3. Hukuk Dairesi 2016/21273 E. , 2018/8723 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

3. Hukuk Dairesi 2016/21273 E. , 2018/8723 K.


'İçtihat Metni'

....
Taraflar arasındaki manevi tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafça temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalı kurum nezdinde aboneliği bulunduğunu, hakkındaki kaçak tutanağına istinaden borç tahakkuk ettirildiğini, haksız işlem nedeniyle davalı kurum aleyhine menfi tespit davası açtığını, davanın lehine sonuçlandığını, ancak kesinleşen hükmün davalı tarafından infaz edilmediğini, aboneliğe konu yer ile ilgili kamulaştırma yapacak olan idare ile uzlaşma görüşmeleri yapmak üzere borcu yoktur belgesi almak üzere davalıya başvurduğunu dört yıl boyunca bu belgeyi alamadığını, borç baskısı yaşadığını, sağlık sorunları nedeniyle davalı kuruma giderken zorlandığını, her gittiğinde başka yere gönderildiğini ileri sürerek, 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı; davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, 4.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Dava; kesinleşen yargı kararının yerine getirilmemesi nedeniyle uğranılan manevi zararın tazmini istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu’nun 49.maddesi (TBK.nun 58. md.) hükmüne göre, manevi tazminata karar verilebilmesi için 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 24.maddesi hükmünde genel olarak açıklanan kişilik haklarına bir saldırı bulunması, hukuka aykırı fiil sonucunda kişilik haklarının zarar görmüş olması zorunludur. Malvarlığında bir zarar meydana gelmesi halinde de kişinin az veya çok üzüleceği ve manevi olarak acı çekeceği kuşkusuzdur. Ne var ki, malvarlığı zararları bu madde kapsamına girmemektedir. Anılan madde hükmü ile yalnızca kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan zararların giderilmesi
./..
-2-

amaçlandığından malvarlığı zarara uğrayan kişi yararına Borçlar Kanununun 49.maddesi hükmüne göre manevi tazminata hükmedilmesi yasal olarak mümkün bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta; davacı, davalının kesinleşen menfi tespit ilamının infazını yerine getirmediğini bu nedenle bir çok defa davalı kuruma başvurduğunu, borçlu göründüğü için abone olunan taşınmazı için kamulaştırma yapacak idare ile uzlaşma yoluna gidemediğini, borç baskısı yaşadığını, her gittiğinde başka yere yönlendirildiğini iddia ederek, eldeki davayı açmış ise de; yukarıda ifade edilen yasa hükümleri gereğince, davacının iddiasına konu teşkil eden hususların kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı bu haliyle, manevi tazminat istem koşullarının oluşmadığı kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca; mahkemece, yukarıda ifade edilen açıklamalar ve yasa hükümleri dikkate alınmak suretiyle, davacı lehine manevi tazminata hükmedilemeyeceği gözetilerek, davacının manevi tazminat talebinin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK’nun 428 maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19.09.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

.......

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön