2. Hukuk Dairesi 2018/4413 E. , 2019/5344 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
İlk derece mahkemesince Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına dair verilen karara karşı, davalı tarafından yapılan istinaf başvurusu, bölge adliye mahkemesinin hukuk dairesince incelenmiş ve davalı tarafın istinaf talebinin ffMK 353/l-a-6. maddesi uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmiş olması halinde, bölge adliye mahkemesi esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosya ilk derece mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar verir (HMK m. 353/1-a-6). İlk derece mahkemesince Türk Medeni Kanunu'nun 166/3. maddesi gereğince boşanmaya karar verildiği için çekişmeli boşanma açısından hiçbir delil toplanmamış ve hiçbir delil değerlendirilmemiştir. İlk derece mahkemesinin kararı kaldırılmasıyla davaya çekişmeli şekilde devam edileceğine göre, taraflarca bildirilecek tüm deliller toplanıp değerlendirilmesi gerekecektir. O halde, bölge adliye mahkemesince verilen gönderme kararı kesin olup temyiz edilemez.
Temyiz dilekçesi, kanuni süre geçtikten sonra verilir veya kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesi temyiz dilekçesinin reddine karar verir ve 344’üncü maddeye göre yatırılan giderden karşılanmak suretiyle ret kararını kendiliğinden ilgiliye tebliğ eder (HMK m. 346/1 ve 366). Temyiz edilen karar kesin olduğu halde bu konuda inceleme yapılıp karar verilmeksizin dosya Yargıtay'a gönderilmiş ise 01.06.1990 tarih 1989/3 esas, 1990/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince dosyanın mahalline çevrilmesine gerek olmaksızın Yargıtay tarafından da temyiz talebinin reddine karar verilmelidir. Bu İçtihadı Birleştirme Kararı HUMK hükümleri nedeniyle verilmiş olsa da HMK'daki benzer düzenlemeler de aynı yorum ve sonucu gerektirdiğinden, HMK hükümlerine göre temyiz yönünden de uygulanmalıdır. Somut olayda kesin bir karara karşı temyiz başvurusunda bulunulduğu ancak bölge adliye mahkemesi hukuk dairesi tarafından bu konuda bir karar verilmeksizin dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmakla, davacı tarafından temyiz isteminde bulunulan bölge adliye mahkemesi kararı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1-a- 6. bendine göre kesin nitelikte olduğundan, davacının temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeple davacının temyiz dilekçesinin REDDİNE, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oyçokluğuyla karar verildi.02.05.2019 (Prş.)
(Muhalif)
KARŞI OY YAZISI
Davacı erkek tarafından açılan boşanma davasının yapılan yargılaması sonunda, ilk derece mahkemesince evliliğin bir yıldan fazla sürmesi ve tarafların boşanma ve fer’ileri konusunda anlaşmaları sebebiyle Türk Medeni Kanunu’nun 166/3. maddesi uyarınca boşanmalarına karar verilmiş, verilen karar davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince “Anlaşmalı boşanma yönünde oluşan karar kesinleşinceye kadar, eşlerin bu yöndeki diğer bir ifadeyle gerek boşanmanın mali sonuçları, gerekse çocukların durumu hususunda kabul edilen düzenlemeleri kapsayan irade beyanından dönmesini engelleyici yasal bir hüküm bulunmadığı, bu halde anlaşmalı boşanma davasının 'Çekişmeli boşanma' (TMK’nun 166/1-2) olarak görülmesi gerektiği, mahkemece ön inceleme yapılarak tahkikata geçildikten sonra usulüne uygun şekilde gösterilen deliller toplanarak gerçekleşecek sonuç uyarınca karar verilmesi “ gerektiğinden bahisle davacının istinaf başvurusu kabul edilerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine “Gönderilmesine” karar verilmiş, bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen iş bu karar taraflarca temyiz edilmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353. maddesinde bölge adliye mahkemesince duruşma yapılmadan kesin olarak verilecek kararlar şu şekilde belirtilmiştir.
Madde 353-(1)“ Ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa
?)Aşağıdaki durumlarda bölge adliye mahkemesi, esası incelemeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği başka bir yer mahkemesine ya da görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine duruşma yapmadan kesin olarak karar verir.
1)Davaya bakması yasak olan hâkimin karar vermiş olması.
2)İleri sürülen haklı ret talebine rağmen reddedilen hâkimin davaya bakmış olması.
3)Mahkemenin görevli ve yetkili olmasına rağmen görevsizlik veya yetkisizlik kararı vermiş olması veya mahkemenin görevli ya da yetkili olmamasına rağmen davaya bakmış bulunması (...)(1) .
4)Diğer dava şartlarına aykırılık bulunması.
5)Mahkemece usule aykırı olarak davanın veya karşı davanın açılmamış sayılmasına, davaların birleştirilmesine veya ayrılmasına, (...) (1) karar verilmiş olması. (1)
6)Mahkemece, tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri delillerin hiçbiri toplanmadan veya gösterilen deliller hiç değerlendirilmeden karar verilmesi olması” şeklinde düzenlenmiştir.
Bir mahkeme kararına karşı yasa yolu ancak kanunla kapatılır. Gerek gönderme kararı veren BAM ilgili dairesi ve gerekse Yargıtay Yüksek 2. Hukuk Dairesinin sayın çoğunluğu HMK’nın 353/1-a-6 fıkrasına istinaden gönderme kararı verildiği kanaati ile, verilen kararın kesin olduğunu belirtmektedir. Somut olayda dava, anlaşmalı boşanma (Türk Medeni Kanunu 166/3) davasıdır. Evlilik bir yıldan fazla sürmüş, taraflar boşanma ve fer’ileri konusunda anlaşmış, ilk derece mahkemesince de anlaşma uygun bulunaraktarafların Türk Medeni Kanunu’nun 166/3 maddesi uyarınca boşanmalarına karar vermiş; işbu kararı istinaf yoluna götürülmesi sonucu “Anlaşmanın bozulduğu”ndan bahisle dosyanın ilk derece mahkemesine “Gönderilmesine” karar verilmiştir. Bu aşamada tarafların davanın esasıyla ilgili olarak gösterdikleri herhangi bir delil bulunmadığı için delillerin toplanması ve değerlendirilmesi durumu da söz konusu değildir.
Bu itibarla yukarıda belirtilen gönderme kararı HMK 353/1-a-6 maddesine istinaden verilmiş bir gönderme kararı değildir. HMK 353/1-a maddesinde BAM’ın ilk derece mahkemelerine dosyayı gönderme sebepleri tahdidi (Sınırlı) olarak sayılmış ve sadece bu durumlarda verilecek gönderme kararının kesin olduğu ifade edilmiş olup; anlaşmalı boşanma davasının çekişmeli boşanma davasına dönüştürülmesi hususu kanunda sayılan işbu geri gönderme sebepleri arasında bulunmamaktadır. HMK’nın 353/1-a/6. fıkrası çekişmeli davada tarafların gösterdikleri delillerin hiç toplanmaması veya gösterilen delillerin hiç değerlendirilmemesi durumuna münhasırdır. Somut olayda ise; karar, Türk Medeni Kanunu’nun 166/3 maddesine dayanılarak açılmış “anlaşmalı boşanma” davasına ilişkindir. Burada tarafların gösterdiği bir delil yoktur ki toplansın ve/veya değerlendirilsin. O halde burada verilen “gönderme kararı”nın niteliği HMK’nın 353/1a-6 fıkrasında öngörülen gönderme kararından farklıdır. Şöyle ki; anlaşmalı boşanma davasında verilen kararın boşanma ve fer’ileri yönünden yasa yoluna götürülmesi durumunda anlaşmanın bozulması ve dosyanın bu nedenle mahkemesine 'gönderilmesi” Yargıtay Yüksek 2. Hukuk Dairesinin konuya ilişkin içtihadından kaynaklanmakta olup, somut olayda Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili dairesinin “gönderme kararı” da bu içtihada uygun olarak verilmiştir. Buradaki “gönderme' kararı niteliği itibariyle HMK’nın 353/1-a6 maddesinde gerekçelendirilen “gönderme kararı” ile ilgisiz olup; Yargıtay İçtihadına dayalı olarak verilen bir karar olduğundan BAM’ın bu kararına karşı temyiz yolunun kapalı olması düşünülemez. Hâl böyle iken bölge adliye mahkemesince bu yönde verilen “gönderme kararının” kesin olarak nitelendirilip temyiz yasa yolunun kapatılması doğru değildir. Temyiz isteminin incelenmesi ve anlaşmanın bozulup bozulmadığının denetlenmesi gerektiği düşüncesi ile sayın çoğunluğun temyiz isteğinin reddi kararına katılmıyorum.
2. Hukuk Dairesi 2018/4413 E. , 2019/5344 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 5 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 3 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 3 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 3 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 5 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat