3. Hukuk Dairesi 2016/13205 E. , 2018/887 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, yapılan kontrollerde davalının, sayaçsız kare buattan direk olarak elektrik kullandığının tespit edildiğini, kaçak kullanım nedeniyle tahakkuk ettirilen fatura bedelini davalının ödemediğini, bunun üzerine davalı aleyhine takip başlatıldığını, davalının haksız itirazı nedeniyle takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına ve alacağın %20 ‘si oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, takibe konu edilen faturanın, mesken elektrik borcuna ilişkin olması nedeniyle taraflar arasındaki uyuşmazlığın, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığı gerekçesiyle, davanın mahkemenin görevsizliği nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; kaçak elektrik kullanımına istinaden davalı aleyhine başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkindir.
Uyuşmazlık; davada görevli mahkemenin hangisi olduğu noktasında toplanmaktadır.
Mahkemenin görevi belirlenirken, taraflar arasındaki uyuşmazlığın hangi hukuki sebebe dayandığının tespiti gerekmektedir. Bu sebeple mahkemenin kabulü doğrultusunda uyuşmazlık öncelikle tüketici hukuku çerçevesinde ele alınmıştır.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve 28.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasa'nın 3/k bendinde 'Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi' tüketici, 3/ı bendinde ise 'Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her
türlü sözleşme ve hukuki işlem' tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa'nın 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa'nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir.
Yukarıda ifade edilen yasa hükümleri uyarınca; bir hukuki işlemin 6502 sayılı kanun kapsamında kaldığının kabul edilmesi için; kanunun amacı içerisinde, yukarıda tanımları verilen taraflar arasında, mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması şarttır.
Somut olayda; davalının meskende kullandığı elektrik dolayısıyla davacının hizmetinden yararlandığı ancak dava konusu kaçak elektrik kullanım tutanağının düzenlendiği 24.10.2009 tarihinde taraflar arasında hizmet alımına yönelik herhangi bir sözleşme bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu haliyle davalının hukuki ilişki (sözleşme ilişkisi) içerisinde olmadığı davacı karşısında, tüketici sıfatını haiz olmadığı açıktır.
O halde; davacı şirket ile davalı arasında herhangi bir abonelik sözleşmesi bulunmadığından abonesiz kaçak elektrik kullanımı şeklindeki iddia tüketici hukukundan kaynaklanmamaktadır. Somut olayın haksız fiil hükümleri çerçevesinde değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması karşısında, davanın 6502 sayılı yasa hükümlerine göre çözümlenmesi mümkün değildir.
Bu itibarla; haksız fiil sebebine dayalı olan davada görevli olduğu gözetilerek, işin esası hakkında bir karar vermek gerekirken, mahkemece, görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğu gerekçesiyle, davanın usulden reddi doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, davacının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 12.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
3. Hukuk Dairesi 2016/13205 E. , 2018/887 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 55 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 2 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat