3. Hukuk Dairesi 2017/10662 E. , 2018/4664 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar,... İli, ...İlçesi, ... Köyü, 242 ada 7 parsel ve 241 ada 8 parsel sayılı taşınmazların murisleri ... adına kayıtlı olduğunu, taşınmazları mirasçıları olarak kendilerinin ekip biçtiklerini, 05/08/2013 tarihinde davalı şirkete ait elektrik nakil hattında çıkan yangın sonrasında zilyetlerinde bulunan dava konusu taşınmazlar üzerindeki ekili ve dikili alanların zarar gördüğünü,zararın ... 1.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2013/98 D.İş. sayılı dosyası ile tespit edildiğini, ayrıca ... 3. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2014/82 Esas sayılı dosyası ile ceza davası açıldığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 10.000,00 TL tazminatın zarar tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişler, 29/09/2015 tarihli ıslah dilekçesi ile taleplerini 24.540,39. TL’ye yükseltmişlerdir.Davalı, yangının elektrik hatlarından kaynaklandığına dair kesin bir delil bulunmadığını, taşınmazların bulunduğu köyde herhangi bir arıza ihbarı almadıklarını, meydana gelen yangında kendilerine atfedilebicek herhangi bir kusur olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, davacıların miras hissesine tekabül eden 22.310,76 TL'nin zararın oluştuğu 05/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Bilindiği üzere zarar, malvarlığında meydana gelen bir azalmayı yani eksilmeyi ifade eder. Bu eksilme, mal varlığının zarar verici eylemin işlenmesi sonucu içine düştüğü durum ile bu eylem olmasa idi mal varlığının bulunacak olduğu durum arasındaki farktan ibarettir. Nitekim tazminatın amacı da, mal varlığındaki eksilmenin giderilmesi ve onun eski duruma getirilmesinin sağlanmasıdır. Bir başka ifadeyle, tazminat miktarı hiçbir zaman gerçek zararı aşmamalıdır.Yerleşmiş Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere; meyveli ağaçların yaşamına son verilmesinden doğan zararın, bunların kaim değerinin tespiti suretiyle takdiri gerekmektedir. Bir ağacın kaim değerini bulmak için uygulanması gereken yöntem ise, ağaçların bulunduğu yerin ağaçlı değeri ile ağaçsız değeri arasındaki farkın tespiti ile bu farkın o yerde bulunan ağaç sayısına bölünmesi suretiyle gerçeğe en yakın zararın belirlenmesidir.
Somut olayda; mahkemece, hükme esas alınan ziraat bilirkişi asıl ve ek raporları incelendiğinde, raporda dava konusu 241 ada 8 parsel ve 242 ada 7 parselde oluşan toplam zarar miktarı 81.806,13 TL olarak belirlenmiş ise de; bilirkişi tarafından zarar gören ağaçların sayısı net olarak tespit edilmesine rağmen, zarar miktarının yukarıda ifade edilen yönteme göre hesaplanmadığı, yine aşamalarda davalı tarafça sunulan itirazların da asıl ve ek raporlar ile tam olarak karşılanmadığı anlaşılmakla; söz konusu ziraat asıl ve ek raporlarının hükme esas alınabilecek nicelik ve nitelikte olmadığı kuşkusuzdur.
3-Bundan ayrı olarak,Borçlar Kanunu'nun 43/1.maddesinde ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 51/1 maddesinde, hâkimin tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği açıklanmış olup, bu yasal düzenlemenin, hükmedilecek tazminatın miktarının tayininde gözönünde bulundurulması gerektiği de açıktır.Nitekim, elektrik bilirkişi raporunda da irdelendiği üzere,davaya konu taşınmazların zemininin tamamen kurumuş otlarla kaplı olması, gerekli bakımın yeterince yapılmamış olması,mevsim ve bölgedeki iklim koşulları da dikkate alındığında hükmedilen tazminattan TBK’nun 51/1 maddesi uyarınca uygun bir miktarda hakkaniyet indirimi yapılması gerekirken,bu husus da gözetilmeden eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile hüküm tesisi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, davalı yönünden 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.05.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
3. Hukuk Dairesi 2017/10662 E. , 2018/4664 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 33 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 34 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat