KREDİ KARTI SLİPLERİ, KREDİLİ SATIŞLAR, İSPAT YÜKÜ


İptal Davaları, Tam Yargı Davaları, İdari Yargılama Usulü, Yürütmenin Durdurulması, İdare ve İdari İşlemler
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Hepsihukuk
Mesaj Panosu Yöneticisi
Mesajlar: 2291
Kayıt: 28 Mar 2021, 13:29
İletişim:

Danıştay 3. Daire
Esas: 2010/7112
Karar: 2012/4884

Özeti : Kredi kartı hesabı borçlandırılmak suretiyle yapılan satışlardan elde edilen hasılatın tümünün kayıt ve beyanlara dahil edildiğini ispat külfetinin davacıya ait olduğu hakkında.

Temyiz Eden : Mersin Vergi Dairesi Başkanlığı

Karşı Taraf : … İthalat İhracat Nakliyat Ticaret Limited Şirketi

İstemin Özeti : Davacı şirket adına Ekim 2008 döneminde kredi kartı ile yapılan satışlardan elde edilip kayıtlara alınmayan hasılata isabet eden katma değer vergisini beyan etmemesi nedeniyle re'sen salınan vergi ziyaı cezalı katma değer vergisine karşı dava açılmıştır. Mersin 2. Vergi Mahkemesinin 27.07.2010 gün ve E:2009/422, K:2010/1300 sayılı kararıyla, P.O.S. cihazından çekilen ve tarhiyata esas alınan 116.059,80 TL'nın işletmenin nakit ihtiyacının giderilmesine yönelik olduğu yolundaki iddiasını kanıtlaması istenen davacı şirket tarafından sunulan belgelerden 18.197,00 TL tutarındaki hasılatın kayıtlarına alınmasına karşın katma değer vergisi matrahına sehven eklenmediği anlaşıldığından, tarhiyatın bu tutara isabet eden kısmında hukuka aykırılık görülmediği, davacı tarafından, kayıt ve beyan dışı bırakılan 68.036,85 TL'nin ise faturası malın satışı sırasında düzenlenen kredili satışlara ilişkin olduğu inceleme sırasında ifade edilmesine karşın bu yönde bir araştırma yapılmadan ve davacıya ispat hakkı tanınmaksızın tutarın matraha alındığı anlaşıldığından, bu tutara isabet eden cezalı verginin hukuka uygun düşmediği, öte yandan, matrahın 14.490,00 TL tutarındaki kısmının şirket müdürü … ve eşi …’nun kredi kartından çekilen ve nakit ihtiyacının giderilmesi ve şirkete ilişkin ödemeler için kullanıldığının iddia edilmesi üzerine şirketin finansman ihtiyacı bulunup bulunmadığının tespiti bakımından yaptırılan bilirkişi incelemesinde Ekim 2008 dönemi itibarıyla "Kasa Hesabının" negatif bakiye verdiği, likidite oranlarına esas alınarak yapılan hesaplama sonucu şirketin nakit ihtiyacı bulunduğunun ortaya konulduğu, bu nedenle bu tutarın finansman ihtiyacının karşılanması amacıyla çekildiği sonucuna varıldığı, mahkemelerince yukarıda değinilen tutarların matrahtan indirilmesi suretiyle yapılan hesaplama sonucu davacı tarafından izah edilemediği anlaşılan 15.335,95 ile sehven beyan edilmeyen 18.197,00 TL'dan oluşan toplam 25.781,75 TL tutarındaki hasılata isabet eden cezalı vergide hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle dava 25.781,75 TL'na isabet eden cezalı vergi yönünden reddedilmiş, matrahın diğer kısımlarına isabet eden cezalı vergi kaldırılmıştır. Davalı idarece; P.O.S. cihazının satış aracı olduğu, inceleme raporu uyarınca yapılan tarhiyatta kanuna aykırılık bulunmadığı ileri sürülerek kararın terkine ilişkin kısmının bozulması istenmiştir.

Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.

Tetkik Hakimi : Sibel KORUCU

Düşüncesi : Vergi mahkemesince, davacıdan kredili olduğu iddia edilen satışlara ilişkin faturalar ve kredi kartı slipleri istenerek yapılacak inceleme sonucu karar verilmesi gerekirken kanıt yükü davalı idareye yüklenerek verilen kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Savcı : Birgül KURT

Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49'uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.

Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Üçüncü Dairesince işin gereği görüşülüp düşünüldü:

Temyiz istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen iddialar, kararın şirket ortağı ve eşinin kredi kartından çekilip nakit ihtiyacı için kullanıldığı sonucuna varılan 14.490,00 TL' ya isabet eden cezalı verginin kaldırılmasına ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasını sağlayacak durumda görülmemiştir.

213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 3'üncü maddesinin (B) işaretli bendinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin işlemlerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği kurala bağlanmış, iktisadi, ticari ve teknik icaplara uymayan ve olayın özelliğine göre normal ve olağan olmayan bir durumun iddia olunması halinde iddia eden taraf bu iddiasını kanıtlamakla yükümlü kılınmıştır.

Davacı şirketin P.O.S. cihazıyla yaptığı 68.036,85 TL tutarındaki satışa isabet eden katma değer vergisini beyan etmediği ileri sürülerek tarh matrahına alınan bu tutara isabet eden cezalı verginin vergi mahkemesince; davacı şirket yetkilisince tutarın inceleme sırasında açık hesap olarak izlenen kredili satışlara ilişkin olduğu ileri sürülerek bu ödemelere ait slipler sunulduğu halde, bu yönde bir inceleme yapılmadan ve davacıya kanıt hakkı sağlanmadan bu tutarın matrahın alınmasının hukuka uygun düşmediği gerekçesiyle kaldırıldığı anlaşılmaktadır.

Kredi kartı hesabı borçlandırılmak suretiyle yapılan satışlarda müşterinin imzasıyla onayladığı nüshası, satıcıda kalan slipler ve kredi kartı hesabına ait bilgiler, müşteri ile yapılan satış işleminin tarihi, konusu ve miktarının saptanmasına olanak sağladığından, bu şekilde yapılan satışlara ait hasılatın bir kısmının kayıtlara alınmadığının saptanması halinde; yapılan satışlardan elde edilen hasılatın tümünün kayıt ve beyanlara dahil edildiğini ispat külfeti yukarıda yer verilen Yasa kuralı gereği davacıya aittir.

Davacı tarafından P.O.S. cihazı ile yapılan satışların bir kısmının kredili satışlara ilişkin olduğu iddiasıyla açılan davada vergi mahkemesince kredili satışlardan oluştuğu kabul edilen 68.036,85 lira hasılatın vergilendirme döneminde yapılan satışlara ya da daha önceki aylarda yapılıp bu dönemlerde karşılığı tahsil edilen satışlara ilişkin olup olmadığının tespiti bakımından kanıt yükü kendisine düşen davacıdan kredili olduğu iddia edilen satışlara ilişkin faturalar ve kredi kartı slipleri istenerek yapılacak inceleme sonucu karar verilmesi gerekirken kanıt yükü davalı idareye yüklenerek verilen kararın değinilen matrah farkına isabet eden cezalı vergiye ilişkin hüküm fıkrası hukuka uygun görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kısmen reddine ve Mersin 2. Vergi Mahkemesinin 27.07.2010 gün ve E:2009/422, K:2010/1300 sayılı kararının 14.490,00 TL' na isabet eden cezalı vergiye ilişkin hüküm fıkrasının onanmasına, istemin kısmen kabulü ile kararın 68.036,85 TL' na isabet eden cezalı vergiye ilişkin hüküm fıkrasının bozulmasına, yargılama giderlerinin yeniden verilecek kararda karşılanması gerektiğine, 24.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“İdare Hukuku” sayfasına dön