3. Hukuk Dairesi 2018/5809 E. , 2018/10147 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

3. Hukuk Dairesi 2018/5809 E. , 2018/10147 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; maliki olduğu taşınmazda davalının 31.05.2002 başlangıç tarihli 5 yıl süreli 1500,00 TL yıllık kira bedelli sözleşme gereği kiracısı olduğunu, davalının 18 aylık toplam 2.250,00 TL kira bedeli ile kiracı olduğu döneme ilişkin olan ve kendisinin ödemek zorunda kaldığı 14.119,00 TL elektrik borcunu ödemediğini belirterek toplam 16.369,00 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı, kendisinin kiracı olmayıp dava dışı ...’nın kiracı olduğunu, hastalığı nedeniyle dava konusu yeri 31.12.2005 tarihine kadar çalıştırabildiğini, daha sonra işyerini kapattığını ve terk ettiğini ancak malzemelerini 15.02.2008 tarihinde alabildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece davalının kiracı olmadığı ve elektrik parasının davacı tarafından ödenmediği gerekçesiyle davanın reddine yönelik olarak verilen karar Yargıtay 6.H.D.nin 28/04/2014 tarih ve 2013/13864- 2014/5367 E/K sayılı ilamı ile, ' …davalının kiracı olduğu hususu kesinleşmiştir. Kaldı ki; ... 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 2008/166 esas sayılı dosyasında davalı ..., 5 yıllık kira bedelini peşin ödeyerek taşınmazda kiracı olduğunu ve taşınmazı 15.02.2008 tarihinde tahliye ettiğini beyan ederek kiracı olduğunu ikrar etmiştir. Bu nedenle davalının taşınmazda kiracı olduğunun kabulü gerekir. Ayrıca dava dilekçesi ile dosyaya sunulan ödeme makbuzunda 14119 TL elektrik borcunun 07.05.2009 tarihinde ilgili kuruma ödendiği görülmektedir. Bu durumda mahkemece işin esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.’’ gerekçesiyle bozulmuştur.Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde; davacı tarafın ödeme durumunda kaldığı elektrik giderinin dönem itibari ile davalının mevcut işyerinde kiracı sıfatıyla kaldığı döneme ait olmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar verilmiş; söz konusu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.Taraflar arasında imzalanan 31.05.2002 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmede yıllık kira bedelinin 1.500,00 TL olduğu ve beş yıllık kira bedelinin peşin ödendiği belirtilmiştir. Davacı dava dilekçesinde kira süresinin 31.05.2007 tarihinde sona erdiğini ancak davalının taşınmazı 31.11.2008 tarihine kadar kullanmaya devam ettiğini belirterek yıllık 1.500,00 TL’den 18 aylık kira bedeli karşılığı 2.250,00 TL kira alacağı ile ödenmeyen elektrik faturasının tahsilini istemiş, davalı ise taşınmazı 31.12.2005 tarihinde terk ettiğini ancak malzemelerini 15.02.2008 tarihinde alabildiğini bildirmiş, anahtar teslimine ilişkin yazılı delil ibraz edememiştir. Kiralananın tahliye edildiğinin (kiracının kiralananı iade borcunu yerine getirdiğinin) kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılması yeterli değildir. Anahtarın da kiraya verene teslim edilmesi gerekir. Anahtar teslim edilmedikçe kiralananın, kiracının kullanımında olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda kural olarak kiracının kira sözleşmesinden kaynaklanan yükümlülükleri, anahtar teslimine kadar devam eder. Yasal anahtar teslimi ise bizzat anahtarı kiraya verene vermek suretiyle veya tevdi mahalli tayini suretiyle yapılır. Kiracının bildirdiği tahliye tarihinin kiraya veren tarafından kabul edilmemesi; başka bir ifadeyle, tahliye tarihinin taraflar arasında çekişmeli olması halinde; kiralananın fiilen boşaltıldığını ve anahtarın teslim edildiğini, böylece kira ilişkisinin kendisince ileri sürülen tarihte hukuken sona erdirildiğini kanıtlama yükümlülüğü, kiracıya aittir. Kiracı, kiralananı kendisinin ileri sürdüğü tarihte tahliye ettiğini ispatlayamazsa, kiraya verenin bildirdiği tahliye tarihine itibar olunmalıdır.Somut olayda; kiraya veren tarafından davalının kiracı olarak bulunduğu tesisata ilişkin tahliye tarihine kadar olan kira bedellerinin tahsili ile kaçak elektrik kullanımına dayalı tahakkuk ve ödeme iddia edildiğine göre, fiili kullanıcı olan davalı kiracının tahliye tarihine kadar kira bedellerinden ve ilgili tesisattan yapılan tüketimden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda Mahkemece; kiralananın davacı tarafından teslim alındığı tahliye tarihi kesin olarak tespit edilmeli ve varılacak sonuca göre davalının tahliye tarihine kadar olan kira bedelleri ile bu tarihe kadar olan kaçak kullanım bedelinden sorumlu tutulması gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alının temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön