3. Hukuk Dairesi 2016/21043 E. , 2018/7558 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

3. Hukuk Dairesi 2016/21043 E. , 2018/7558 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki vasiyetnamenin iptali olmazsa tenkis davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; vasiyetnamenin iptali ve tescil davasının reddine, davacılar ..., ... ve ...'ün tenkis davalarının kısmen kabulüne, yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde kayyım ... tarafından temyiz edilmesi üzerine: temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacılar; davalı ile ortak murisleri olan ...'nın 22.01.2004 tarihinde vefat ettiğini, vefatından evvel Erzin Noterliğinde düzenlediği 12.02.2001 tarih ve 644 yevmiye nolu vasiyetnamesi ile; ..., ... Köyü 5987 parsel sayılı taşınmazdaki hak ve hissesi ile üzerindeki evin tamamını davalı ...'ya vasiyet ettiğini, ancak bu vasiyetnamenin 74 yaşında iken düzenlediğini, tam teşekküllü bir hastaneden rapor alınmadan yapıldığını, ayrıca davalı tarafın baskısı sonucu yapıldığını iddia edecek; vasiyetnamenin iptaline, olmazsa mahfuz hissesi oranında tenkisine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... ve diğer davalı ...'nın kayyımı tarafından ayrı ayrı davanın reddine karar verilmesi istenmiştir.
Mahkemece; davacı ...'in vasiyetnamenin iptali ve tenkis davasının hak düşürücü süre geçmiş olması sebebiyle reddine, davacıların 12/02/2001 tarih ve 644 yevmiye nolu vasiyetnamenin iptal ve tescil için açtıkları davanın reddine, davacılar ..., ..., ...'un açtıkları tenkis davasının kısmen kabulü ile davacı ... için 3.561,57 TL, davacı ... için 3.561,57 TL, Davacı ... için 3.561,57 TL'nin davalılardan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı ...'nın kayyımı olan ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı ... kayyımının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Bilindiği üzere; mirasçılık ve mirasın geçişi miras bırakanın ölüm tarihinde yürürlükte olan hükümlere göre belirlenir (4722 s.y. 17.md.) Miras bırakan 1.1.2002 tarihinden önce ölmüşse 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümlerinin, 1.1.2002 tarihinden sonra ölmüşse 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ilgili hükümleri uygulanır.
Tenkis (indirim) davası, miras bırakanın saklı payları zedeleyen ölüme bağlı veya sağlar arası kazandırmaların (tebberru) yasal sınıra çekilmesini amaçlayan, öncesine etkili, yenilik doğurucu (inşai) davalardandır. Tenkis davasının dinlenebilmesi için öncelikli koşul; miras bırakanın ölüme bağlı veya sağlar arası bir kazandırma işlemi ile saklı pay sahiplerinin haklarını zedelemiş olmasıdır. Saklı payların zedelendiğinden söz edilmesi ise kazandırma konusu tereke ile kazandırma (temlik ) dışı terekenin tümü ile bilinmesiyle mümkündür. Tereke miras bırakanın ölüm tarihinde bırakmış olduğu mameleki kıymetler ile, iadeye ve tenkise tabi olarak yaptığı kazandırmalardır. Bunlar terekenin aktifini oluşturur. Miras bırakanın borçları, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin 743 sayılı Yasa uygulanacaksa bir aylık 4721 sayılı Yasa uygulanacaksa 3 aylık nafakası, terekenin defterinin tutulması, mühürlenmesi, cenaze masrafları gibi giderler de pasifidir. Aktiften belirtilen borçların indirilmesi net terekeyi oluşturur. Tereke bu şekilde tesbit edildikten sonra mirasın açıldığı tarihteki fiyatlara göre değerlendirilmesi yapılarak parasal olarak miktarının tesbiti gerekir. (MK.565) Miras bırakanın Medeni Kanunun 564. maddesinde belirlenen saklı paya tecavüz edip etmediği bulunan bu rakam üzerinden hesaplanır. Tasarruf oranı aşılmış ise tasarrufun niteliğine göre icap ederse kazandırma işleminde, saklı payları zedeleme kastının bulunup bulunmadığı objektif (nesnel) ve subjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak belirlenmelidir. Zira tasarruf oranını aşan her kazandırmada saklı payları zedeleme kastının varlığından söz edilemez.
Mutlak olarak tenkise tabi tasarruflarda (ölüme bağlı tasarruflar veya Medeni Kanunun 565. maddesinin 1, 2 ve 3 bentlerinde gösterilenler) veya saklı payın ihlal kastının varlığı kesin olarak anlaşılan diğerlerinde özellikle muayyen mal hakkında tenkis uygulanırken Medeni Kanunun 570. maddesindeki sıralamaya dikkat etmek davalı mahfuz hisseli mirasçılardan ise aynı kanunun 561. maddesinde yer alan mahfuz hisseden fazla olarak alınanla sorumluluk ilkesini gözetmek, dava konusu olup olmadığına bakılmayarak önce ölüme bağlı tasarruflarla davacının saklı payını tamamlamak, sonra sağlar arası tasarrufları dikkate almak gerekir. Bu işlem sırasında dava edilmeyen kişi veya tasarrufların tenkisi gerekeceği sonucu çıkarsa davacının onlardaki hakkını dava etmemesinin davalıyı etkilemeyeceği ve birden çok kişiye yapılan teberru tenkise tabi olursa 563. maddede yer alan, alınanla mütenasip sorumluluk kuralı gözetilmelidir.
Davalıya yapılan tasarrufun tenkisine sıra geldiği takdirde tasarrufun tümünün değeri ile davalıya yapılan fazla teberru arasında kurulan oranda (SABİT TENKİS ORANI) tasarrufa konu malın paylaşılmasının mümkün olup olamayacağı (MK.564) araştırılmalıdır. Bu araştırma sonunda tasarrufa konu mal sabit tenkis oranında bölünebilirse bu kısımların bağımsız bölüm halinde taraflar adına tesciline karar verilmelidir.
Tasarrufa konu malın sabit tenkis oranında bölünmezliği ortaya çıktığı takdirde sözü geçen 564. maddedeki tercih hakkı gündeme gelecektir. Böyle bir durum ortaya çıkmadan davalının tercih hakkı doğmadan davalının tercihinin kullanması söz konusu olamaz. Daha önce bir tercihten söz edilmişse sonuç doğurmaz. O zaman davalıdan tercihi sorulmak ve 11.11.1994 günlü 4/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı uyarınca sür'atle dava konusu olup sabit tenkis oranına göre bölünemeyen malın, karar tarihindeki fiyatlara göre değeri belirlenmeli ve bu değerin sabit tenkis oranıyla çarpımından bulunacak NAKTİN ödetilmesine karar verilmelidir.
TMK'nun 564.maddesinde vasiyet alacaklısı tercih hakkını iki şekilde kullanabilir; ya dilerse tenkisi gereken kısmın değerini ödeyerek malın verilmesini ya da dilerse tasarruf edilebilir kısmın değerini karşılayan parayı isteyebilir.
Somut olayda ise; mahkemece yukarıda belirtilen tenkis ilkelerine dikkat edilmeden, tasarruf dışı olan muris adına kayıtlı ya da hissedarı olduğu taşınmazların ve değerinin tespiti yapılmadan hazırlanan bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
O halde mahkemece yapılacak iş; murisin terekesinde bulunan tüm aktif ve pasifinin araştırılması, uzman bilirkişiden yukarıda açıklanan tenkis ilkeleri dikkate alınarak alınacak rapor ile tenkis miktarının belirlenmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması olmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bendde açıklanan nedenle temyiz eden davalı ... kayyımının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bendde açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 04.07.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön