işçinin işe alındığı ve bunlardan kaçının sendikaya üye olduğunun tereddütsüz belirlenmesi gerektiği, sonucuna göre işverenin peyder pey sendikalı işçileri işten çıkarmak yolu ile sendikanın gücünü kırma amacı taşıyıp taşımadığının belirlenmesi gerektiği-
• 7. HD. 28.04.2016 T. 3923/9678


İşe iade davası sonunda davacı işçiyi işe çağıran davalı işverenin bu çağrısının samimiyeti konusunda uyuşmazlık bulunduğu davada, işçi kesinleşen mahkeme kararının kendisine tebliğinden itibaren on iş günü içinde işe başlamak için işverene başvuruda bulunmak zorunda olduğu ve aksi halde işverence yapılan fesih geçeri bir feshin sonuçlarını doğuracağı- İşçinin işe iade yönündeki başvurusu samimi olmasının gerekeceği- İşçinin gerçekte işe başlamak niyeti olmadığı halde, işe iade davasının sonuçlarından yararlanmak için yapmış olduğu başvuru geçerli bir işe iade başvurusu olarak değerlendirilemeyeceği- İşverenin de işçinin işe başlama isteğinin kabul edildiğini (1) ay içinde işçiye bildirmesi gerekeceği- İşverenin işe davete dair beyanının da ciddî olması gerekeceği- İşverenin işe başlatma amacı olmadığı halde işe başlatmama tazminatı ödememek için yapmış olduğu çağrı, gerçek bir işe başlatma daveti olarak değerlendirilemeyeceği- İşçinin, geçersizliği tespit edilen fesih tarihinde çalıştığı işyerinde ve işte işe başlatılmalı ve önceki koşulların tam olarak sağlanması ve aynı parasal hakların ödenmesinın gerekeceği- İşçinin başka bir coğrafyadaki aynı işverene ait işyerinde işe başlamak zorunluluğu bulunmayacağı-
• 7. HD. 26.04.2016 T. 1347/9319


Davacı işçinin davalıya ait işyerinde yaklaşık 13 yıl çalıştığı, kıdemine ve fesih nedenine göre mahkemece işe başlatmama tazminatının davacının 6 aylık ücreti tutarında belirlenmesinin doğru olmayıp, bu tazminatın davacının 5 aylık ücreti tutarında belirlenmesinin dosya içeriğine uygun düşeceği-
• 7. HD. 25.04.2016 T. 2798/9140


Davalının, davacı ve arkadaşlarının işyeri müdürü ile konuşma içeriklerine dair delil olarak dosyaya sunduğu tutanak içeriğinin doğruluğunun hakim tarafından araştırılması gerektiği, isimleri geçen tutanakta imzası bulunan kişilerin dinlenerek durumun açıklığa kavuşturulması gerektiği- İşe iade davasında kesin olarak verilen bozma kararına karşı direnme yolu kapalı olduğu halde, önceki kararda direnilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
• 7. HD. 25.04.2016 T. 9795/9210


Davalı işveren, fabrikaya nakil için davacı işçiye doğrudan bir görev teklifinde bulunmadığından davalı işverence yapılan fesih işleminin geçerli nedene dayanmadığı ve davacının işe iadesinin gerektiği-
• 7. HD. 25.04.2016 T. 1917/9129


İşverence gerçekleştirilen feshin sendikal nedene dayandığı ve bu hali ile geçerli olmadığı anlaşıldığından feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmesi isabetliyse de davacı işçinin dava dilekçesinde, yasal sürede başvurmasına rağmen davalı işverence işe başlatılmaması halinde işe başlatmama tazminatı olarak 12 aylık ücretinden az olmamak üzere sendikal tazminat talep etmesine rağmen talep aşılarak, 6356 Sayılı Kanunun 25/5 maddesi uyarınca -bu tazminatın davacının süresi içerisinde başvurusu ve davalı işverenin davacıyı işe başlatması veya başlatmaması şartına bağlı olmaksızın- 1 yıllık brüt ücreti tutarında belirlenmesi doğru bulunmayıp, davacı, dava dilekçesinde yasal sürede başvurusuna rağmen süresi içerisinde işe başlatılmama şartına bağlı olarak tazminat talep ettiğinden, bu tazminatın davacının talebi, fesih nedeni ve çalışma süresi dikkate alınarak işe başvuru ve başlatmama şartına bağlı olarak ve talep gözetilerek 12 aylık ücreti oranında belirlenmesinin dosya içeriğine uygun düşeceğinden hükmün bozulması gerektiği-
• 7. HD. 21.04.2016 T. 158/8919


davacı işçinin davalıya ait işyerinde yaklaşık 1,5 yıl çalıştığı, iş sözleşmesinin ihale dönemi bitiminde SGK’dan çıkış verilerek yazılı bildirimde bulunulmadan feshedildiği, işverence gerçekleştirilen feshin geçerli nedene dayanmadığı anlaşıldığından feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmesi isabetliyse de davacı işçinin kıdemine ve fesih nedenine göre mahkemece işe başlatmama tazminatının davacının 5 aylık ücreti tutarında belirlenmesi doğru olmayıp, bu tazminatın davacının 4 aylık ücreti oranında belirlenmesinin dosya içeriğine uygun düşeceği-
• 7. HD. 21.04.2016 T. 80/8915


Davalı Banka Yönetim Kurulunun 25.12.2014 tarih ve 10186 sayılı kararında ve 15.01.2015 tarih ve 1 sayılı İşçi-İşveren Kurulu Kararında; özel güvenlik işinin dış firmaya verilerek yürütülmesi sonucu, işgücü fazlası olarak belirlenen banka çalışanlarının banka boş kadrolarında istihdam edilme imkanlarının araştırıldığı, eğitimleri ve diğer nitelikleri yapılacak işe uygun bulunan özel güvenlik görevlilerinin gişe yetkilisi olarak veya dış firma ile koordinasyonu sağlamak üzere oluşturulacak kadrolara atanmasının planlandığı belirtilerek 50 işçinin dış firma ile koordinasyonu sağlamak üzere terfi ettirildiği, 10 işçiye ise asistan gişe yetkilisi görevinin teklif edildiği ve kendileriyle mülakat yapıldığının sunulan belge içeriğinden anlaşıldığı, yine davalı tarafça 1072 işçinin alt işveren şirkette çalışmaya devam ettiğinin bildirildiği, dosyaya sunulan fesih öncesi ve sonrasında işe alınan işçileri gösterir listede çok sayıda gişe yetkilisinin işe alındığı anlaşıldığından işverenin davacıya neden başka iş ve görev teklif etmediği, hangi objektif seçim kriterini uyguladığının anlaşılamadığı işverence gerçekleştirilen feshin geçerli nedene dayanmadığı anlaşıldığından feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmesi isabetli olmakla, 4857 sayılı İş Kanununun 21.maddesi uyarınca boşta geçen süre için 4 aya kadar ücret ve diğer hakların ödenmesine karar verilmesi gerekirken, üst sınır aşılarak en çok 8 aya kadar ücret ve diğer hakların ödenmesi gerektiğinin belirtilmesi yasanın açık emredici düzenlemesine aykırılık teşkil ettiğinden hatalı olup bozmayı gerektirdiği-
• 7. HD. 20.04.2016 T. 42129/8805


Davacı işçinin davalıya ait işyerinde 6 ay - 5 yıl arası çalıştığı, kıdemine ve fesih nedenine göre mahkemece işe başlatmama tazminatının davacının 7 aylık ücreti tutarında belirlenmesi doğru bulunmayıp, bu tazminatın davacının 4 aylık ücreti tutarında belirlenmesinin dosya içeriğine uygun düşeceğinden hükmün bu yönden bozulması gerektiği-
• 7. HD. 20.04.2016 T. 41419/8766


Davacı işçinin iş sözleşmesinin davalı şirketçe performans düşüklüğü gerekçesiyle feshedildiği, fesihten önce davacının savunmasının alınmadığı ve davacının izleme sürecine alınıp eğitim verilmediği, feshin geçerli nedene dayanmadığı anlaşıldığından feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmesi isabetli olduğu - 4857 sayılı İş Kanununun 21.maddesi uyarınca boşta geçen süre için 4 aya kadar ücret ve diğer hakların ödenmesine karar verilmesi gerekirken, üst sınır aşılarak en çok 6 aya kadar ücret ve diğer hakların ödenmesi gerektiğinin belirtilmesi yasanın açık emredici düzenlemesine aykırılık teşkil ettiğinden hatalı olup bozmayı gerektirdiği-
• 7. HD. 20.04.2016 T. 41444/8802


Davacı lehine TİS. mad. 45/2 'ye göre haksız fesih tazminatının hüküm altına alınması gerekmekte ise de, İş K. mad. 21/1 'deki hüküm, kamu düzenine ilişkin ve emredici nitelikte olduğundan hüküm altına alınacak tazminat üst sınır olan 8 aylık ücret tutarını geçemeyeceğinden haksız fesih tazminatının, geçersiz sayılan fesih tarihindeki ücret seviyesi üzerinden hesaplanması, hükmüne uyulan bozma ilamına göre takdiri indirim yapılarak tazminatın hüküm altına alınması gerektiği ancak davacı 6 aylık ücret tutarındaki tazminatı zaten kesinleşen işe iade davası ile birlikte aldığından, takdir indirim sonucu hükmedilecek haksız fesih tazminatının davacının 2 aylık ücretinden fazla olmayacak şekilde belirlenmesi gerektiği-
• 7. HD. 19.04.2016 T. 11471/8564


Davacı işe başlama isteğine dair ihtarnamede tebligatın yapılmasını istediği adresi açıkça belirtip, davalı tarafından söz konusu adrese yasal süresi içinde bildirim yaptığından ancak tebligatın davacının tanınmaması nedeniyle iadesi üzerine davalının yeniden yaptığı ikinci bildirime ise davacı herhangi bir cevap vermediğinden ve makul bir sürede davalıya işe başlama için başvurmadığından davacıya davalı tarafından yapılan tebligat geçerli olduğundan ve davacı tebligatı aldıktan sonra dahi davalı işverene işe başlamak için müracaat etmediğinden davacının işe iade yönündeki başvurusunun samimi olmadığı ve davanın reddi gerektiği-
• 7. HD. 14.04.2016 T. 6154/8350


Davacı işçinin davalı işyerinde 01.10.2003-07.05.2014 tarihleri arasında çalıştığı, ihale süresinin sona ermesi nedeniyle sözlü olarak yapılan feshin haklı yada geçerli bir nedeni bulunmadığı anlaşıldığından mahkemece davacının işe iadesine ilişkin verdiği kararın yerinde olduğu, ancak davacı işçinin kıdemine ve fesih nedenine göre mahkemece işe başlatmama tazminatının davacının 6 aylık ücreti tutarında belirlenmesi doğru olmayıp bu tazminatın davacının 5 aylık ücreti oranında belirlenmesinin dosya içeriğine uygun düşeceği - Davalı şirket ile davalı Belediye arasındaki ilişkinin muvazaalı olduğunun tespiti ile davacının davalı Belediye'deki işine iadesine ve işe iadenin maddi sorumluluklarından ve yargılama giderlerinden her iki davalının da müştereken müteselsilen sorumluluğu olduğuna karar verilmiş olması doğru ise de davalı iş ortaklığının sorumluluğu bulunduğu halde mahkemece hüküm yerinde davalı iş ortaklığı yönünden davanın husumet yönünden reddine karar verilmiş olmasının hatalı olduğu-
• 7. HD. 14.04.2016 T. 11968/8301


Fesihten 3 ay önce ve 3 ay sonrasında sendikalı işçilerden kaçının iş sözleşmesinin sona erdiği ve kaçının sözleşmesinin işverence feshedildiği, fesih sebeplerinin neden ibaret olduğu, fesih sebepleri ve fesih tarihlerinde benzerlikler bulunup bulunmadığı, bu dönem içerisinde sendika üyeliğinden istifa eden işçilerin sayısının ne olduğu, üyelikten istifa eden bu işçilerin iş akitlerinin akıbetinin ne olduğu, iş akitlerinin istifa sonrası sürüp sürmediği, yeni işe alımla var ise bu işçilerin sendikalı olup olmadığı ve Mahkemece dayanılan oransal dengenin bu yeni giren işçiler sebebiyle mi ortaya çıktığı, geçmiş yıllar da nazara alındığında fesih tarihine yakın süreçte işyerinde sendikal faliyette bir artış yaşanıp yaşanmadığı hususlarında araştırmaya gidilmesi ve toplanacak deliller dosya içeriği ile yeniden bir değerlendirmeye tabi tutularak feshin sendikal nedene dayanıp dayanmadığı hususunun kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması gerektiği-
• 7. HD. 14.04.2016 T. 12779/8259


Davacı işçinin davalıya ait işyerinde yaklaşık 6 yıl çalıştığı, iş sözleşmesinin mağaza küçültülmesi ve davacının görev yaptığı kadronun kapatılmasına dayanan işletmesel karar nedeniyle geçerli nedenle feshedildiği, dosya içerisinde bulunan fesihten sonra internet aracılığı ile yapılan iş ilanları karşısında işverence gerçekleştirilen feshin geçerli nedene dayanmadığı anlaşıldığından feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmesi isabetliyse de davacı işçinin kıdemine ve fesih nedenine göre mahkemece işe başlatmama tazminatının davacının 4 aylık ücreti tutarında belirlenmesi doğru bulunmayıp, bu tazminatın davacının 5 aylık ücreti oranında belirlenmesinin dosya içeriğine uygun düşeceği, ayrıca, boşta geçen süre ücretinin de belirtilen yasal üst sınır gereği en çok 4 aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer hakların ödenmesi şeklinde tespiti gerektiğinden yasal üst sınır aşılarak en çok 5 aylık ücret ve diğer haklarının davalıdan alınarak davacıya ödenmesi gerektiğinin belirlenmesinin hatalı olduğu-
• 7. HD. 14.04.2016
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“Borçlar & Ticaret & İş” sayfasına dön