3. Hukuk Dairesi 2016/19561 E. , 2018/6595 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

3. Hukuk Dairesi 2016/19561 E. , 2018/6595 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak (ziynet ve katılma) davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, davalı ile 14/04/2012 tarihinde evlendiklerini, 30/12/2014 tarihinde müşterek evden kovulduğunu ve açtığı boşanma davasının derdest olduğunu, düğünde kendisine 10 adet bilezik, 30 küçük altın, bir büyük altın, bir cumhuriyet altını, 2 gram altın ile 3000 TL para takıldığını, takılan takıların davalının dayısı ...’ın kasasında durmakta iken davalının geçirdiği kaza ve açtığı dükkan için bozdurularak borçlarının ödenmesinde kullanıldığını, ayrıca evlilik birliği içerisinde kredi çektiğini, çekilen kredilerin de kendisi tarafından ödendiğini beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla takılan ziynet eşyaları ve para için 11.200 TL, kredi ödemeleri için ise 10.000 TL alacağın boşanma dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, dava dilekçesinde ileri sürülen takıların miktarının abartılı olduğunu, takıların çoğunluğunun kendisine takıldığını, ziynet eşyalarının geçirdiği kaza ve açtığı dükkan için bozulduğu iddiasının da doğru olmadığını, düğünde takılan para olan 2.000 TL’nin balayında harcandığını, çeyrek altınların bir kısmının da düğünlerde davacı tarafından takıldığını, davacının kazadan sonra kendisine sadece 3 adet bilezik verdiğini, kalan takıları ise evden ayrılırken beraberinde götürdüğünü, diğer yandan davacının çektiği kredinin ilkinin Kredi Yurtlar Kurumuna olan kredi borcunun kapatılması için ikincisinin ise davacının kendi aşırı harcamaları ve borçlanmaları nedeniyle çekildiğini, evlilik birliğinden kaynaklanan ihtiyaç ve borçlar için harcanmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece, ziynet eşyalarının evlilik birliği içerisinde davalının yaptığı kaza ve açtığı iş yeri nedeniyle bozdurulduğu anlaşılmakla, ziynet eşyalarının davacı tarafından davalıya bağışlandığı ispat edilemediğinden ziynet eşyaları yönünden açılan alacak davasının kabulüne, buna karşın davacıya takılan para ile davacının evlilik birliği içerisinde çektiği krediler nedeniyle yaptığı ödemeler için alacak talebinin ise düğünde takılan paraların ziynet eşyası niteliğinde olmadığı, bunların her zaman harcanmasının mümkün olduğu, nitekim balayında harcanması nedeniyle istenemeyeceği diğer yandan evlilik birliği içerisinde yapılan borçlar nedeniyle kanunda bunların istenebileceğine ilişkin bir düzenleme bulunmadığı dikkate alınarak buna ilişkin taleplerin reddine karar vermek gerektiği kanaati ile davanın kısmen kabulü ile, 8.178 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2) Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlamakla yükümlüdür.
Düğünde takılan ziynet eşyaları ve paralar kadına ait olup kişisel eşya niteliğindedir. Bu eşyaların iade edilmemek üzere kocaya verildiği, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup müşterek ihtiyaçlar için harcandığı hususu davalı tarafça kanıtlandığı takdirde, koca bu eşyaları iadeden kurtulur.
Davacı kadın, dava konusu edilen ziynet eşyaları ve paraların evlilik birliği içinde davalının borçları için harcandığını ileri sürmüş, davalı koca ise düğünde takılan 2.000 TL’nin balayı masrafı için bozdurulduğunu savunmuş, davacı kadının bunları iade edilmemek üzere rıza ile verdiğini kanıtlayamamıştır.
Hal böyle olunca, davalı kocanın, düğünde takılan paralardan evlilik birliği içinde bozdurularak harcanan 2.000 TL’nin, rızayla ve iade şartı olmaksızın kendisine verildiğini ispatlayamadığı, bu nedenle dava konusu olan ve varlığı ispat edilen düğünde takılan parayı iadeyle mükellef olduğu hususu tartışmasızdır.
Öyle ise, mahkemece; evlilik birliği içinde harcandığı davalının da kabulünde olan 2.000 TL yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön