3. Hukuk Dairesi 2016/14029 E. , 2018/2982 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki ziynet eşyası alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ile 2007 tarihinde evlendiklerini, bu süreçte anlaşamayarak ... 5. Aile Mahkemesi'ne ait 2015/94 Esas sayılı dosyası ile boşanma davası açtıklarını, düğünde kendisine takılan ziynet eşyalarına davalının annesinin el koyduğunu, takıları bir daha göremediği altınların akıbetini sorduğunda ise davalı tarafça evin ihtiyaçları için bozdurulduğunun söylendiğini, yaşanan bazı olaylar nedeni ile evi tehdit ve baskı altında terk etmek durumunda kaldığından, ziynet eşyaları da dahil olmak üzere hiçbir kişisel eşyasını alamadığını belirterek, nitelikleri ve sayıları itibari ile tek tek sayılan ziynet eşyalarının aynen iadesini, aynen iade mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.200,00-TL altın bedelinin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiş, ıslah dilekçesi ile talebini 55.954,00 TL'ye yükseltmiştir.
Davalı, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen cevap dilekçesi sunmamış, duruşmadaki beyanında ise dava konusu ziynet eşyalarının düğünden sonra annesi tarafından alındığını ve muhafaza edildiğini, annesi ile aynı apartmanda (bir üst katta) yaşadıklarını davacının, annesinin evine istediği gibi rahatça girip çıkabildiğini ve bu suretle davacının, annesinin evinde bulunan tüm ziynet eşyalarını muhafaza edilen yerden parça parça (gizlice) alarak birlikte olduğu başka bir erkek ile harcadığını ileri sürerek, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, ziynet eşyalarının evlilik birliğinin devamı sırasında davalı tarafından alınarak bozdurulduğu, sarf edildiği veya konuttan ayrılırken alınmasına engel olunduğu hususunun davacı tarafça ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Dava, ziynet eşyalarının aynen ya da bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan, ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.
Kural olarak düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu eşyaların iade edilmemek üzere kocaya verildiği, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup müşterek ihtiyaçlar için harcandığı hususu davalı tarafça kanıtlandığı takdirde, koca bu eşyaları iadeden kurtulur.
Davacı kadın, düğünde takılan ziynet eşyalarının davalı eşinin annesi tarafından elinden alındığını ve bir daha bu altınların kendisine teslim edilmediğini, altınların akıbetini sorduğunda ise davalının altınları ihtiyaç için bozdurduğunu söylediğini ileri sürmüş, davalı koca ise dava konusu altınların düğünden sonra annesi tarafından alındığını ve annesinin evinde muhafaza edildiğini, davacının bu altınları saklandığı yerden gizlice alarak harcadığını, kendisinde ziynet eşyası bulunmadığını savunmuştur. Davalının beyanına göre, tarafların davalının annesi ile aynı apartmanda altı üstlü oturdukları ve birbirlerinin evine istedikleri gibi (rahatlıkla) girip çıkabildikleri anlaşılmakta olup, buna göre dava konusu altınlar davalının annesi tarafından alınmış olsa dahi tarafların davalının annesi ile olan bu ilişkileri göz önüne alındığında altınların davalı kocanın uhdesinde bulunduğunu kabulü gerekmektedir.
Somut olayda, davacı kadının altınların davalı tarafta bulunduğu iddiasına karşılık davalının ise düğünün akabinde annesine teslim edilen altınların tekrar davacı kadına geçtiği yönündeki savunması karşısında ispat yükü davalı kocaya aittir. Buna göre davalı koca ziynet eşyalarının davacı tarafça annesinin evinden alınarak kullanığını ispat yükü altındadır. Davalının iddiasının ispatı açısından, bu iddiayı ispata yeterli ve elverişli delil bildirmemiş olduğu ve buna göre davalının iddiasını kanıtlayamadığı açıktır.
O halde mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar gözetilerek, davacı kadın tarafından varlığı kanıtlanan ziynet eşyaları yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
3. Hukuk Dairesi 2016/14029 E. , 2018/2982 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat