3. Hukuk Dairesi 2016/9325 E. , 2018/1618 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

3. Hukuk Dairesi 2016/9325 E. , 2018/1618 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki alacak-tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:


Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı,kendisinin evinde kullanmış olduğu elektrik sayacının değiştirilmesi için davalı kurumun ... müracaatta bulunduğunu ve elektrik sayacının değişiminin sağlandığını, davalı kurumun daha sonra da kendisine kaçak elektrik kullanımından dolayı ceza tutanağı düzenlediğini ve hakkında ... Asliye Ceza Mahkemesi'nde elektrik enerjisi hakkında hırsızlık suçundan dolayı dava açıldığını, kendisinin elektrik hırsızlığı yapmadığı halde tarafına çıkartılan borcu ödediğini, ceza mahkemesince yapılan yargılama sonucunda ise beraat ettiğini ileri sürerek; açıklanan nedenlerle, müvekkili tarafından yatırılan 1.541,61TL'nin yatırdığı tarih olan 01/03/2012 ten itibaren işlemiş yasal faizi ile birlikte davalı kurumdan tahsiline ve yine kendisi hakkında enerji hırsızlığından ceza dava açılmasına sebep olan davalıdan 10.000,00TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı,davanın reddini istemiştir.
Mahkemece;davanın kısmen kabulü ile;1.514,61 TL' nin dava tarihi olan 24/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiliyle davacıya ödenmesine; davacı için 3.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine;davacının fazlaya ilişkin taleplerinin reddine karar verilmiş,hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Uyuşmazlık;davacının,meskeninde kaçak elektrik kullanılmadığı iddiasına dayalı olarak açılan alacak istemi ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun 28.11.2013 tarihli Resmi Gazetede yayımlanmış ve Kanun'un 87. maddesi uyarınca, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2.maddesinde “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde Mal: Alışverişe konu olan; taşınır eşya, konut veya tatil amaçlı taşınmaz mallar ile elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri her türlü gayri maddi malları, Satıcı: Kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla tüketiciye mal sunan ya da mal sunanın adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, Tüketici: Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, Tüketici işlemi: Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi, olarak tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Somut olaya gelince; taraflar arasındaki uyuşmazlığın,davacı abonenin ,meskeninde kaçak elektrik kullanılmadığı iddiasına dayalı olarak açılan alacak istemi ile manevi tazminat istemine ilişkin olduğu sabit olmakla,eldeki davada tüketici mahkemelerinin görevli olduğu ve davaya da Tüketici Mahkemesi sıfatı ile bakılıp sonuçlandırılması gerektiği kuşkusuz olduğundan; yanılgılı değerlendirme ile davaya genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatı ile bakılıp sonuçlandırılması doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, ikinci bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 26.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön