3. Hukuk Dairesi 2018/3821 E. , 2018/6913 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

3. Hukuk Dairesi 2018/3821 E. , 2018/6913 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki asıl menfi tespit birleşen alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraflarca temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı-birleşen dosya davalısı vekili; müvekkili yüksek okulun içerisinde İl Emniyet müdürlüğü adına yaptırılan 75.yıl Kapalı Spor Salonu için ... İl Emniyet Müdürlüğünce 2000 yılında 71451 no ile atık su abonesi olunduğunu, 2002 yılı sonuna kadar atık su bedelinin Emniyet Müdürlüğünce davalıya ödendiğini, bu tarihten sonra Polis Meslek Yüksek Okulu hizmetine tahsis edildiğini, abonelik tarihi olan 2002 yılından şebeke suyunun kullanılmaya başlandığı 22/07/2010 tarihleri arasında atık su ile ilgili Diski'nin hiçbir hizmetinden yararlanılmadığını, davalı tarafça usulsüz fatura düzenlendiğini belirterek; 83 döneme ait 196.945,81 TL'lik fatura yönünden borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı-birleşen davacı vekili; müvekkili idare tarafından davalı adına 02/11/2011 düzenleme tarihli 196.181,28 TL 'lik atık su bedeli tahakkuk ettirildiğini 10/10/2010 tarihine kadar geçerli döneme ait faturanın 21/11/2011 tarihinde davalıya tebliğ edildiğini ancak davalı kurum tarafından atık su sarfiyat bedelinin ödenmediğini belirterek şimdilik 30.000,00 TL atık su bedeli alacağının borcun tebliğ tarihi olan 21/11/2011 tarihinden itibaren işleyecek 6183 sayılı yasa ile belirlenecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece; bilirkişi raporları doğrultusunda davalının atık su bedeli talep hakkının bulunduğu, bu bedele faiz işletilebileceği gerekçesiyle asıl davanın kısmen kabulü ile davacının davalıya 69.182,31 TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine, birleşen davanın da kısmen kabulü ile atık su bedeli olarak belirlenen toplam 127.766,50 TL'nin, 30.000,00 TL'sinin borcun tebliğ tarihi olan 21/11/2011 tarihinden itibaren, 97.766,50 TL'sinin ıslah tarihi olan 17/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davacı-birleşen davalıdan alınarak davalı-birleşen davalıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının birleşen dosya davacısının tüm, davacı birleşen dosya davalısının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- HMK 266. maddesi hükmüne göre, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkes gibi hakimin de bildiği konularda bilirkişi dinlenmesine karar verilemeyeceği gibi, hakimlik mesleğinin gereği olarak hakimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konularda da bilirkişi dinlenemez. Her halde seçilecek bilirkişinin mesleği itibarıyla konunun uzmanı olması zorunludur.
Temyize konu uyuşmazlık 2002-2010 yılları arasındaki 83 dönem atık su bedeli yönünden asıl davada menfi tespit, birleşen davada alacak istemine ilişkin olup uyuşmazlığın çözümünün, özel ve teknik bilgiyi gerektirdiği ve konusunda uzman bilirkişinin görüşünün alınmasının gerekli olduğu açıktır.
Dava konusu atık su bedeline ilişkin mahkemece; hükme esas alınan bedele yönelik görüşüne başvurulan bilirkişi avukat olup, atık su bedeli ile ilgili uzmanlıklarının bulunduğu hususunda dosya içerisinde bir bilgiye de rastlanılamamıştır. Hükme esas alınan raporları düzenleyen bilirkişilerin dava konusunda rapor hazırlamaya ehil ve yeterli olmadığı anlaşıldığından, söz konusu bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm tesisi mümkün değildir.
O halde; mahkemece, dava dosyası önceki bilirkişi dışında, atık su bedel, konusunda uzman ve ehil olan bilirkişilerden oluşan 3 kişilik bilirkişi heyetine verilerek, bilirkişilerden davalı kurumun davacı taraftan isteyebileceği atık su bedeli hakkında, tahakkuk tarihlerinde yürürlükte bulunan ilgili mevzuat hükümlerine göre tereddüte yer vermeyecek şekilde, ayrıntılı, açıklayıcı, hüküm kurmaya elverişli ve Yargıtay denetimine uygun, bir rapor aldırılarak, varılacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulması gerekirken, bu husus göz ardı edilerek, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
3- HMK 26.maddesi (HUMK’nun 74. maddesi) hükmüne göre, mahkeme tarafların iddia, savunma ve talepleri ile bağlıdır. Kural olarak mahkemenin talepten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesi olanak dışıdır. Öğreti ve uygulamada taleple bağlılık olarak adlandırılan bu kural sadece sonuç istem yönünden değil, sonuç istemi oluşturulan her bir alacak kalemi yönünden de uygulanır.
Dosyanın incelenmesinde; davalı-birleşen dosya davacısı tarafça davacıya yönelik atık su nedeniyle 2002-2010 yılları arasındaki 83 döneme ilişkin 88.650,36 TL asıl borç ve 107.530,92 TL gecikme zammı olmak üzere toplam 196.181,28 TL dava konusu borç çıkarıldığı, mahkemece hükme esas alınan avukat bilirkişi raporuna göre ise 104 fatura üzerinden 91.702,50 TL ödenmemiş borç ve her bir döneme ait son ödeme tarihinden dava tarihine kadar işlemiş yasal faiz 36.064,00 TL olmak üzere toplam 127.766,50 TL atık su bedeli belirlendiği görülmektedir.
O halde; mahkemece, taleple bağlılık kuralı gereğince davalı-birleşen davacı tarafça talep edilen fatura dönemi ve miktarı dikkate alınarak taleple sınırlı olarak yapılacak bilir kişi incelemesi sonucunda çıkan sonuca göre karar verilmesi gerekirken, taleple bağlılık kuralına aykırı olarak 104 fatura dönemi ve asıl alacak miktarını aşan şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
4- Dosya içerisindeki bilgilerden dava konusu 83 döneme ilişkin faturanın tek fatura şeklinde düzenlerek 22/11/2011 tarihinde davacı- birleşen davalı kuruma tebliğ edildiği, birleşen dava dilekçesinde de “fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla atık su bedeline ilişkin kısmi 30.000,00 TL alacağın 22/11/2011 tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsilinin” talep edildiği, buna karşın hükme esas alınan raporda, her bir son ödeme tarihinden dava tarihine kadar faiz hesabı yapıldığı anlaşılmaktadır.
O halde; mahkemece; dava konusu 83 döneme ait faturaların tek bir fatura olarak düzenlenip 21/11/2011 tarihinde davacı- birleşen davalı kuruma tebliğ edildiği gözetilerek, taraflar arasında gecikme zammı uygulanacağına dair sözleşme de bulunmadığından uzman bilirkişiden alınacak raporda yasal faiz üzerinden hesaplama yapılarak, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde tebliğ edilmeyen her bir faturanın son ödeme tarihinden dava tarihine kadar faiz hesaplanması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı-birleşen davacı tarafın tüm, davacı-birleşen davalı tarafın sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci, üçüncü ve dördüncü bentlerde açıklanan nedenlerle hükmün davacı-birleşen davalı taraf yararına HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön