3. Hukuk Dairesi 2018/4785 E. , 2018/10197 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

3. Hukuk Dairesi 2018/4785 E. , 2018/10197 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ:TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı ve davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde;davalının 05/09/2013 tarihli tutanağa göre kaçak su kullandığının tespit edildiğini, kullanılan kaçak su nedeniyle davacı kurumun alacağının tahsili için davalı hakkında icra takibi başlatıldığı , davalının takibe haksız itiraz ettiğini belirterek itirazın iptali ile, inkar tazminatının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı ,davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, ... 32.İcra Müdürlüğünün 2013/17623 sayılı dosyasında takibe itirazın asıl alacak bakımından iptaline, takibin asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsili için devamına,işlemiş faize ilişkin talebin ve İnkar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının tüm, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dosyanın incelenmesinde; oto yıkama olarak kullanılan davalıya ait işyerinde , su sayacına gelmeden ayrı hat çekilmek suretiyle su şebekesinden kaçak su kullanıldığının tespit edildiğini, 05.09.2013 tarihinde tutanak düzenlendiği, işyerinin 18.03.2012 açılış tarihi itibariyle aylık 100 m3 su tükettiği varsayılarak ve faturalandırılan kısmın mahsubu ile 1438 m3 su bedeli üzerinden borç hesap edildiği anlaşılmaktadır.HMK'nın 266 ve devamı maddeleri uyarınca hakim; çözümü özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hakim, kendisinin sahip olmadığı özel ve teknik bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişiye başvurur. Bu nedenle, bilirkişinin kendisinden sorulan husus hakkında, özel ve teknik bir bilgiye sahip olması, başka bir deyişle o konuda uzmanlaşmış olması gerekir.HMK’nun 281. maddesinde, tarafların, bilirkişi raporunda eksik gördükleri hususların, bilirkişiye tamamlattırılmasını; belirsizlik gösteren hususlar hakkında ise bilirkişinin açıklama yapmasının sağlanmasını veya yeni bilirkişi atanmasını mahkemeden talep edebilecekleri; mahkeme, bilirkişi raporundaki eksiklik yahut belirsizliğin tamamlanması veya açıklığa kavuşturulmasını sağlamak için, bilirkişiden ek rapor alabileceği; ayrıca gerçeğin ortaya çıkması için gerekli görürse, yeni görevlendireceği bilirkişi aracılığıyla, tekrar inceleme de yaptırabileceği açıklanmıştır.
Bilirkişiler, raporlarını hazırlarken raporun dayanağı olan somut ve özel nedenleri bilimsel verilere uygun olarak göstermek zorundadır. Bilirkişi raporu aynı zamanda Yargıtay denetimine de elverişli olacak şekilde bilgi ve belgeye dayanan gerekçe ihtiva etmelidir. Ancak, bu şekilde hazırlanmış raporun denetimi mümkün olup, hüküm kurmaya dayanak yapılabilir.Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir.Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacının tutanak adresinde kaçak su kullandığı belirtilerek, davalı kurumun hesaplamaları aynen tekrar edilmiş olup, bu haliyle bilirkişi raporunun, kaçak su bedelinin hesaplanmasına ilişkin yeterli açıklıkta olmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle, mahkemece alınan bilirkişi raporu, uyuşmazlığın çözümü açısından yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda, hükme esas alınacak nitelikte değildir.O halde, mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, uzman bilirkişi heyetinden, talebi kapsar şekilde, ilgili kaçak tutanak tarihi ile tüketim tarihlerinde yürürlükte olan ASKİ Tarifeler Yönetmeliğinin ilgili hükümleri de raporda açık şekilde irdelenmek suretiyle, Yargıtay ve taraf denetimine elverişli rapor alınması, alınacak raporda tarafların aşamalarda ileri sürdükleri itirazların da değerlendirilmesi suretiyle sonucuna uygun hüküm tesisi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3-Bir mahkeme kararının gerekçesi, davaya konu maddi olguların mahkemece ne şekilde nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyar. Kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki bağlantıyı gösterir.
Tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız bulunduklarını anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay'ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş, hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntıları ile ortaya koyan, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek bir açıklık taşıyan gerekçe bölümünün bulunması zorunludur.
Bütün mahkemelerin, her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiğini öngören Anayasanın 141/3 maddesi ile ona koşut bir düzenleme içeren HMK'nun 297. maddesi de, işte bu amacı gerçekleştirmeye yöneliktir.Somut olayda; davacı ödeme tarihinden takip tarihine kadar faiz isteminde bulunmuş, mahkemece işlemiş faize ilişkin talebin reddine karar verilmiş ancak bu istem yönünden gerekçe gösterilmeden hüküm kurulmuş olup, Yargıtay'ın denetim yapması imkansız kılınmıştır,SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının reddine; ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına HUMK'un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön