3. Hukuk Dairesi 2018/5184 E. , 2018/10320 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

3. Hukuk Dairesi 2018/5184 E. , 2018/10320 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalının... Gümrük Müdürlüğünde muhafaza memuru olarak görev yapmakta iken devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına dair verilen kararın, iptali amacıyla... İdare Mahkemesine açtığı dava sonunda, işlemin iptali ile dava konusu işlem nedeniyle davalının yoksun kaldığı parasal haklarının dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verildiğini, Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunun 12/06/2013 tarih ve Esas: 2009/1833 Karar: 2013/2332 sayılı kararı ile, söz konusu idare mahkemesi kararının bozulduğunu böylece davalıya ödenen parasal haklar dayanaksız kaldığından 28.807,58 TL'nin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla yasal faizi ile birlikte iadesi talep edilmiş, talep ıslah ile 39.062,78 TL'ye yükseltilmiştir.
Davalı, talebin zamanaşımına uğradığını, Danıştay İdari Dava Daireleri Genel Kurulunun söz konusu bozma kararına karşı karar düzeltme yoluna başvurduğunu, kararın henüz kesinleşmediğini, bu nedenle maaş ödemelerinin iadesi istenmesinin yasaya aykırı olduğunu savunarak; davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 28.807,58 TL'nin 28.01.2014 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının tüm, davalı tarafın sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2) Dava, davalıya yersiz yapıldığı iddia olunan ödemenin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu'nun konuya ilişkin 61 vd. (TBK'nun 77 vd.) maddelerindeki düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan ve tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir.Sebepsiz zenginleşme, bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır.Diğer taraftan, sebepsiz zenginleşmeden doğan bir alacağa faiz yürütülebilmesi için alacağın muaccel olması yeterli olmayıp, borçlunun, yani sebepsiz zenginleşenin bir ihtar ile ya da aleyhine bir dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerekir.
Somut olayda, dosya kapsamındaki bilgi belgelerden; davalı tarafından davacı kurum aleyhine devlet memurluğundan çıkarma cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemin iptali talebiyle ... İdare Mahkemesine açılan davada, 06.03.2008 tarihli ve 2006/603 E., 2008/253 K. sayılı karar ile; dava konusu işlemin iptaline, dava konusu işlem nedeniyle davacının yoksun kaldığı parasal hakların dava tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davacıya verilmesine karar verildiği, kararın temyizi üzerine Danıştay 12.Dairesinin 30.12.2008 tarihli ve 2008/2567 E., 2008/7431 K. sayılı ilamı ile kararın bozulduğu, ... İdare Mahkemesinin 28.05.2009 tarihli ve 2009/169 E, 2009/403 K sayılı kararı ile ısrar kararı verildiği, ısrar kararının temyizi üzerine, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 12.06.2013 tarihli 2009/1833 E, 2013/2332 K sayılı kararı ile idare mahkemesinin ısrar kararının bozulmasına karar verildiği, davacının karar düzeltme talebi üzerine, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 09.12.2015 tarih ve 2014/83 E, 2015/4989 K sayılı kararı ile kararın düzeltilmesi isteminin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. TBK'nun 117/2.maddesine göre; sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hallerde temerrüt için bildirim şarttır. Davalı, mahkeme kararının kesinleştiği tarihe kadar iyiniyetlidir. Dolayısıyla, faizin başlangıç tarihi idare mahkemesinin kararının kesinleşme tarihi olup, bu tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerekmektedir.Eldeki davada; davalının (yani iade borçlusunun) temerrüde düşürüldüğü tarihin, davalının idare mahkemesinde açtığı davada verilen hükmün kesinleştiği yani karar düzeltme talebinin reddine karar verildiği 09.12.2015 tarihi kabul edilerek faizin bu tarihten itibaren başlatılması gerekirken, mahkemece 28.01.2014 tarihinden itibaren yasal faiz ile birlikte alacağın tahsiline karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK'nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının 1. bendindeki '28.01.2014 tarihinden' ifadesinin hükümden çıkarılarak yerine 'idare mahkemesi kararının kesinleştiği 09.12.2015 tarihinden' ifadesinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve davalı yararına düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/10/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.











Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön