3. Hukuk Dairesi 2016/15687 E. , 2018/4172 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

3. Hukuk Dairesi 2016/15687 E. , 2018/4172 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı, şirketine ait iş yerinde davalı kurum çalışanı tarafından apartmanın elektrik panosuna bakılarak kaçak elektrik tespiti yapıldığını, binanın elektrik hattının hem iş yeri için hem de işyeri üzerindeki daireler için ayrı ayrı çekildiğini, ancak yukarı çıkan hattı kurum çalışanın kaçak hat olarak düşündüğünü ve tutanağı da buna göre düzenlediğini, kaçak elektrik kullanmadığı halde, söz konusu kaçak elektrik sebebiyle 7.952,90 TL ceza kesildiğini, itirazlarına cevap alamayınca söz konusu ceza miktarını 03.07.2014 tarihinde ödediğini, kaçak elektrik kullanımı sebebiyle herhangi bir borcunun olmadığının tespitine, ödenen 7.952,90 TL'nin 03.07.2014 tarihinden itibaren davalıdan istirdadını talep etmiştir.
Davalı, kurum aleyhine açılan davanın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı hakkında kaçak elektrik kullanmasından dolayı işlem yapıldığını ve ceza kesildiğini, konu ile ilgili kaçak tutanağının mevcut olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kabulü ile, davacının borçlu olmadığının tespitine, davacı tarafça ödenen 7.952,90 TL'nin taleple bağlı kalınarak faizsiz olarak davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kaçak tahakkukuna dayalı menfi tespit davası niteliğindedir.
4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanuna dayanılarak hazırlanan ve 25 Eylül 2002 günlü resmi gazetede yayınlanarak 01.03.2003 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13.maddesi hükmünde, gerçek veya tüzel kişiler tarafından, mevzuata aykırı bir şekilde tüketilmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiş, 15. madde hükmünde de, kaçak ve usulsüz elektrik enerjisi kullanımına ilişkin tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama, tahakkuk, ödeme yöntemleri ile diğer usul ve esasların dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından belirlenerek Kuruma sunulacağı ve kurul onayı ile uygulamaya konulacağı açıklanmıştır.
Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından, 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından uygulanacak “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 sayılı karar alınmıştır.
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; sözleşme süresinin 14.4.2014 olduğu, bu tarih ile tutanak tarihi arasında 24 gün olduğu, tahakkukta ise 180 gün alındığını, bu halde değerin en fazla 1.642,00 TL olacağı, ancak tüketim ekstresinde dönem itibari ile kıyaslanmasında net bir netice alınamayacağı, tesisat durumu, resim fotoğraf gibi hususların tutanakta yer almadığı, eksik tutanak nedeni ile kaçak elektrik kullanılmadığı belirtilmiştir. Davalı ise, bu rapora hüküm kurmaya elverişli olmaması, hesaplamanın muğlak olması, mevzuata aykırı olarak hesaplama yapılarak rapor düzenlenmesi, yönleriyle itiraz etmiştir. Mahkemece, her ne kadar alınan rapora itibar edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; davalının itirazları bilirkişilerce karşılanmadığı, raporun bu haliyle denetime ve hüküm kurmaya elverişli olmadığı anlaşılmıştır. Alınan rapor, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği de uygun değildir. Kaçak elektrik bedelinin yönetmelik ve yukarıda açıklanan 622 sayılı kurul kararının “Tüketim Miktarı Hesaplama” başlıklı bölümünde açıklanan yöntemle hesaplanması gerektiği kuşkusuzdur.
Kaçak elektrik tespit tutanakları, düzenlendiği tarih itibariyle maddi olgulara ilişkin tespitleri içermekte olup, aksi sabit oluncaya kadar geçerlidir. Somut olayda, davacı taraf, tutanağın aksini ispat edememiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece; dosyanın önceki bilirkişi dışında uzman bilirkişi heyetine verilerek tutanağının düzenlendiği tarihte yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine göre hesaplanması konusunda Yargıtay ve taraf denetimine elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetersiz ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporu ile yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 18.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön