3. Hukuk Dairesi 2016/19158 E. , 2018/8915 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

3. Hukuk Dairesi 2016/19158 E. , 2018/8915 K.


'İçtihat Metni'

.......

Taraflar arasındaki istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine(usulden) yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı asıl ve birleşen dava dilekçesinde; davalı ... şirketinin, düzenlediği faturalar ile kendisinden hukuka aykırı olarak kayıp-kaçak, dağıtım, iletim, perakende satış hizmeti ve sayaç okuma bedeli adı altında fazladan ücret tahsil edildiğini ileri sürerek, bu bedellerin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kayıp kaçak bedelinin iadesine yönelik olduğu ve özü itibariyle tahakkuk edilen faturalardan kaynaklandığı, faturalar ile ilgili kurumsal yetki ve sorumluluğun dava dışı ve tüzel kişiliği davalı kurumdan ayrı olan ......olduğu, bu haliyle davalı tarafın davada pasif husumetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Davada sıfat; tarafın, dava konusu maddi hukuk ilişkisinin süjesi olup olmamasıyla ilgilidir. Sıfat, davanın tarafı ile dava konusu hak arasında 'hak ilişkisine dayalı bağ' dır. Taraf ve dava ehliyeti; davanın tarafları ile ilgili olduğu halde, sıfat, dava konusu hakka ilişkindir.
Uygulamada sıfat yerine genel olarak 'husumet', davacı bakımından 'aktif husumet ehliyeti', davalı bakımından 'pasif husumet ehliyeti' tabirleri kullanılmaktadır.
Somut olayda; dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden, dava konusu .....tesisat no.lu aboneliğe ilişkin abonelik sözleşmesinin, 15.08.2003 tarihinde ......Müdürlüğü ile (özelleştirme sonrası dağıtım şirketi olarak davalı ... AŞ olarak faaliyet göstermiştir) imzalandığı, diğer bir ifade ile davacı ile davalı şirket arasında abonelik sözleşmesi bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkeme kararında faturaları düzenlemekle görevli ve yetkili olduğu belirtilen perakende satış şirketinin...... ise sonradan bölünme yoluyla tüzel kişilik kazandığı anlaşılmaktadır.
....

Türk Ticaret Kanununun176.maddesine göre; ''(1) Bölünme sözleşmesi veya bölünme planıyla kendisine borç tahsis edilen şirket, bu suretle birinci derecede sorumlu bulunan şirket, alacaklıların alacaklarını ifa etmezse, bölünmeye katılan diğer şirketler, ikinci derecede sorumlu şirketler, müteselsilen sorumlu olurlar.
(2) İkinci derecede sorumlu olan şirketlerin takip edilebilmeleri için, alacağın teminat altına alınmamış ve birinci derecede sorumlu şirketin;
a) İflas etmiş,
b) Konkordato süresi almış,
c) Aleyhinde yapılan bir icra takibinde kesin aciz vesikası alınmasının şartları doğmuş,
d) Merkezi yurt dışına taşınmış ve artık .....akip edilemez duruma gelmiş veya
e) Yurt dışındaki merkezinin yeri değiştirilmiş ve bu sebeple hukuken takibi önemli derecede güçleşmiş, olması gerekir.''
Türk Borçlar Kanunu’nun 203.maddesine göre ise; bir işletme, başka bir işletme ile aktif ve pasiflerin karşılıklı olarak devralınması ya da birinin diğerine katılması yoluyla birleştirilirse, her iki işletmenin alacaklıları, bir malvarlığının devralınmasından doğan haklara sahip olup, bütün alacaklarını yeni işletmeden alabilirler.
.......27.09.2012 tarih 28424 sayılı resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 12.09.2012 tarihli 4019 sayılı kurul kararı ile ......üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi hükmü çerçevesinde, dağıtım ve perakende satış faaliyetlerinin dağıtım şirketleri tarafından 01/01/2013 tarihinden itibaren ayrı tüzel kişilikler altında yürütülmesine ilişkin hazırlanan......n kabul edilerek, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından dağıtım ve perakende satış faaliyetlerinin 01/01/2013 tarihinden itibaren ayrı tüzel kişilikler altında yürütülmesine karar verilmiştir.
Yukarıdaki karar çerçevesinde;......01.01.2013 tarihli bölünme sözleşmesi ile...... olarak ayrıldığı anlaşılmıştır.
Ancak; 01.01.2013 tarihli sözleşmesi ile davaya konu abonelik sözleşmesinden kaynaklanan borç ve alacakların aidiyetine ilişkin hükümler ..... 203.maddesine göre davacı bakımından hüküm doğurmaz. Davacı abonenin, abonelik sözleşmesini imzalayan davalı şirketin bölünme sözleşmesi imzaladıktan sonra abonelikten doğan hak ve alacaklarının hangi şirkette kaldığını takip etme gibi bir yükümlülüğü olamayacağı gibi davalı şirketin davacı abone bakımından tedarikçi sıfatı ile de sorumluluğu devam ettiğinden dava tarihi itibariyle bu davada taraf sıfatı bulunmaktadır. (Keza; bölünme sözleşmesi iç ilişkiyi ilgilendirir.) Davalının davacı ile yaptığı abone sözleşmesinin tarafı olarak akdi sorumluluğu, bölünme sözleşmesi ile ortadan kalkmaz, davalının tedarikçi (dağıtıcı) sıfatından kaynaklanan sorumluluğu devam etmektedir.

....
Bu haliyle davalı ...., abonelik sözleşmesinin tarafı ve tedarikçi sıfatını haiz olarak dava konusu bedellerin iadesi bakımından pasif husumet ehliyeti bulunduğu gözetilerek, dava tarihinden sonra 17.06.2016 tarihli R.G.de yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun ile değişik 6446 sayılı Kanun hükümleri de dikkate alınmak suretiyle davacının istemi hakkında, davanın esasına girilerek oluşacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya uygun görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.09.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


....


Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön