2. Hukuk Dairesi 2016/14047 E. , 2018/3499 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

2. Hukuk Dairesi 2016/14047 E. , 2018/3499 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından; tazminatlar ve nafakaların miktarı ile ziynet eşyası alacağı talebi ve ziynet eşyası alacağı davasında hükmolunan vekalet ücreti yönünden, davalı erkek tarafından ise; boşanma ve ziynet eşyası alacağı davalarının tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, davacı kadın yararına hükmolunan maddi tazminat azdır. Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile Türk Borçlar Kanununun 50. ve devamı maddeleri hükmü nazara alınarak, daha uygun miktarda maddi tazminat (TMK m. 174/1) takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
3- Toplanan delillerden, davalıdan kaynaklanan, davacının kişilik haklarına saldırı teşkil eden maddi bir hadisenin varlığı kanıtlanmamış ve Türk Medeni Kanununun 174/2. maddesi koşulları oluşmamıştır. Davacı kadının manevi tazminat isteminin reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
4- Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, nafaka talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir (TMK m. 175). Toplanan delillerden, davacı kadının otelde çalıştığı, sürekli gelirinin bulunduğu, buna karşılık davalı erkeğin de bir fabrikada çalıştığı, davacı kadının boşanma nedeniyle yoksulluğa düşmeyeceği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 175. maddesi koşulları kadın yararına oluşmamıştır. Yoksulluk nafakası isteminin reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
5-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre velayeti davacı anneye bırakılan ortak çocuklar 17.02.2002 doğumlu Sanem ile 03.12.2008 doğumlu Can yararına hükmolunan iştirak nafakaları azdır. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4. maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırıdır.
6-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinin (2.) fıkrasında, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden herbiri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği, aynı Kanununun 298. maddesinin (2.) fıkrasında da, gerekçeli kararın, tefhim edilen hükme aykırı olmayacağı hükme bağlanmıştır. Bu düzenlemeye göre; dava dilekçesi, bilirkişi raporu gibi herhangi bir belgeye atıf yapılarak hüküm kurulamaz. Gerek tefhim edilen ve zabıtla belirlenen kararda, gerekse buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına alman eşyaların cins, nitelik miktar ve değerlerinin ayrı ayn gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde belirtilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden, aynen iadesi olmazsa bedellerine karar verilen ziynetlerin tek tek ağırlıkları ve ayarlan belirtilmeden hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
7-Kabule göre de; boşanmanın fer'i niteliğinde olmayan ziynet eşyası alacağı davasının nispi harca tabi bulunduğu gözetilerek, davanın kabulü halinde bu dava sebebiyle peşin olarak yatırılan nispi harcın, Harçlar Kanunu uyarınca hüküm altına alınan anlaşmazlık konusu değere göre belirlenecek karar ve ilam harcından mahsubu ile kalan bölümünün davada haksız çıkan tarafa yüklenmesi gerekirken, bu konuda hüküm kurulmaması da doğru değildir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2., 3., 4., 5. ve 6. bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, 6 nolu bentte gösterilen bozma sebebine göre tarafların, ziynet alacağı davasına ilişkin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, hükmün bozma kapsamı dışında kalan diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 19.03.2018(Pzt.)












Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön