2. Hukuk Dairesi 2016/9966 E. , 2018/928 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

2. Hukuk Dairesi 2016/9966 E. , 2018/928 K.


'İçtihat Metni'

...
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından, kusur belirlemesi, manevi tazminat ve ziynet yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Mahkemece davacı-karşı davalı kadın ile davalı-karşı davacı erkeğin açtığı boşanma davalarının yapılan yargılaması sonucunda; her iki davanın kabulü ile boşanmaya karar verilmiş ve boşanmaya neden olan olaylarda kadın ağır kusurlu bulunmuştur.
Mahkemece kadına kusur olarak yüklenen vakıalar evlenmeden önceki olaylardır. Affedilen veya hoş görü ile karşılanan olaylar taraflara kusur olarak yüklenemez. Davalı-karşı davacı erkek kadının başka biri ile cinsel birliktelik yaşadığını bilerek davacı-karşı davalı kadın ile evlenmiştir. Bu vakıa kadına kusur olarak yüklenemez. Bunun dışında kadının boşanmayı gerektiren başkaca kusurlu bir davranışı ispatlanamamıştır. Boşanmaya neden olan olaylarda mahkemece belirlenen ve gerçekleşen erkeğin kusurlu davranışlara göre davalı-karşı davacı erkek tamamen kusurludur.
Türk Medeni Kanununun 166. maddesi hükmünü tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamamak ve değerlendirmemek gerekmekledir. Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer. Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır. Boşanmayı elde etmek isteyen kişi karşı tarafın hiçbir eylem ve davranışı söz konusu olmadan, evlilik birliğini devamı beklemeyecek derecede temelinden sarsar, sonra da mademki birlik artık sarsılmış diyerekten boşanma doğrultusunda hüküm kurulmasını talep edebilir. Öyle ise Türk Medeni Kanununun 166. maddesine göre boşanmayı isleyebilmek için tamamen kusursuz ya da az kusurlu olmaya gerek olmayıp, daha fazla kusurlu bulunan tarafın dahi dava hakkı bulunmakla beraber, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun varlığı ve bunun belirlenmesi kaçınılmazdır. Az kusurlu eş boşanmaya karşı çıkarsa bu halin tespiti dahi tek başına boşanma kararı verilebilmesi için yeterli olamaz. Az kusurlu eşin karşı çıkması hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmalı, eş ve çocuklar için korunmaya değer bir yararın kalmadığı anlaşılmalıdır (TMK m.166/2).
Mevcut olaylara göre evlilik birliğinin devamı eşlerden beklenmeyecek derecede, temelinden sarsıldığı kuşkusuzdur. Ne var ki, bu sonuca ulaşılması tamamen davalı-karşı davacı erkeğin tutum ve davranışlarından kaynaklanmış olup, davacı-karşı davalı kadına atfı mümkün hiçbir kusur gerçekleşmemiştir. Bu itibarla erkeğin davasının reddi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yetersiz gerekçe ile erkeğin davasının kabulüne karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır. Ancak bu yön temyiz edilmediğinden bozma nedeni yapılmamış, yanlışlığa değinilmekle yetinilmiştir.




2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı-karşı davalı kadının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
3- Yukarıda 1. bentte gösterilen sebeplerle boşanmaya neden olan olaylarda erkek tam kusurludur. Tam kusurlu eş yararına tazminat verilemez (HMK m.174/1-2). Davalı-karşı davacı erkeğin manevi tazminat isteminin reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
4-Yukarıda 1. bentte belirtildiği üzere boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkek tam kusurlu olup, bu kusurlu davranışlar kadının kişilik haklarına saldırı niteliği taşımaktadır. Kadın yararına Türk Medeni Kanununun 174/2 maddesi koşulları oluşmuştur. Bu husus gözetilmeden davacı-karşı davalı kadının manevi tazminat talebinin reddi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 3. ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 22.01.2018 (Pzt.)



....

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön