3. Hukuk Dairesi 2017/2931 E. , 2018/4240 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

3. Hukuk Dairesi 2017/2931 E. , 2018/4240 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davalıya davaya konu aracı 1 yıl süre ile kiraladığını, kira ilişkisinin devam ettiğini, davaya konu aracın şoförünü de kendisinin ayarladığını, şoförün maaşını ödediğini ancak davalının hakedişleri eksik ödediğini ileri sürerek, şimdilik 7.000 TL alacağın tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı; davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda davanın ksımen kabulü ile 5.178 TL alacağın tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re'sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nun 4/1-a maddesine göre “Kiralanan taşınmazların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalarda” Sulh Hukuk Mahkemesi görevlidir.
Somut olayda taraflar arasında imzalanan 31.03.2011 tarihli ve 1 yıl süreli araç kira sözleşmesinin varlığına ilişkin uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı bu sözleşmeye dayanarak araç kirasından kaynaklı kira alacağının yanı sıra araç şoför gideri olarak hakediş bedeli talep etmiştir. Mahkemece bu durumda taraflar arasındaki sözleşmenin niteliği incelenerek, aradaki hukuki ilişkinin araç kira sözleşmesi mi yoksa sürücülü araç kira sözleşmesi (hizmet alım sözleşmesi)nin olduğu hususunun değerlendirilmesi hizmet alım sözleşmesinin varlığının tespit edilmesi durumunda davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olacağından görevsizlik kararı verilmesi gerektiğinin nazara alınması gerekir.
Taraflar arasındaki hukuki ilişkinin yalnızca araç kira sözleşmesi olduğu tespit edilmesi halinde ise; davalı taraf tacirdir ( 6762 sayılı TTK m.18, 6102 sayılı TTK m. 16. Madde 18 ). Ticari işlerden dolayı çıkan uyuşmazlıklarda ticari defterler, 6762 sayılı TTK. nun 82 ve izleyen maddelerinde (HMK. m. 222) gösterilen şartlar kapsamında yasal delil olarak kabul edilir. Kural olarak, davanın taraflarının ticari defterleri üzerinde mahkemece inceleme yapılması gerekir. Sadece, TTK. nun 83/2 ve 86. maddelerinde öngörülen koşulların oluşması durumunda tek taraflı ticari defter incelemesi yapılabilir ve kesin delil sayılabilir. Ticari defterlerin sahibi aleyhinde delil sayılabilmesi koşulları TTK.nun 84.; sahibi lehinde delil sayılabilmesi şartları ise 85. maddesi hükümlerinde gösterilmiştir. Diğer tarafın aleyhinde ticari defterlerin kesin delil sayılması içinde TTK. nun 86. maddesinde öngörülen koşulların oluşması zorunludur. Oysa, ticari defter incelemesine ilişkin bilirkişi raporu incelendiğinde; davacı tarafın ticari defterlerinin incelendiği, davalı tarafın ise incelenmediği anlaşılmaktadır.
6100 Sayılı HMK'nun 222. maddesinde; 'Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır' düzenlemesi bulunmaktadır. Bu durumda mahkemece öncelikle görev yönünden yukarıda açıklanan hususlar dikkate alınarak inceleme yapılması, mahkemece görevli olduğunun anlaşılması halinde davalı ticari defterleri yönünden de inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön