3. Hukuk Dairesi 2017/10612 E. , 2018/9719 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

3. Hukuk Dairesi 2017/10612 E. , 2018/9719 K.


'İçtihat Metni'

....

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, davalı ... vekili tarafından duruşma istemli, davacılar vekili tarafından duruşmasız olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 09/10/2018 tarihinde davalı ... vekili Av. ... geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekilin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacılar; paydaşı oldukları 1849 parsel sayılı taşınmazı satmak için kardeşleri olan davalıya vekalet verdiklerini, davalının taşınmazın 548.220 TL'ye satıldığını söyleyerek paydaşlara 91.370'er TL ödediğini, yaptıkları araştırma sonucunda taşınmazın 863.000 TL'ye satıldığını öğrendiklerini, buna göre her paydaşa 143.833'er TL ödenmesi gerekirken 52.463'er TL eksik ödendiğini ileri sürerek; eksik ödenen toplam 209.853,32 TL'nin satış tarihi olan 18/02/2011 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmişlerdir.
Davalı; taşınmazın dönümünü 42.500 TL'ye satılması konusunda davacıların onayının alındığını, alıcı firmanın satış bedeli olan 564.230 TL ile birlikte satışta aracılık eden dava dışı ...'a ödenen 199.140 TL ile yine dava dış........denen 113.000 TL'yi davalının hesabına yatırdığını, satış bedelinin davacılara ödendiğini, değerli olmayan taşınmazın imar değişikliği yapılarak okul alanı haline getirilmesi nedeniyle değerinin artırıldığını, tapuda bulunan haciz ve ipotek kaydını kaldırmak için para harcadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
......
Mahkemece; davacı ... yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, diğer davacılar yönünden kanıtlanamayan davanın reddine dair verilen hüküm, davacı tarafın temyizi üzerine Dairemizin 17/03/2015 tarihli ve 2014/18176 E. 2015/4256 K. sayılı ilamıyla;
(... Akit tablosunda, alıcı firma tarafından davacılar ..., ..., ... ve ... adına davalı ...'a vekaleten 143.833,33'er TL satış bedelinin nakten ve tamamen ödendiği açıklanmıştır.
TMK.nun 997.maddesinde 'Taşınmazlar üzerindeki hakları göstermek üzere tapu sicili tutulur'.
TMK.nun 7.maddesinde 'Resmi sicil ve senetler, belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur.' hükmü gereğince resmi belge niteliğinde bulunan 18/02/2011 tarihli 'Tapu Akit Tablosu'nda yazılı müktarların davacılar adına vekaleten davalıya ödendiği anlaşılmaktadır.
TBK.nun 505.(BK.nun 389.) maddesinde; 'Vekil, vekalet verenin açık talimatına uymakla yükümlüdür', aynı kanunun 506/2.(BK.'nun 390/2.) maddesinde 'Vekil, üstlendiği iş ve hizmetleri, vekalet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürütmekle yükümlüdür'
Davalının, vekaleten davacılara ait taşınmazın satılmasına ilişkin görevini yerine getirdiğine göre resmi senet niteliğinde olan tapu akit tablosunda yazılı bulunan her davacının payı için davalıya vekaleten ödenen 143.833.33'er TL'nin vekalet veren davacılara ayrı ayrı ödeme yükümlülüğü vardır. Belirlenen bu miktardan alıcı tarafından daha az ödeme yapıldığı iddiasını davalının ispatlaması gerekir.
Ancak, ...nun 201.(HUMK.nun 290.) maddesinde 'Senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler 2.500 TL'den az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz' hükmü getirilmiştir.
Bu durumda, mahkemece; 18/02/2011 tarihli dava konusu tapu akit tablosunda her davacının kendi payı için almaya hak kazandığı bedelden dava dışı satıcı firma tarafından daha az bedel ödendiği iddiasında bulunan davalıdan aynı nitelikte ve kuvvette delillerinin olup olmadığı sorularak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir...)
Gerekçesiyle bozulmuştur.
Davalı vekili 17/06/2016 tarihli dilekçesiyle; tapuda düzenlenen resmi senede karşı aynı nitelikte ve kuvvette delillerinin bulunmadığını bildirmiştir.
Bozma ilamına uyan mahkemece; tamir ve tadilat işleri için yapılan 113.000 TL'nin mahsubu ile bakiye kalan 724.940 TL satış bedelinden tapudaki hisseleri nedeniyle davacılara 120.823,33'er TL ödenmesi gerektiği belirtilerek, davacı ... ve mirasçıları yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, diğer davacılar yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2) Davalı tarafın diğer temyiz itirazının incelenmesinde;
....
Davalı tarafından davanın ihbar edildiği ... ve ...'ın karar başlığında davalı olarak gösterilmesi ve buna bağlı olarak davalı ile birlikte ihbar olunan ... lehine vekalet ücretine hükmedilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
3) Davacı tarafın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09/05/1960 tarihli ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.).
Bu ilke, kamu düzeni ile ilgili olup; Yargıtay'ca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.
Somut olayda; dava dışı alıcı firma tarafından, 18/02/2011 tarihli tapu akit tablosunda gösterilen bedelden daha az bedel ödendiği iddiasında bulunan davalı, bu iddiasını ispat edecek aynı nitelikte ve kuvvette delilinin bulunmadığını bildirmiş, eş söyleyişle savunmasını ispatlayamamıştır. Bu durumda, mahkemece; uyulan bozma ilamı gereğince, akit tablosunda belirtilen satış bedelinden (davalı tarafından yapılan ödemeler mahsup edildikten sonra) davacıların paylarına düşen tutarların davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken, ispatlanamayan davalı savunmasına itibar edilerek ihbar olunan....ödenildiği bildirilen 113.000 TL yönünden davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, hükmün HUMK'nun 428 inci maddesi gereğince ikinci bentte açıklanan nedenlerle davalı taraf yararına, üçüncü bentte açıklanan nedenlerle davacı taraf yararına BOZULMASINA, 1.630 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacı taraftan alınıp davalı tarafa verilmesine, peşin alınan temyiz harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/10/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


....


Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön