3. Hukuk Dairesi 2016/20805 E. , 2018/8940 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı,...... ili, ......... köyü 280 parselden ifraz edilen 459 parsel sayılı taşınmazın kendisi tarafından harici sözleşmeler ile satın alındığını,kadastro ihtilafı devam ederken kendisi tarafından taşınmaz üzerine kalıcı nitelikte yapılar yapıldığını, ...... 7. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2005/132 esas sayılı dosyasında açılan tapu iptal-tescil davasının reddedildiğini, davalı şirketin kendisi aleyhine ...... 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2006/448 Esas sayılı dosyasında açtığı davanın da aleyhine sonuçlandığını, kesinleşen karar doğrultusunda 18.12.2008 tarihinde söz konusu bu yerin tesliminin yapıldığını, davalının yapılar için kal talebinde bulunmadığını,bu nedenle sadece el atmanın önlenmesine karar verildiğini,tahliye edilen yapıların kendisine ait olduğu konusunda aralarında uyuşmazlık bulunmadığını, bu yapılar yıkılmadığı gibi davalı tarafından tasarruf edilmek ve kiraya verilmek suretiyle kullanıldığından bahisle TMK’nun 723.maddesine göre davalıdan tazminat istemli olarak açtığı ...... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/367 esas sayılı dosyasında ‘’...söz konusu inşaatların davalının bu yeri almadan önce yapıldığı ve bu nedenle .........Şti’nden değil, bu yeri kendisine satan kişilerden talepte bulunulabileceği...’’ gerekçesiyle davanın reddedildiğini,bu nedenle de söz konusu taşınmazı dava dışı ......... Şti’ne satan davalıların sebepsiz zenginleştiğini ileri sürerek,fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 50.000 TL tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
alılar, davacının taşınmaz üzerinde hiç bir hakkı olmamasına rağmen taşınmazı fiilen işgal ederek kaçak nitelikte yapılar yapıp yıllarca kullandığını, açtığı tapu iptal-tescil davasının reddedildiğini ve el atmanın önlenmesine karar verildiğini,dava dışı .........Şti aleyhine açılan davanın da reddedildiğini, teslim tarihinin 18.12.2008 olduğunu, bir yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini, tazminata konu muhdesatların taşınmazın değerini arttırmadığını ,aksine değerini azalttığını savunarak,davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, bir yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan ve davacıya ait olduğu tarafların da kabulünde olan yapı ve muhdesatlara ilişkin sebepsiz zenginleşmeden kaynaklı alacağın davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Dava konusu sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak davalarında zamanaşımı BK’nun 66. (TBK.nun 82) maddesine göre bir ve on yıldır. 22.02.1991 gün ve 1990/1-1991/1 sayılı Yargıtay İBK. da da vurgulandığı gibi; iade borcunun kapsamını belirlemede öncelikle fakirleşme ve zenginleşme zamanının tespit edilmesi gerekir. Malvarlığı henüz zenginleşene verilmeden, davalının sebepsiz iktisabından ve bunun doğal sonucu olarak geri almaya ilişkin dava hakkından bahsedilemez. Dava hakkının doğmadığı hallerde ise zamanaşımının uygulanması düşünülemez.
Somut olayda; her ne kadar, mahkemece, yanılgılı değerlendirme ile bir yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın zamanaşımından reddine karar verilmiş ise de,dosya kapsamında da yer alan ...... 2 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2009/367 esas sayılı dava dosyası incelendiğinde,davacı-karşı davalısının eldeki davanın davacısı olduğu,davalı-karşı davacısının ise dava dışı .........Şti olduğu,davacı talebinin dava konusu taşınmaza yaptığı yapıların TMK’nun 723. maddesine göre davalıdan 50.000 TL yapı ve muhdesat bedeli istemli olduğu,mahkemece asıl dava yönünden ‘’...söz konusu inşaatların davalının bu yeri almadan önce yapıldığı ve bu nedenle .........Şti’nden değil, bu yeri kendisine satan kişilerden talepte bulunulabileceği...’’ gerekçesiyle reddedildiği,söz konusu kararda kesinleşme şerhi bulunmadığı,ancak gerekçeli kararın davacı ...’e 19.04.2012 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmakla; davacının, bu tarih itibariyle davalılara karşı sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak dava açma hakkı olduğunu öğrendiğinin kabulü gerektiği kuşkusuzdur.
Bu durumda ise,eldeki davanın 15.05.2012 tarihinde açıldığı açık olmakla,yasada öngörülen bir yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı gözetilerek davanın esasına girilerek inceleme ve değerlendirme yapılması gerekirken,eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile davanın zamanaşımından reddine karar verilmesi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.09.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
3. Hukuk Dairesi 2016/20805 E. , 2018/8940 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 47 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 31 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 45 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 44 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 50 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat