3. Hukuk Dairesi 2017/3590 E. , 2018/2576 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

3. Hukuk Dairesi 2017/3590 E. , 2018/2576 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı kiracı, davalı tarafından aleyhine başlatılan ... 18. İcra Müdürlüğü'nün 2010/13315 sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu ancak, davacı tarafın ... 1. İcra Hukuk Mahkemesi'ne başvurması üzerine mahkemece 2011/164 E. 2014/369 K sayılı dava dosyası ile itirazın kaldırılmasına karar verildiğini ne varki icra mahkemesinde basit yargılama usulü uygulanıp mahkeme dar yetkili olduğundan işbu menfi tespit davasını açmak zorunda kaldığını buna göre, taraflar arasındaki 01.07.2010 tarihli kira sözleşmesinin varılan anlaşma doğrultusunda 13.09.2010 tarihinde sona erdirildiğini, davacının kiralananı kiraya vermek üzere üzerine ilan yazısı astırdığını, nitekim icra takibinde de sadece haciz talep edildiğini, tahliye yönünde herhangi bir istemin bulunmadığını, bunların yanında taşınmazın bulunduğu site yönetimine kiralananın boşaltıldığına dair elektronik posta gönderildiğini ayrıca taşınmazın tahliye edildiği dönemden sonra elektrik - su tüketiminin olmamasının da kiralananın belirttikleri tarihte tahliye edildiğini doğruladığını bunun yanısıra taşınmazda kiracı olduğu dönemde iddia edildiği gibi kira bedellerinin eksik ödenmesi veya aidatların ödenmemesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını, tarafının muacceliyet şartı gereği tüm kiralardan sorumlu tutulmaya çalışılmasının da kanuna aykırı olduğunu, kiralananın 2010 yılı Aralık ayından itibaren kiraya verildiğini belirterek takibin durdurulmasına, davalıya borçlu olmadığının tespitine ve %40 oranında tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı,davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün davacı tarafça temyizi üzerine,Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin 11.11.2013 tarih, 2013/3823 Esas, 2013/15105 Karar sayılı ilamı ile davacı kiracının tacir olup olmadığı böylelikle muacceliyet şartını geçerli olup olmadığı araştırılarak ve davacı aleyhine hükmedilen tazminata ilişkin olarak da verilen ihtiyati tedbir kararının infaz edilip edilmediği üzerinde durularak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma üzerine yeniden yapılan yargılama sonucunda Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının ... 18. İcra Müdürlüğü'nün 2010/13315 sayılı dosyasında davalıya 1.995,97 TL borçlu olmadığının tespitine, borcunun 11.282,03 TL asıl alacak ve 215,72 TL takip tarihine kadar işlemiş faiz olduğunun belirlenmesine, fazlaya dair talebin ise reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, hükmün bozmaya uygun olmasına ve delilerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacının diğer temyiz itirazlarına gelince; 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun kiracı aleyhine düzenleme yasağı başlıklı 346.maddesinde; kiracıya kira bedeli ve yan giderler dışında başka bir ödeme yükümlülüğü getirilemeyeceği, özellikle kira bedelinin zamanında ödenmemesi halinde ceza koşulu ödeneceğine veya sonraki kira bedellerinin muaccel olacağına ilişkin anlaşmaların geçersiz olduğu, 6101 Sayılı Türk Borçlar Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun Geçmişe etkili olma başlıklı 2.maddesinde; Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kurallarının gerçekleştikleri tarihe bakılmaksızın bütün fiil ve işlemlere uygulanacağı, aynı kanunun görülmekte olan davalara ilişkin uygulama başlıklı 7.maddesinde de; Türk Borçlar Kanununun kamu düzenine ve genel ahlaka ilişkin kuralları ile geçici ödemelere ilişkin 76'ncı, faize ilişkin 88'nci, temerrüt faizine ilişkin 120'nci ve aşırı ifa güçlüğüne ilişkin 138'nci maddesinin görülmekte olan davalara da uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Kiracıyı koruma amacıyla getirilen TBK.nun 346.maddesindeki bu yasal düzenlemenin kamu düzenine ilişkin olduğu kuşkusuzdur. Bununla birlikte 6217 Sayılı Yasanın geçici 2.maddesinde değişiklik yapan 6353 Sayılı Yasanın 53.maddesine göre; kiracının Türk Ticaret Kanunun'da tacir olarak sayılan kişiler ile özel hukuk ve kamu hukuku tüzel kişileri olduğu işyeri kiralarında 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 323, 325, 331, 340, 343, 344, 346 ve 354'ncü maddelerinin 1.7.2012 tarihinden itibaren 8 yıl süreyle uygulanamayacağı, bu halde kira sözleşmelerinde bu maddelerde belirtilmiş olan konulara ilişkin olarak sözleşme serbestisi gereği kira sözleşmesi hükümlerinin tatbik olunacağı da öngörülmektedir.
Somut olayda; Hükme esas alınan 01.07.2010 başlangıç tarihli ve 1 yıl süreli kira sözleşmesinde aylık kira bedelinin 1.350,00 TL olduğu ve en geç ait olduğu ayın ilk beş gününde ve her ay peşin ödeneceği, hususi şartlar bölümünün 17. maddesinde ise aynı dönem içerisinde kira bedelinin iki ay arka arkaya ödenmemesi halinde sözleşme süresi sonuna kadar olan kira bedellerinin muaccel olacağı kararlaştırılmıştır. Davalı kiraya veren tarafından davacı kiracı aleyhine 09.11.2010 tarihinde başlatılan ... 18. İcra Müdürlüğü'nün 2010/13315 E. sayılı icra dosyasında 2010 yılı Ağustos ayına ilişkin 225 TL bakiye, aylık 1.350 TL üzerinden 2010 yılı Eylül, Ekim ve sözleşmenin 17. maddesi gereği muaccel hale geldiği belirtilerek 2010 yılı Kasım ila 2011 yılı Haziran aylarına ilişkin toplam 13.275 TL kira alacağı ile 215,72 TL işlemiş faizin tahsili talep edilmiştir.
Dosya kapsamı itibariyle kiracı davalının tacir olmadığı böylelikle sözleşmede yer alan muaceliyet hükmünün geçerli bulunmadığı anlaşıldığına göre davalı kiraya verenin 09.11.2010 tarihinde başlattığı icra takibi ile ancak 2010 yılı 11. ayına kadar işleyen kira bedellerini talep edebileceği, eş söyleyişle davacı kiracının dava konusu icra takibinde işbu tarihe kadarki kira bedelinden sorumlu tutulabileceği gözetilerek davacının davaya konu ... 18. İcra Müdürlüğü'nün 2010/13315 E.sayılı icra takibinde 2010 yılı 11. ayından sonraya ilişkin kira bedelleri hesap edilerek bu miktardan sorumlu olmadığına karar verilmesi gerekirken dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ :Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 15.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön