3. Hukuk Dairesi 2016/16516 E. , 2018/3675 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki ziynet ve çeyiz eşyasının iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalılar vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine; duruşma isteminin miktar itibariyle reddine ve temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının davacıyı aşağıladığını, davacıya şiddet uyguladığını, tarafların 4. katta, davalının ailesinin 1. katta oturduğunu, davacının annesinin yeğenlerinin düğünü için ...'a geldiğinde davacıya “düğüne gidemezsiniz, giderseniz bir daha bu eve dönemezsiniz” şeklinde sözler söylediğini, tepki üzerine davalının babasının davacıyı arayarak küfür ettiğini, bu olay üzerine düğüne giden davacıyı davalı tarafın tekrar gelip almadığını, davacının daha sonra telefonda kayınpederine altınlarını vermesini söylediğini, altın takılarının ve çeyiz eşyalarının iade edilmediğini ileri sürerek, ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen, aynen mümkün olmazsa bedelinin yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili özetle; yetki itirazında bulunarak, düğün hazırlıkları sırasında davacının annesinin huzursuzluk çıkardığını, nikahtan sonra tarafların ...'daki ikametlerine döndüklerinde davacının davalıya sürekli ailen ile görüşmeyeceksin dediğini, davacının akrabasının ...'da düğünü olduğunda davacının kocasını ve ailesini dinlemeden düğüne gidip ardından baba evine döndüğünü, davalı ... ile davacının evinin ayrı olduğunu, davalı ... yönünden davanın husumet yönünden reddine, davalı ... yönünden esastan reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; taraflar arasında takılan bilezik sayısı yönünden uyuşmazlık bulunmadığı, davalı tarafın takmış olduğu bileziklerin gramına ilişkin davacı tarafın bizzat görgüsü ve bilgisi bulunmadığı ile davacının çeyiz olarak müşterek konuta getirdiği eşyaların davacıya iade edildiğine dair delil bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulü, kısmen reddi ile; 5 adet 22 ayar 22 gram bilezik 9350,00 TL, 5 adet 22 ayar 20 gram bilezik 8500,00 TL, 1 adet alyans yüzük 375,00 TL'den oluşan ziynetlerin davalılardan alınarak davacıya aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmadığı taktirde bedellerin toplamı olan 18.225,00 TL'nin ve hüküm yerinde yazılı çeyiz eşyaların davalılardan alınarak davacıya aynen iadesine, mümkün olmadığı taktirde bedelleri toplamı olan 4.165,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalılar vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmiştir.
Dava, ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi olmadığı takdirde, bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların aşağıdaki bentler dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- 6100 sayılı HMK'nın, 'hükmün kapsamı' başlığını taşıyan 297. maddesinin (b) bendinde tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile T.C kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad soyadları ile adreslerinin de kararda yer alması gerektiği düzenlenmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; davanın davalı ... ile davalı kayınbaba ... aleyhine açıldığı, bu şekilde yargılama yapılarak hüküm fıkrasında davalı ... hakkında da hüküm kurulduğu, ancak gerekçeli karar başlığında davalı ...’in ismine, T.C. kimlik numarasına, adresine ve vekiline yer verilmediği anlaşılmaktadır.
O halde, mahkemece; gerekçeli karar başlığında davalı ... ’ın kimliği ile T.C. kimlik numarası, adresi ve vekilinin bilgilerine yer verilmesi gerekirken; hükmün karar başlığı kısmında adının yer almaması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3- Davalı ... Mangır aleyhine açılan çeyiz eşyasının iadesi davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca; Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer.
Öte yandan, ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin iddia ettiği olayı ispatlaması gerekir.
Eldeki davada davacı kadın, çeyiz eşyalarının müşterek konutta bulunduğunu, aynı apartmanda kendisi ile davalı koca Ramazan'ın 4. katta, davalı kayınbaba ...’in ise 1. katta oturduğunu, evlenirken müşterek haneye götürdüğü eşyaların davalı kocanın yedinde olduğunu iddia etmiş, fakat çeyiz eşyalarının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Bu bağlamda, kadının, dava konusu eşyaların varlığını, müştereken davalılarda bulunduğunu ve evden ayrılırken veya sonrasında davalılar tarafından kendisine iade edilmediğini ispat etmesi gerekir.
Somut olayda, taraflar iddia ve savunmalarını ispat etmek için tanık dinletmiştir. Tanık beyanlarından davacı tanıklarının yalnızca çeyiz eşyalarının cinsi, sayısı ile eşyaların müşterek konuta götürüldüğü konusunda beyan verdiği, davalı tanığının ise çeyiz eşyalarının davacı ile davalı ...’a ait müşterek konutta bulunduğunu beyan ettiği anlaşılmaktadır.
Görüldüğü üzere; davacı, tanık beyanları ile davalı kayınbaba ... yönünden eşyaların kayınbabasının hakimiyetinde olduğu iddiasını ispat edememiş, ne var ki davalı kayınbaba ..., eşyaların kendisinde olmadığını ispat etmiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece; davalı ... Mangır yönünden çeyiz eşyasına ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerekirken, delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucunda yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalıların sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde davalılar yönünden karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
3. Hukuk Dairesi 2016/16516 E. , 2018/3675 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 6 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat