3. Hukuk Dairesi 2016/21569 E. , 2018/8420 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

3. Hukuk Dairesi 2016/21569 E. , 2018/8420 K.


'İçtihat Metni'

......

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; .......numaralı tarımsal sulama abonesi olduğunu, elektrik sayacının izinsiz değiştirildiğini, tüm yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen davalı şirketin tek taraflı ve hiçbir yasal dayanağı olmaksızın 24.149,24 TL tutarında fatura gönderdiğini ileri sürerek borçlu olmadığının tespitini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmilini talep etmiştir.
Davalı;.....yetkili olduğunu, davacının.......... elektriğe senet vererek sayaç açtırdığını, sayaç değişikliğinden kurumun haberdar olmadığını, sistemden sayaç verilerinin okunmaması üzerine yapılan kontrollerde bu durumun ortaya çıktığını, kaçak kullanılan elektriğin tüketiciye tahakkuk ettirildiğini, bu nedenle haksız ve yersiz davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, davacının 1.105,98 TL borçlu olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerinde temyiz edilmiştir.
Anılan karar Dairemizin 2013/18727 Esas- 2014/2946 Karar sayılı ve 26.02.2014 tarihli kararı ile “Kurumun bilgisi dışında sayaç değişimi yapılması, mevzuata aykırı şekilde elektrik tüketme fiilini dolayısıyla kaçak elektrik tüketme fiilini oluşturmaktadır. Mahkemece bu husus dikkate alınmadan, yanlış değerlendirmeye dayalı bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulması, bozmayı gerektirmiştir. O halde mahkemece yapılacak iş, davalı kurum yetkilileri tarafından tanzim edilmiş, 26.07.2011 tarihli kaçak tespit tutanağı, davacıya ait abonelik dosyası birlikte değerlendirilerek, gerekirse yeniden keşif yapılarak üç kişilik uzman bilirkişi heyetinden davacının kullandığı kaçak elektrik bedelinin hesaplattırılarak sonucuna göre bir karar vermek olmalıdır.” gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verildikten sonra verilen 15.12.2015 tarihli son kararında; davanın kısmen kabul ile, 8620906 elektrik abone numaralı davacı
.....

...'ün 17/08/2011 vade tarihli 24.149,24 TL bedelli faturadan dolayı 1.819.29 TL borcu olduğunun tespiti ile 22.329,95 TL davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kaçak elektrik kullanıldığı iddiasıyla tahakkuk ettirilen fatura nedeniyle borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir.
1-4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa dayanılarak hazırlanan ve 25 Eylül 2002 günlü Resmi Gazetede yayınlanarak 01.03.2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesi hükmünde, gerçek veya tüzel kişiler tarafından, yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiş,yine 13. madde b bendinde; Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun olarak kestiği elektrik enerjisini, yükümlülüklerini yerine getirmeden dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin izni dışında açması, kaçak elektrik tüketimi olarak açıkça belirtilmiş; 15. madde hükmünde de kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirlenerek Kuruma sunulacağı ve kurul onayı ile uygulamaya konulacağı açıklanmıştır.
Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nun 29/12/2005 tarihli toplantısında; 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından uygulanacak “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 sayılı karar alınmış; yine aynı kurum tarafından hazırlanan ve 08.05.2014 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 'Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği' nin yürürlüğe girmesine kadar hüküm icra etmiştir.
Somut olayda; dava konusu borcun 26.07.2011 tarihli kaçak elektrik tutanağı uyarınca tahakkuk ettirildiği, tutanağın sayaç bilgilerinin sistemde olmadığı nedeniyle tanzim edildiği, bilirkişi kurulu tarafından 08.05.2014 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği hükümleri esas alınarak değerlendirmenin yapıldığı, bilirkişi raporunda 'kaçak tüketimin ürün bazında sulama miktarları esas alınarak 1.819,29 TL olduğu' şeklinde görüş bildirildiği, mahkemece bilirkişi raporu benimsenerek hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Ancak, dava konusu kaçak elektrik bedelinin Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ile 622 sayılı karar dikkate alınarak değerlendirilmesi gerektiği kuşkusuzdur.
2-Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve anılan yönetmeliğin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenleyen Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından yayımlanan 29.12.2005 günlü 622 sayılı kararının “C) Tüketim Miktarı Hesaplama” başlıklı bölümünde; “Kaçak elektrik enerjisi kullandığı tespit edilen kullanım yerinde tüketilen elektrik enerjisi miktarı;
1)Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13 üncü maddesinin (a) bendi çerçevesindeki tespitlerde;
a) Tüm müşteriler için öncelikle ihtilafsız dönemlerdeki tüketimi doğru olarak kaydetmiş olan sayaç değerine göre, (Kaçak kullanım tespitinin yapıldığı tarihten geriye dönük olarak yapılan incelemeler sonucunda, tüketim değerlerinin düşmeye başladığı tarih tespit edilebiliyorsa, bu tarihten önceki dönem ihtilafsız dönem olarak kabul edilir.)
../...
-3-

b) Doğru tespit edilmiş tüketim değeri yoksa;
1)Meskenlerde, bağlantı gücü ve ortalama aylık çalışma saatine göre (buradaki bağlantı gücü, proje varsa projesinde belirtilen gücün kullanma faktörü olan 0,60’ı, projesi yok ise, basit yapılarda 3 (üç) kW, diğerlerinde 5 (beş) kW’ın altında olmamak üzere) yöresel özellikler ve benzer yapılar göz önüne alınarak,
2)Müstakil trafolularda (müşteri veya müşteri olmayan) ölçü noktasına bakılmaksızın, besleme transformatör veya transformatörlerinin toplam kurulu gücünün kullanma faktörü olarak alınan 0.60 ile çarpımı sonucu bulunan değer bağlantı gücü olarak kabul edilir ve ortalama aylık çalışma saatine göre,
3)Meskenler ve müstakil trafolular hariç olmak üzere diğer abone gruplarında, tespit edilen kurulu gücün kullanma faktörü olarak alınan 0.60 ile çarpımı sonucu bulunan değer bağlantı gücü olarak kabul edilir ve bu değer 3 kW’ın altında olmamak üzere ortalama aylık çalışma saatlerine göre hesaplanır.” hükmü yer almaktadır.
Hükme esas alınan raporda, kaçak tüketim miktarı ürün sulaması için gereken enerji miktarı ve zirai verilere göre hesaplanmış, kaçak elektrik kullanım hesabı yönünden mevzuata uygun teknik inceleme yapılmamıştır. Kaçak elektrik bedelinin yönetmelik ve yukarıda açıklanan 622 sayılı kurul kararının “Tüketim Miktarı Hesaplama” başlıklı bölümünde açıklanan yöntemle hesaplanmalıdır. Bu nedenlerle söz konusu rapor taraf ve Yargıtay denetimine elverişli olmadığı gibi; Elektrik Tarifeleri ve Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğine de uygun değildir.
Hal böyle olunca, mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek, öncelikle dosyanın daha önceki bilirkişiler dışında seçilecek alanında uzman üçlü bilirkişi kuruluna verilerek davalı kurumun davacıdan isteyebileceği kaçak elektrik bedelinin Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve bu yönetmelik gereğince yayınlanan usül ve esaslarda açıklanan yönteme göre ve yeniden hesaplanması için Yargıtay ve taraf denetimine elverişli bir rapor alınması, davacının sorumlu tutulabileceği kaçak elektrik bedelinin duraksamasız belirlenmesi, daha sonra toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK' un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK' nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK' un 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu davalı yönünden açık, davacı yönünden kapalı olmak üzere, 12.09.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


.....

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön