3. Hukuk Dairesi 2017/16641 E. , 2018/6449 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davaya konu tarımsal sulama tesisatının bulunduğu araziyi 15 yıllığına kiraladığını, taşınmaz üzerinde tesis edilecek meyve bahçesinin tüm donanımlarının yapılması hususunda dava dışı yüklenici firma ile anahtar teslimi sözleşme yapıldığını, sözleşmeye göre, elektrik enerji temini işi yapılırken TEDAŞ'ın istediği hür türlü yetki ve vekaletin yüklenici firmaya veya onun belirleyeceği bir kişi veya firmaya verileceğinin hüküm altına alındığını, buna rağmen dava dışı bu şirketler tarafından abonelik işleminin yapılmamış olduğunu, yapılan soruşturma neticesinde ... Cumhuriyet Başsavcılığının 20.09.2013 tarihli kararı ile sadece abonesiz kullanım olduğu, bu nedenle ortada bir suç bulunmadığına karar verildiğini ancak davalı tarafça ısrarla ceza tahakkuk ettirildiğini ileri sürerek abonesiz kullanım bedeli olan 3.800,00 TL dışındaki kurum taleplerinin haksız olduğuna karar verilerek, kullanılan elektrik bedeli dışında tahsil edilmek istenen 76.022,53 TL miktar yönünden borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı; davacının abonelik işlemlerini yaptırmak üzere üçüncü şahıs/şirketleri yetkili kıldığını belirtmekte ise de bu hususun davacı ile adı geçenler arasındaki iç ilişki olduğunu, kendilerini bağlamadığını, elektriği kullanan ve bundan faydalananın davacının bizzat kendisi olduğunu, tesis edilen işlemde bir isabetsizlik bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; kaçak tespitinin yapıldığı sırada elektriğin sayaçtan geçtiğinin sabit olduğu bu itibarla kesilen cezanın yerinde olmadığının tüm dosya kapsamından ve bilirkişi raporuyla anlaşıldığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, davacının davalı kuruma 3.023,53 TL borçlu olduğu ve 61.642,80 TL borçlu olmadığına karar verilmiş, hüküm; davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Dairemizin 16.03.2016 tarih 2015/3868 E. - 2016/4036 K. sayılı ilamı ile; “Davacının eyleminin yönetmelik kapsamında kaçak elektrik kullanımı olarak kabul edilmesi gerektiği, mahkemece, önceki bilirkişi dışında dosya yeniden alanında uzman üçlü bilirkişi kuruluna tevdi olunarak dava konusu tahakkuk dönemleri ve türleri esas alınarak davalı kurumun davacı taraftan isteyebileceği kaçak elektrik bedelinin Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve bu yönetmelik gereğince yayınlanan 622 sayılı EPDK kararında açıklanan yönteme göre hesaplanması konusunda denetime elverişli bir rapor alınması gerektiği”nden bahisle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyma kararı verildikten sonra yapılan yargılama neticesinde; bozma ilamından sonra alınan bilirkişi raporu hükme esas alınarak, davacının davalı kurumca 24.11.2012, 08.07.2012 ve 06.07.2013 tarihlerinde tutulan tutanaklar nedeni ile tahakkuk ettirilen 02.08.2012 tarihli 17.959,59 TL, 28.11.2012 tarihinde 26.654,41 TL, ve 09.07.2013 tarihli 20.052,33 TL olmak üzere toplam 64.666,33 TL borç nedeni ile 5.489,35 TL borçlu olduğu ve 59.176,98 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm; davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Mahkemece her ne kadar bozmaya uyma kararı verilmiş ise de bozma ilamına uygun bir karar verilmemiştir. Şöyle ki;
Somut olayda; davacının abone olmadan elektrik kullandığı, bu şekilde Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesi anlamında kaçak elektrik fiilini gerçekleştirdiği sabittir.
Kaçak tespit tutanaklarının düzenlendiği tarihte yürürlükte olan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından, “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 sayılı karar alınmıştır. İş bu Kararın 1/C maddesinde kaçak elektrik enerjisi kullandığı tespit edilen tüketiciye yapılacak kaçak tahakkukunda esas alınacak tüketim miktarının nasıl hesaplanacağı belirlenmiştir. Buna göre;
''1) Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13 üncü maddesinin (a) bendi çerçevesindeki tespitlerde;
a) Tüm müşteriler için öncelikle ihtilafsız dönemlerdeki tüketimi doğru olarak kaydetmiş olan sayaç değerine göre, (Kaçak kullanım tespitinin yapıldığı tarihten geriye dönük olarak yapılan incelemeler sonucunda, tüketim değerlerinin düşmeye başladığı tarih tespit edilebiliyorsa, bu tarihten önceki dönem ihtilafsız dönem olarak kabul edilir.)
b) Doğru tespit edilmiş tüketim değeri yoksa;
2) Müstakil trafolularda (müşteri veya müşteri olmayan) ölçü noktasına bakılmaksızın, besleme transformatör veya transformatörlerinin toplam kurulu gücünün kullanma faktörü olarak alınan 0.60 ile çarpımı sonucu bulunan değer bağlantı gücü olarak kabul edilir ve ortalama aylık çalışma saatine göre, hesaplanır.''
Mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi kurulu raporu incelendiğinde; bilirkişiler tarafından, kaçak tutanaklarının her üçünde de kullanılan elektrik enerjisinin sayaçtan geçtiği belirtildiğinden tüketimin doğru kaydedildiği kanaati oluştuğunun belirtildiği ve kaçak tahakkuk miktarı hesaplamasında tutanakta belirtilen sayaç endeksine göre hesaplama yapıldığı görülmektedir.
Oysa; yukarıda belirtilen 622 sayılı kurul kararın 1/C-1-a maddesinde; öncelikle ihtilafsız dönemlerdeki tüketimi doğru olarak kaydetmiş olan sayaç değerine göre, doğru tespit edilmiş tüketim değeri yoksa da, müstakil trafolularda ölçü noktasına bakılmaksızın, besleme transformatör veya transformatörlerinin toplam kurulu gücünün kullanma faktörü olarak alınan 0.60 ile çarpımı sonucu bulunan değer bağlantı gücü olarak kabul edileceği ve ortalama aylık çalışma saatine göre hesap yapılacağı açıkça belirtilmiştir. Buna göre; yasal şekilde tesis edilmemiş sayaçtaki endeks esas alınarak hesap yapılamayacağı açıktır.
Somut olayda, mahkemece; yukarıda açıklanan mevzuat hükmü yanlış değerlendirilerek hazırlanan bilirkişi raporu hükme esas alınarak karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
O halde mahkemece yapılacak iş; daha önceki bilirkişilerden farklı, konusunda uzman üç kişilik bilirkişi kuruluna dosyanın yeniden tevdii ile davalı kurumun davacı taraftan isteyebileceği kaçak elektrik bedelinin anılan yönetmelik hükümlerine göre yayınlanan usul ve esaslara göre hesaplanmasını sağlamak ve sonucuna göre bir karar verilmesi olmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
3. Hukuk Dairesi 2017/16641 E. , 2018/6449 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 28 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 38 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 27 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 25 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat