3. Hukuk Dairesi 2017/1102 E. , 2018/11730 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; ... ili...İlçesi 41 ada 1 parsel sayılı maliye hazinesine ait taşınmazın 1323 m2 lik kısmının yol meydan olarak ayrılması nedeniyle davalının lehine şartlı olarak terkin edildiğini, davalının şarta aykırı olarak taşınmaz üzerinde üç bankaya ait ATM'nn yerleştirildiğini, bu nedenle tapudaki kaydın yolsuz tescile dönüştüğünü taşınmazın mülkiyetinin yeniden hazineye geçtiğini, bu nedenle davalının ATM'lerden elde ettiği kira gelirlerini sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade etmesi gerektiğini ileri sürerek; ATM'ler nedeniyle edilen tüm kira ve benzeri gelirin şimdilik 12.000,00 TL' sinin davalının dava dışı bankalarla yaptığı sözleşme tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dava; sebepsiz zenginleşme hukuksal sebebine dayalı alacak davasıdır.
Bir hak üzerinde uyuşmazlığa düşmüş olan iki tarafın anlaşarak, bu uyuşmazlığın çözümlenmesini özel kişi veya kişilere bırakmalarına ve uyuşmazlığın bu özel kişi veya kişiler tarafından incelenip karara bağlanmasına tahkim denir.
Kural olarak taraflar bir uyuşmazlığın çözümlenmesi için hakeme başvurmaya mecbur değildirler. Ancak, bazı hallerde bir uyuşmazlığın çözümlenmesi için hakeme başvurmak zorunludur ki; buna zorunlu tahkim denir.
Tahkimin hangi hallerde zorunlu olduğu, özel bir kanun hükmü ile belirlenir.
Mecburi tahkim hallerinden birinin düzenlendiği 3533 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince; genel, katma ve özel bütçelerle yönetilen daireler ve belediyelerle, sermayesinin tamamı devlete veya belediyelere yahut özel idarelere ait olan daire ve müesseseler arasında çıkan uyuşmazlıklardan adalet mahkemelerinin görevi içinde bulunanlar o kanunda yazılı tahkim usulüne göre çözümlenir.
Bu bağlamda eldeki davada taraflar, 3533 Sayılı Kanunun 1. maddesinde gösterilen kuruluşlardan olup, uyuşmazlığın 'Hakem' sıfatı ile çözümlenmesi gerekmektedir.
O halde mahkemece, tarafların sıfatı gözetilerek sözü edilen yasa hükmü uyarınca uyuşmazlığın hakem sıfatı ile çözümlenmesi gerektiği gerekçesi ile dava dilekçesinin görev yönünden (hakem sıfatıyla bakılması gerektiğinden) reddine karar verilmesi gerekirken; işin esası hakkında bir karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olduğundan hükmün HUMK'nun 428.maddesi gereğince re'sen BOZULMASINA, ikinci bentte açıklandığı üzere davacının temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 19.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
3. Hukuk Dairesi 2017/1102 E. , 2018/11730 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 21 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat