2. Hukuk Dairesi 2016/13071 E. , 2018/2960 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

2. Hukuk Dairesi 2016/13071 E. , 2018/2960 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Nafaka - Boşanma

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi srlu olanın davalı-davacı erkek olduğu, ancak 10.12.2015 tarihli duruşmada davacı-davalı kadının ' ben eşimi seviyorum, ondan ayrılmak istemiyorum' diyerek davalı-davacı erkeğin tüm kusurlu davranışlarını affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığı gerekçesiyle, kadının tedbir nafakası davasının (TMK m.l97) reddine, davalı-davacı erkeğin boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer’ilerine karar verilmiştir.
Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; tarafların davaların açıldığı 04.11.2014 tarihinden önce fiilen ayrıldıkları ve davanın devamı süresince hiç bir şekilde bir araya gelmedikleri anlaşılmaktadır. Bu sebeple erkeğin açtığı boşanma davasının reddini savunan davacı-davalı kadının bu amaca ulaşmak maksadıyla 10.12.2015 tarihli duruşmada söylediği 'ben eşimi seviyorum, ondan ayrılmak istemiyorum' şeklindeki sözleri barışma girişimi olarak değerlendirilebilir ise de, eşinden kaynaklanan kusurlu davranışları affettiği ya da hoşgörü ile karşıladığı anlamına gelmez. Kadının bu sözlerinin davalı-davacı erkek tarafından nasıl kabul edildiğinin de bir önemi yoktur. Davacı-davalı kadının eşinden kaynaklanan kusurlu davranışları affettiğine dair dosya içerisinde başkaca bir delil de bulunmamaktadır.
O halde, tarafların mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlarına göre boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-davacı erkeğin davacı-davalı kadına göre ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Boşanmaya sebep olan olaylarda ağır kusurlu eş yararına maddi tazminata (TMK m.174/1) karar verilemez. Gerçekleşen bu durum karşısında, davalı-davacı erkeğin davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesi sonucu itibariyle doğru olmakla birlikte (TMK m.166/2) belirlenen bu kusur durumuna göre davalı-davacı erkeğin maddi tazminat talebinin reddine, boşanmaya sebep olan olaylar kişilik haklarına saldırı teşkil eden ve boşanmakla en azından eşinin maddi desteğinden mahrum kalacak davacı-davalı kadın yararına, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi (TMK m. 4, TBK m. 50 ve 51) dikkate alınarak uygun miktarda maddi ve manevi tazminata karar verilmesi gerekir. Mahkemece hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3-Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-davalı kadın ağır kusurlu olmayıp, yoksulluk nafakası (TMK m.175) koşulları kadın yararına gerçekleşmiştir. O halde; davacı-davalı kadın yararına tarafların sosyal ve ekonomik durumları gözetilerek uygun miktarda yoksulluk nafakasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde ret hükmü kurulması doğru değildir.
4-Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere davacı-davalı kadın ayrı yaşamakta haklılığını ispatlamış olup kadının tedbir nafakası davasının (TMK m.197) kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde ret hükmü kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2., 3. ve 4. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, hükmün diğer bölümlerinin ise 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 05.03.2018(Pzt.)









Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön