3. Hukuk Dairesi 2017/15303 E. , 2018/4350 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

3. Hukuk Dairesi 2017/15303 E. , 2018/4350 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, dosyanın işlemden kaldırılmasına ve davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:


Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı vekili, müvekkili hakkında düzenlenen 11.11.2008 tarihli kaçak elektrik tespit tutanağına istinaden 2008/12 dönemi için 41.825,27 TL kaçak elektrik bedeli tahakkuk ettirildiğini, müvekkilinin kaçak elektrik kullanmadığını ileri sürerek, müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile % 40'dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacıya ait tarımsal sulama tesisinde 11.11.2008 tarihinde yapılan kontrolde abonesiz olarak enerji kullanıldığının tespit edildiğini ve davacı hakkında tutanak düzenlendiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu sulama kuyusunun davacıya ait olmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının 2008/12 dönemine ait 41.825,27 TL miktarlı kaçak tüketime ilişkin borçtan sorumlu olmadığının tespitine ve davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine dair verilen karar davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 14.05.2014 tarihli ve 2014/228 E. 2014/7502 K. sayılı kararıyla; '...Mahkemece kaçak elektrik tutanağına konu taşınmazın tapu kaydı tapu sicil müdürlüğünden getirtilerek taşınmazın davacı adına kayıtlı olup olmadığının tespit edilmesi, tutanak düzenlenen taşınmazda davacının faaliyette bulunup bulunmadığı, faaliyette bulunuyor ise faaliyetin hangi tarihten itibaren başladığı, davacının destekleme alıp almadığı desteklemeden yararlanıyorsa sözkonusu ödemeye esas çiftçi kayıt formu ve ilgi belgelerin İlçe Tarım Müdürlüğünden celbiyle, niza konusu kuyunun bulunduğu taşınmaz üzerinde zabıt mümzi tanıklar da refakate alınarak keşif icrası suretiyle kaçak kullanma fiilinin kim tarafından işlendiğinin şüpheye yer vermeyecek şekilde belirlenmesi, daha sonra toplanan ve toplanacak delillerle birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.' gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma üzerine yapılan yargılama neticesinde; yargılama sırasında vefat eden davacı ... mirasçılarından ... yönünden davayı takip etmemesinden dolayı dosyanın işlemden kaldırılmasına, diğer mirasçılar yönünden ise davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, kaçak elektrik kullanımı nedeniyle tahakkuk ettirilen bedelden sorumlu olunmadığının tespiti istemine ilişkin menfi tespit davasıdır.
TMK 640. maddesine göre; mirasbırakanın ölümü ile birden çok mirasçı bulunması halinde miras mirasçılara geçmekte ve miras üzerinde iştirak halinde mülkiyet rejimine ilişkin kurallar hüküm doğurmaya başlamaktadır. Yani mirasın tümü mirasçıların tamamına ait olmakta ve iştirak halinde mülkiyet hükümleri devam ettiği sürece mirasçıların miras üzerinde bağımsız payları ve tasarruf hakları bulunmamaktadır. Bu durumda ya tüm mirasçıların birlikte hareket etmeleri ya da terekeye temsilci atanması gerekmektedir.
Eldeki davaya konu somut olayda; davacı ...'ün yargılama sırasında 18.11.2013 tarihinde öldüğü dosya arasına alınmış olan veraset ilamından anlaşılmaktadır. Davacının ölümü üzerine mirasçıları, davacı vekili sıfatıyla davayı takip eden vekile vekalet vermek suretiyle davaya dahil olmuşlar ancak, bozma sonrasında yapılan yargılama sırasında davacıya ait borcun davalı şirket komisyon kararı ile adına güncellendiği tespit edilen mirasçı ...'ün usulüne uygun tebligata rağmen davayı takip etmediği ve kendisini bir vekil ile de temsil ettirmediği anlaşılmıştır. Bu durumda mahkemece, davacı mirasçıları arasındaki mecburi dava arkadaşlığı nedeniyle, usulüne uygun tebligata rağmen yargılamaya katılmayan mirasçı ...'ün davaya muvafakatinin sağlanarak ya da miras şirketine TMK'nun 640. maddesi uyarınca atanacak temsilci aracılığıyla davanın sürdürülebileceği gözönüne alınarak, davaya dahil olan davacı mirasçıları vekiline söz konusu eksikliğin giderilmesi için önel verilip bu şekilde taraf teşkili sağlandıktan sonra davanın esası hakkında bir hüküm verilmesi gerekirken; davacı mirasçılarından ... yönünden HMK 150. maddesi gereği dosyanın işlemden kaldırılması, ... dışındaki diğer mirasçılar yönünden ise davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığı yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma nedenine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelemesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenle tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön