3. Hukuk Dairesi 2017/8360 E. , 2018/8801 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

3. Hukuk Dairesi 2017/8360 E. , 2018/8801 K.


'İçtihat Metni'

.....
Taraflar arasındaki menfi tespit- çek iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalılara ait işyerini eczane olarak kiraladığını, tadilata başladığını, 30.000 TL nakit, 30.000TL bedelli de teminat çeki verdiğini, bu sürede işyerinin eczane olarak ruhsat alamayacağının anlaşıldığını, davalının iskan almada sorun çıkmayacağını beyan ettiğini, sağlık müdürlüğünün iskan olmadığı için işyerine ruhsat verilmeyeceğini beyan ettiğini, bu sürede çekin bankaya ibra edildiğini ve karşılıksız yazıldığını, sözleşmenin davalı kusurundan ifa edilemediğini, davalıya borçlu olmadığını ileri sürerek, çekin iptali ve davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar; davalı ...' ın sözleşmede taraf olmadığını, davacının bilerek taşınmazı kiraladığını, belediyenin yapı izni olmadığını bildirdikten sonra sözleşmenin imzalandığını, çekin kira borcuna mahsuben alındığını, kira bedellerinin ödenmediğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; ifa imkansızlığı bulunduğu ve davaya konu çekin teminat çeki olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Kiralananın tahliye edildiğinin (kiracının kiralananı iade borcunu yerine getirdiğinin) kabul edilebilmesi için, kiralananın fiilen boşaltılması yeterli değildir. Anahtarın da kiralayana teslim edilmesi gerekir. Kiracının bildirdiği tahliye tarihinin kiralayan tarafından kabul edilmemesi; başka bir ifadeyle, tahliye tarihinin taraflar arasında çekişmeli olması halinde; kiralananın fiilen boşaltıldığını ve anahtarın teslim edildiğini, böylece kira ilişkisinin kendisince ileri sürülen tarihte hukuken sona erdirildiğini kanıtlama yükümlülüğü, kiracıya aittir. Kiracı, kiralananı kendisinin ileri sürdüğü tarihte tahliye ettiğini ispatlayamazsa, kiralayanın bildirdiği tahliye tarihine itibar olunmalıdır.
....

Anahtarın kiralayana teslimi, hukuki işlemin içerisinde yer alan bir maddi vakıa olmakla birlikte, sözleşmenin feshine yönelik bir hukuki sonuç doğurduğundan, bunun ne şekilde ispat edileceği hususu, yıllık kira bedelinin tutarı esas alınmak suretiyle, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK'nın 200 ve 201.maddeleri çerçevesinde değerlendirilmelidir. Eş söyleyişle, yıllık kira bedelinin tutarı senetle ispat sınırının üzerindeyse ve kiralayanın açık muvafakati yoksa bu yön kiracı tarafından ancak yazılı delille ispatlanabilir; tanık dinlenemez. Kiralayan anahtarı almaktan kaçınırsa, kiracının yapması gereken, mahkemeden bu yolda tevdi mahalli tayinini isteyip, tayin edilecek yere anahtarı teslim etmek ve durumu kiralayana bildirmektir. Kiracının kiralananı iade borcu, ancak bu şekilde, durumun kiralayana bildirildiği tarihte son bulur. Aksi takdirde, kiracının, kira parasını ödemek de dahil olmak üzere, sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükleri devam eder.
Somut olayda; taraflar arasında imzalanan 15.08.2013 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesinin varlığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmede davaya konu 31.12.2013 keşide tarihli ve 30.000 TL bedelli çeke dair hüküm bulunmamaktadır. Davacı kiracı 13.01.2014 tarihinde keşide ettiği ihtarname ile kiralananın iskanı olmadığı gerekçesiyle sözleşmeyi feshetmiş, davalı kiraya veren de 31.01.2014 tarihli cevap ihtarnamesinde sözleşmenin feshini kabul ettiğini ancak kusurlu olmadıklarını beyan ettiği anlaşılmıştır.
Davalı kiraya veren çekin kira borcuna mahsuben alındığını kabul etmekle, Mahkemece davacı kiracının tahliye tarihine kadar kira borcunun devam edeceği, davalı kiraya verenin 31.01.2014 tarihli cevap ihtarnamesi ile kiracının sözleşmeyi feshetmesini kabul ettiği ve temyiz dilekçesinde de davacının fesih tarihine kadar kira borcunun hesaplanması gerektiği şeklindeki beyanları dikkate alınarak sonucuna göre davacının kira borcu hesaplanarak, çek bedelinden düşülüp kalan miktar için bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

.....

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön