2. Hukuk Dairesi 2019/645 E. , 2019/9304 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

2. Hukuk Dairesi 2019/645 E. , 2019/9304 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Taraflar

Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; kısmen bozulmasına, kısmen onanmasına dair Dairemizin 22/10/2018 gün ve 2016/25807 - 2018/11589 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce verilen kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26.09.2014 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ila 454. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir.
1-Temyiz ilamında yer alan açıklamalara göre, davacı erkeğin tüm, davalı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan karar düzeltme istekleri yersizdir.
2-Davacı erkek tarafından açılan boşanma davasının ( TMK m. 166/1) yapılan yargılaması sonunda mahkemece, davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, davalı kadın lehine tedbir nafakasına, davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiş, verilen karar davalı kadın tarafından tamamına yönünden temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 22.10.2018 gün ve 2016/25807 E.- 2018/11589 K. sayılı ilamı ile 'Mahkemece, boşanmaya sebep olan olaylarda, davalı kadının ağır kusurlu olduğu kabul edilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden, mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, davalı kadının eşine ve eşinin ailesine karşı ağır hakaretler ve küfürler ettiği, eşine beddua ettiği, eşinin üzerine yürüdüğü ve evde misafir istemediği, buna karşılık davacı erkeğin ise sadakate aykırı tutum ve davranışlar sergilediği ve eşine sürekli olarak ağır hakaret ve küfürler ettiği anlaşılmaktadır. Tarafların gerçekleşen bu kusurlu davranışlarına göre boşanmaya sebep olan olaylarda aynı oranda kusurlu olduklarının kabulü gerekir. Mahkemece, delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde kusur belirlemesi yapılması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek taraf, kusuru daha ağır olmamak koşuluyla geçimi için diğer taraftan malî gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir (TMK m. 175). Mahkemece, davalı kadının yoksulluk nafakası talebi boşanmaya sebep olan olaylarda ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle reddedilmiş ise de, yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere tarafların boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu olduklarının kabulü gerekir. Toplanan delillerden; davalı kadın adına tapuda kayıtlı Kadıköy'de daire, Tuzla'da tarla ve Üsküdar'da üzerinde bina olduğu iddia olunan arsa bulunduğu, ayrıca davalı kadının otomobilinin de bulunduğu anlaşılmaktadır. Ancak, mahkemece davalı kadın adına kayıtlı bulunan taşınmazlar ile otomobil konusunda bir araştırma yapılmamıştır. Bu sebeple davalı kadının usulünce ekonomik ve sosyal durumu, gerektiğinde taşınmazların başında keşif yapılarak değerleri ve getirileri konusunda bilirkişi raporu da alınmak suretiyle araştırılarak, kadının boşanma yüzünden yoksulluğa düşüp düşmeyeceğinin belirlenmesi, gerçekleşecek sonucuna göre kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı sakilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.' şeklindeki gerekçe ile bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerin ise onanmasına karar verilmiş, taraflarca süresi içerisinde karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
Dosyanın yeniden yapılan incelemesinde; mahkemece davalı kadına yüklenen eşinin ailesine hakaret ve küfürler ettiği, eşine beddua ettiği, eşinin üzerine yürüdüğü vakıalarına davacı erkek tarafından usulüne uygun şekilde dayanılmadığı, usulüne uygun şekilde dayanılmayan bu vakıaların diğer eşe kusur olarak yüklenemeyeceği, bu haliyle de boşanmaya sebebiyet veren olaylarda her iki taraf da kusurlu olmakla birlikte davalı kadına göre, davacı erkeğin daha ağır kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Ne var ki ilk inceleme sırasında bu durum gözden kaçırılarak yanılgılı değerlendirme ile davalı kadının eşine ve eşinin ailesine karşı ağır hakaretler ve küfürler ettiği, eşine beddua ettiği, eşinin üzerine yürüdüğü ve evde misafir istemediği, buna karşılık davacı erkeğin ise sadakate aykırı tutum ve davranışlar sergilediği ve eşine sürekli olarak ağır hakaret ve küfürler ettiği vakıaları taraflara kusur olarak yüklenilerek ve tarafların aynı oranda kusurlu olduğu belirtilerek bozma yapılmıştır. Bu itibarla davalı kadının karar düzeltme talebinin kısmen kabulü ile Dairemizin 22.10.2018 gün ve 2016/25807 E.- 2018/11589 K. sayılı onama bozma ilamının bozmaya yönelik 2. bendinin kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde değişik gerekçe ile bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
3-Yukarıda 2. bentte açıklanan sebeple, Dairemizin 22.10.2018 gün ve 2016/25807 E.- 2018/11589 K. sayılı bozma ilamında, yoksulluk nafakası yönünden de davacı erkeğin boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı kadına nazaran ağır kusurlu olduğu şeklindeki gerekçe ile hükmün bozulmasına karar verilmesi gerekirken, tarafların boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu olduğu şeklindeki gerekçe ile bozma kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Bununla birlikte, toplanan delillerden; davalı kadın adına tapuda kayıtlı Kadıköy'de daire, Tuzla'da tarla ve Üsküdar'da üzerinde bina olduğu iddia olunan arsa bulunduğu, ayrıca davalı kadının otomobilinin de bulunduğu anlaşılmaktadır. Ancak, mahkemece davalı kadın adına kayıtlı bulunan taşınmazlar ile otomobil konusunda bir araştırma yapılmamıştır. Bu sebeple davalı kadının usulünce ekonomik ve sosyal durumu, gerektiğinde taşınmazların başında keşif yapılarak değerleri ve gelirleri konusunda bilirkişi raporu da alınmak suretiyle araştırılarak, kadının boşanma yüzünden yoksulluğa düşüp düşmeyeceğinin belirlenmesi, gerçekleşecek sonuca göre kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmeyip bozmayı gerektirdiğinden, Dairemizin 22.10.2018 gün ve 2016/25807 E.- 2018/11589 K. sayılı bozma ilamının yoksulluk nafakasına ilişkin 3. bendinin de kaldırılarak yukarıda açıklanan şekilde değişik gerekçe ile bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.

SONUÇ: Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440/1-4. maddesi gereğince davalı kadının karar düzeltme talebinin yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle kısmen kabulü ile Dairemizin 22.10.2018 gün ve 2016/25807 E.- 2018/11589 K. sayılı onama-bozma ilamının bozmaya yönelik 2. ve 3. bentlerinin kaldırılmasına, yerel mahkeme kararının yukarıda gösterilen sebeple kusur belirlemesi ve yoksulluk nafakası yönünden değişik gerekçe ile BOZULMASINA, tarafların diğer karar düzeltme isteklerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple REDDİNE, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 442/3. maddesi gereğince; bu maddede gösterilen para cezasının miktarı 5252 sayılı Kanunun 4. maddesiyle artırıldığından ve aynı yasanın 7. maddesiyle; ceza, idari para cezasına dönüştürüldüğünden, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 17. maddesinin 7. fıkrasıyla da idari para cezaları her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yıl uygulanan miktarın, o yıl için belirlenmiş olan yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanacağı öngörülmüş olmakla, bu suretle hesaplanan 315.00 TL. idari para cezasının ve Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 92.50 TL. ilam harcının karar düzeltme talep eden davacıya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna, karar düzeltme harcının istek halinde yatıran davalıya geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi. 30.09.2019 (Pzt.)




Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2019 Yılı Kararları” sayfasına dön