3. Hukuk Dairesi 2016/20997 E. , 2018/8657 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

3. Hukuk Dairesi 2016/20997 E. , 2018/8657 K.


'İçtihat Metni'

.....

Taraflar arasındaki istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın görev yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; elektrik abonesi bulunduğu davalı şirketin düzenlediği faturalar ile kendisinden hukuka aykırı olarak kayıp-kaçak, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve dağıtım bedeli tahsil ettiğini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak üzere, şimdilik 1.000 TL'nin avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 30.05.2016 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 4.823,51 TL'ye artırmıştır.
Davalı, istirdadı istenilen bedellerin ilgili mevzuat çerçevesinde abonelere yansıtıldığını ve uygulanmasının yasal bir zorunluluk olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; dava konusu aboneliğin davalı şirket nezdinde ticarethane olarak işlem gördüğü, dolayısıyla tüketici sıfatına haiz olmayan davacı tarafından açılan davanın Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden bahisle, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, elektrik abonelerinden tahsil edilen; kayıp-kaçak, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve dağıtım bedelinin istirdadı istemine ilişkindir.
28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 'Amaç' başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra, 'Kapsam' başlıklı 2. maddesinde;“Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde; 'Mal: Alışverişe konu olan; taşınır eşya, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallar ile elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri her türlü gayri maddi malları,
.....




Satıcı: Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak' tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için, yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Somut olayda; uyuşmazlığın davacı ile davalı şirket arasında yapılan elektrik abonelik sözleşmesinden kaynaklandığı, aboneliğin tesisi sırasında davacının avukatlık yaptığına dair vergi levhası ile avukatlık bürosunun bulunduğu işyerine ait kira sözleşmesini ibraz ettiği, ayrıca davacının aboneliğin kurulu bulunduğu yeri ev-işyeri olarak kullandığını ileri sürerek istirdat isteminde bulunduğu gözetildiğinde; davacının kanunda tanımı verilen tüketici tanımına uymadığı, dolayısıyla taraflar arasındaki uyuşmazlığın 6502 sayılı kanun kapsamında kalmadığı anlaşılmaktadır. Esasen, davacının tüketici sıfatına haiz olmadığı mahkemenin de kabulündedir.
Diğer taraftan, avukatlık mesleğini ifa eden davacı tacir olmadığı gibi mesleki çalışmalarını yürüttüğü avukatlık bürosu da ticari işletme değildir. Bu nedenle, somut olayda 6102 sayılı TTK hükümlerinin uygulanamayacağı, buna bağlı olarak uyuşmazlığın çözümünde asliye ticaret mahkemesinin görevli olmadığı açıktır.
Göreve ilişkin düzenlemeler, HMK'nun 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olduğundan, mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtay tarafından re'sen incelenir. Uyuşmazlığın, ticari nitelikte olmayan işyerine ait abonelik sözleşmesinden kaynaklanmasına göre, davaya bakma görevi asliye hukuk mahkemesine aittir.
O halde, mahkemece; davaya asliye hukuk mahkemesinde bakılması için görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, yanlış gerekçeyle asliye ticaret mahkemesine görevsizlik kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün gerekçesinin değiştirilmesi ve düzeltilerek onanması HUMK'nun 438. maddesinin 7 ve 8. fıkraları hükmü gereğidir.
....
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün gerekçesinin değiştirilmesine ve hüküm fıkrasının 2. bendinde yer alan '2-Görevli mahkemenin Ankara Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna,' ifadesinin çıkartılarak yerine '2-Görevli mahkemenin Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna,' ifadesinin yazılmasına, hükmün gerekçesi değiştirilmiş ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 18.09.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.


....
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön