3. Hukuk Dairesi 2018/556 E. , 2018/9664 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

3. Hukuk Dairesi 2018/556 E. , 2018/9664 K.


'İçtihat Metni'


Davacı ... ....ile davalı ... aralarındaki ziynet alacağı davasına dair .......Hukuk Mahkemesinden verilen 14/12/2016 günlü ve 2016/83 E - 2016/125 K sayılı hükmün onanması hakkında dairece verilen 23/10/2017 günlü ve 2017/10998 E. - 2017/14431 K. sayılı ilama karşı davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir.
Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, (boşanmadan tefrik edilmiş) kendisine ait olan 17 adet 26 gramlık bilezik, 1 adet kelepçe bilezik, 1 ade.........setinin davalı tarafta kaldığını ileri sürerek, ziynet eşyalarının davalıdan alınarak kendisine verilmesini talep etmiş, 26/11/2014 havale tarihli dilekçesi ile söz konusu ziynet eşyalarının değerinin 40.000,00 TL olduğunu belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece;davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine ilişkin olarak verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi neticesinde Dairemizin 11.04.2016 tarih ve 2015/8470 E. -2016/5522 K. sayılı ilamı ile ‘’...dinlenen davacı tanığı .......güvenlik sebebiyle tarafların ziynetlerin kendi evinde durmasını talep ettiklerini,bu nedenle düğünden sonra 11 ay ziynetlerin kendisinde kaldığını,taraflarla birlikte tatile gideceğinden ve ev boş kalacağından damadı olan davalının ziynetlerin kendi babasına teslim edilmesini istediğini, ziynet eşyalarını damadının babasına verdiğini belirttiği,davacı tanık beyanına göre ziynet eşyalarının davalı tarafta kaldığının ispatlandığı,davalı tarafın ise , ziynet eşyalarının iade edildiğini ispat edemediği,bu durumda, mahkemece; davacı kadına ait ziynet eşyalarının miktar ve değeri belirlendikten sonra taleple bağlı kalınmak koşulu ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği...’’ gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde ise,davacının davasının kabulü ile,17 adet her biri 26 gr 22 ayar bilezik ( taleple bağlı kalınarak 39,338.00 TL ) , 1 adet 14 ayar (15 gr ) kelepçe ( taleple bağlı kalınarak 1.275.00 TL) ve 1 adet 22 ayar (75 gr ) ..... set'in ( taleple bağlı kalınarak 7.125.00 TL) aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı takdirde toplam 47.738.00 TL ziynet alacağının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiş,hükmün davalı tarafça temyiz edilmesi neticesinde ise,Dairemizin 23.10.2017 tarih ve 2017/10998 E. -2017/14431 K. sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiş; bu kez davalı karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
./..
-2-

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair karar düzeltme sebepleri yerinde değildir.
2- Islah, taraflardan birinin usule ilişkin bir işlemini, bir defaya mahsus olmak üzere kısmen veya tamamen düzeltmesine olanak tanıyan ve karşı tarafın onayını gerektirmeyen bir yoldur. HMK' nun 176. Maddesinde ıslah; “taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir' olarak tanımlanmıştır.
Aynı Kanun'un müteakip 177.maddesinde ise, ıslahın tahkikata tabi olan davalarda tahkikat bitinceye kadar yapılabileceği öngörülmüş olduğundan ve temyiz faslında da, bozmadan sonra dahi ıslahın olanaklı bulunduğuna dair açık veya örtülü bir hüküm yer almadığından, Kanunun bu olanağı bir devre ve zaman ile sınırlandırdığı kabul edilme ve bu nedenle bozmadan sonra ıslahın mümkün olmadığı sonucuna varılması zorunludur.
Nitekim, 04.02.1948 gün ve 1948-3 Esas, 1944-10 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; 'ıslah' ın; Hukuk Muhakemeleri Kanununun 177. maddesinin açık hükmü dairesinde tahkikat ve yargılama bitinceye kadar yapılabileceği Yargıtay'ca hüküm bozulduktan sonra bu yoldan faydalanmanın mümkün olamayacağı açıklanmış, 06.05.2016 gün ve 2005/1 Esas 2006/1 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme kararı ile de; 'bozma kararı sonrası ıslah yapılamayacağı ve 04.02.1948 gün ve 04.02.1948 gün ve 1944/10 Esas 1948/3 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının değiştirilmesinin gerekmediğine” karar verilmiştir.
Yine, Hukuk Genel Kurulunun 15.3.2006 tarih ve 2006/9-21E-2006/72K sayılı kararı ile; Mahkemece tüm deliller toplanıp, bilirkişi incelemesi yaptırılıp ve dosya esas yönünden de karar vermeye hazır hale getirildikten sonra yerel mahkemece verilen karar Yargıtay Dairesince bozulmuş ve bozmadan sonra da herhangi bir tahkikat yapılmamışsa artık ıslahın açıklanan nedenlerle kabulünün mümkün olmayacağı belirtilmiştir.
Somut olayda;davacı boşanmadan tefrik edilen eldeki ziynet eşyalarının iadesi davasında 15.10.2014 tarihli dilekçesinde belirttiği ziynet eşyalarının davalıdan alınarak kendisine verilmesini istemiş,26.11.2014 havale tarihli dilekçesi ile de bu ziynet eşyalarının değerini 40.000 TL olarak belirlemiştir.Mahkemece ,Dairemizin 11.04.2016 tarihli bozma ilamı sonrasında yapılan yargılama sürecinde ziynet bilirkişisinden 20.10.2016 tarihli bilirkişi raporu alınmış,davacı da 31.10.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini 47.738,00 TL’ye yükseltmiştir.Mahkemece yukarıdaki yasa hükümleri ve açıklamalar da dikkate alındığında,bozma sonrası ıslah yapılamayacağından davacının ziynet eşyalarının değeri konusunda davacının 40.000 TL’lik talebi ile bağlı kalınmak suretiyle hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerekirken,bozma sonrası davacı tarafça yapılan ıslah gözetilerek yanılgılı değerlendirme ile 47.738.00 TL’nin hüküm altına alınması doğru görülmemiştir.
3-Bundan ayrı olarak,HMK 26.maddesi hükmüne göre, mahkeme tarafların iddia, savunma ve talepleri ile bağlıdır. Kural olarak mahkemenin talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesi olanak dışıdır.
Açılan bir davada hakim istenilenden fazlasına veya başka bir şeye hükmedemez. Öğreti ve uygulamada taleple bağlılık olarak adlandırılan bu kural sadece sonuç istem yönünden değil, sonuç istemi oluşturulan her bir alacak kalemi yönünden de uygulanır.
./..

-3-

Somut olayda; davacı 15.10.2014 tarihli dilekçesinde davaya konu edilen ziynet eşyalarının davalıdan alınarak kendisine verilmesini talep etmiş,aynen iade olmaz ise bedel talebinde bulunmamıştır.Bu durumda ise,mahkemece davacının talebini aşar şekilde aynen iade, olmaz ise bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesi de doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
Açıklanan nedenlerle, mahkeme kararının bu gerekçeler ile bozulması gerekirken, zuhulen onandığı Dairemizce bu defa yapılan yeniden inceleme sonucu anlaşıldığından; Dairemizin 14.12.2016 günlü ve 2016/83 E. 2016/125 K. sayılı onama ilamı kaldırılarak mahkeme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle sair karar düzeltme istemlerinin reddine,ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle davalı tarafın karar düzeltme isteminin kabulü ile; Dairemizin 14.12.2016 günlü ve 2016/83 E. 2016/125 K. sayılı onama ilamının kaldırılmasına ve hükmün yukarıda açıklanan gerekçeler ile davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde karar düzeltme isteyene iadesine, 08.10.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.


......
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön