3. Hukuk Dairesi 2016/19129 E. , 2018/6749 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

3. Hukuk Dairesi 2016/19129 E. , 2018/6749 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı .... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili dava dilekçesinde; ... Gölü Sulama Kooperatifinin 1971 yılında kurulup 1999 yılına kadar faaliyette bulunduğunu, bölgedeki suların azalması üzerine kooperatif faaliyetlerinin durdurulması yönündeki idari işlem aleyhine ... İdare Mahkemesinde açılan davanın reddedilmesi üzerine kooperatif faaliyetlerinin tamamen durdurulduğunu, ancak bilgisizlik nedeniyle kooperatifin feshedilmediğini, 2005 yılından sonra kooperatifin hiçbir faaliyeti bulunmadığı halde su saatinin bulunduğu kilitli kapının davalı şirket elemanlarınca kırılıp içeriye girilmek suretiyle kooperatif adına 2011/5 döneme ilişkin elektrik tüketim faturası düzenlendiğini, söz konusu tüketim faturasına istinaden kooperatif aleyhine icra takibi başlatıldığını ileri sürerek, takibe konu 4.870,00 TL borçtan kooperatifin sorumlu olmadığının tespiti ile % 40 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, 17/05/2011 tarihinde kooperatife ait sayaca ulaşıp endeks tespiti yapıldıktan sonra fatura tahakkuk ettirildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davacı tarafça aboneliğin iptal ettirilmediği, bu nedenle aboneliğe bağlı kullanım nedeniyle oluşan borçtan davacının sorumluluğunun devam ettiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davacı tarafça temyiz edilmiştir.
1- Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
4077 sayılı yasanın 23.maddesinde, bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağı öngörülmüştür.
Aynı ilkeler 6502 sayılı yasada da benimsenmiştir. 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 3/l maddesinde tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmıştır.
Tüketici ise, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi ifade eder.” şeklinde tanımlanmıştır. Yine anılan kanunun 3/d maddesinde; “Hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyet” olarak tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 6502 sayılı kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için; kanunun amacı içerisinde, yukarıda tanımları verilen taraflar arasında, mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Aynı Kanunun 73. maddesinde ise; bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağı öngörülmüştür.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Görevle ilgili konularda kazanılmış hak söz konusu olmaz.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden uyuşmazlığa konu aboneliğin tarımsal sulamaya ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.
O halde; taraflar arasında tarımsal sulama aboneliği bulunduğundan yargılamanın genel mahkeme tarafından yapılması gerekirken, somut uyuşmazlığın çözümünde görevli olmayan Tüketici Mahkemesi sıfatı ile yargılama yapılması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2-) Bozma nedenlerine göre davacının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön