3. Hukuk Dairesi 2016/18112 E. , 2018/4734 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

3. Hukuk Dairesi 2016/18112 E. , 2018/4734 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine; hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacı vekili tarafından istenilmiş ise de, HUMK'nun 435/7 ve 438/1. maddeleri gereğince temyiz edenlerin süresinde verdiği dilekçesinde bu yönde bir istemde bulunmamış olduğu anlaşılmakla, sonradan verilen ek dilekçede bildirilen duruşma isteğinin reddi ile temyiz incelemesinin evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili; davalının 18.08.1972 tarihli tapusuz taşınmaz satış senedi ile 25 dönüm tarlayı alıcılar ..., ... ve ...'a 75.000 TL karşılığında sattığını, taşınmazın zilyetliğini devrettiğini ve bedelini tamamen aldığını ancak ...Kadastro Mahkemesinin 1976/50 Esas ve 2006/32 Karar sayılı davası ile taşınmazın üçüncü kişiler adına tescil edildiğini, kararın 07.07.2009 itibariyle kesinleştiğini, taşınmazın davacıların elinden çıkması ile zararın doğduğunu belirterek taşınmazın davacının elinden çıkma tarihi olan 07.07.2009 tarihindeki rayiç bedelinin davacıya ödenmesine ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 7.100,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, 15.02.2012 havale tarihli dilekçesiyle 07.07.2009 tarihi itibariyle taşınmazın değerinin hesaplanarak davalıdan tahsili, bu mümkün olmazsa 75.000 TL’nin 07.07.2009 tarihi itibariyle ulaştığı değerin denkleştirici adalet ilkesi gereğince hesaplanarak davalıdan tahsilini istemiştir.Davalı; zamanaşımı ve husumet itirazında bulunarak taşınmazı 1970’de satın aldığını, 2009’a kadar da zilyedi olduğunu, senedin geçersiz olduğunu ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.Mahkemece; harici satış sözleşmesinde ödenen bedelin güncel değerine ilişkin olarak hazırlanan 04.12.2015 tarihli rapor ve dava değeri doğrultusunda davanın kabulüne, 7.100,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı ve davalının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz nedenleri yerinde değildir.
2-) Dava, harici taşınmaz satış sözleşmesinden kaynaklı satış bedelinin sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi istemine ilişkindir.Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için, bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olması gerekir. Sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir. Sebepsiz zenginleşme bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altındadır.
Eldeki davada taraflar arasında düzenlenen satış sözleşmesine konu edilen taşınmazın tapusuz olduğu, taşınmaz üzerindeki zilyetliğin davalı ile dava dışı üçüncü şahıslarda bulunduğu ve Kadastro Mahkemesinin 07.07.2009 tarihinde kesinleşen 1976/50-2006/32 E-K sayılı kararı ile taşınmazın dava dışı üçüncü kişiler adına tescil edildiği anlaşılmaktadır.Tapuda kayıtlı bulunmayan taşınmazlar TMK'nun 762. maddesi hükmüne göre menkul mal niteliğindedir. Tapusuz taşınmazın satışı resmi şekle bağlı olmadığından adi yazılı senetle satışı mümkündür. Aynı Kanunun 763. maddesi uyarınca bu gibi malların mülkiyetinin devri zilyetliğin karşı tarafa teslimi ile gerçekleşir.Somut olayda taraflar arasında imzalanan 18.08.1972 tarihli satış sözleşmesine konu taşınmaz tapusuz olduğu için harici satış mümkün olup, her ne kadar sözleşmede taşınmazın zilyetliğinin davacı alıcılara teslim edildiği belirtilmiş ise de, davacı ... ile ...'nun da müdahil oldukları Kadastro Mahkemesinde yapılan yargılamadan taşınmazın zilyetliğinin davacı tarafa teslim edilmediği görülmektedir. Öte yandan, gerek taraflar arasında keşide edilen sözleşme, gerekse davalının 24.12.2010 tarihli duruşmadaki beyanına göre, satış bedelinin davalı tarafından alındığı sabittir.Tapusuz taşınmazın zilyetliği devredilmediğine ve davalı tarafından da bedelin alındığı beyan edildiğine göre; taraflar birbirinden aldıklarını sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade ile yükümlüdürler. Geçersiz satış sözleşmesi gereğince; diğerinin mal varlığına kayan değerlerin iadesi 'Denkleştirici Adalet' düşüncesine dayanmaktadır. Denkleştirici adalet ilkesi ise, haklı bir sebebe dayanmadan başkasının mal varlığından istifade ederek, kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği kazanımı geri verme zorunda olduğunu ve gerçek bir eski hale getirme yükümlülüğünü ifade eder.Bu bakımdan, sebepsiz zenginleşmeye konu alacağın iadesine karar verilirken, taşınmazın satış bedelinin alım gücünün ilk ödeme günündeki alım gücüne ulaştırılması ve bu şekilde iadeye karar verilmesi gerekir. Bu güncelleme yapılırken, güncellemeye esas alınan somut verileri tek tek uygulanarak, ödeme tarihinden ifanın imkânsız hale geldiği tarihe kadar paranın ulaştığı değer her bir dönem için hesaplanmalı, sonra bunların ortalaması alınmalıdır.
Başka bir deyişle, denkleştirici adalet kuralı gereğince iadeye karar verilirken, satış bedeli olarak verilen paranın alım gücünün, ifanın imkânsız hale geldiği tarihteki alım gücüne uyarlanması zorunluluğu bulunmaktadır.Mahkemece; ödenen satış bedelinin, ifanın imkânsız hale geldiği tarihi itibariyle (çeşitli ekonomik etkenlerin ÜFE-TÜFE artış oranları, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar ve benzeri ekonomik göstergelerin ortalamaları alınmak suretiyle) ulaşacağı alım gücü, yukarıda açıklanan ilke ve esaslar çerçevesinde, uzman bilirkişi heyetinden denetime elverişli rapor alınmak suretiyle belirlenmeli; bu yolla belirlenecek miktara hükmedilmelidir. Somut olayda; sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince ve akdin ifasının imkansız hale geldiği 07.07.2009 tarihi esas alınarak denkleştirici adalet ilkesine göre bedelin iadesine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; hükme esas alınan 04.12.2015 tarihli bilirkişi raporunda davacının ödediği bedelin denkleştirici adalet ilkesi uyarınca 07.07.2009 tarihindeki ulaştığı değere, taşınmazın 17.04.2012 tarihinde yapılan keşifteki güncel değeri de ilave edilmek suretiyle hesaplama yapılmıştır. Taşınmazın keşif tarihindeki güncel değeri ilave edilerek ortalama yapılmış olması nedeniyle rapor, hüküm vermeye elverişli değildir.O halde; mahkemece, uzman bilirkişiden, davacı tarafın ödediği satış bedelinin, ifanın imkansız hale geldiği 07.07.2009 tarihindeki ulaşacağı alım gücü; çeşitli ekonomik etkenlerin (enflasyon, ÜFE, TÜFE, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar vs olmak üzere en az 5 etken) ortalamaları alınmak suretiyle belirlenmesi ve bu yöntemle belirlenecek miktara hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.Kabule göre de, davacı ..., kendisine asaleten ve ... ile ...’a vekaleten davacı vekiline vekalet vererek dava açtığına göre, ... ile ...’ın adlarının karar başlığında gösterilmemesi isabetsizdir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince davalı yarına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.









Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön