3. Hukuk Dairesi 2016/21180 E. , 2018/11823 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

3. Hukuk Dairesi 2016/21180 E. , 2018/11823 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 20.11.2018 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davacı vekili Av.... geldi. Başka gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekilin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı; davaya konu senetlerin, davacı firma elinden dolandırılmak suretiyle davalı ... tarafından adi ortaklığa istinaden alındığını, daha sonra bu senetlerin davalı ... eline geçtiğini daha sonrasında ise davalı ... tarafından ... 7. İcra Müdürlüğünün 2014/8847 sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, davaya konu senetler üzerinde ciroları bulunan şahıslar arasında hiçbir ticari ilişkinin mevcut olmadığını ileri sürerek dava konusu senetler nedeniyle borçlu olmadığının tespiti, senetlere dayalı icra takibinin iptali ile %20'den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece; davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Anayasa'nın 141 nci maddesinin üçüncü fıkrasında, yargı kararlarının gerekçeli olarak yazılacağı açıklanmıştır. Aynı zorunluluk HMK'nun 297 nci maddesinde de düzenleme altına alınmıştır. Aynı maddenin birinci fıkrasının c bendinde hükmün;'Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkartılan sonuç ve hukuki sebepleri' içermesi gerektiği belirtilmiştir.
Eş söyleyişle, hakimin, uyuşmazlık konusu olan olay hakkında tüm kanıtları toplaması, tartışması, bu kanıtlardan hangilerine değer vermediğinin nedeni, hangilerini üstün tuttuğunun dayanaklarını değerlendirdikten sonra bir sonuca varmasının zorunlu ve gerekli olduğu vurgulanmıştır. Böyle bir yöntemin izlenmesi durumunda, ancak kararın gerekçeli olduğunun kabul edilebileceği sonucuna varılabilir. Hükmü kuran hâkimin, böyle bir yöntemi izlemesi halinde, maddi olgularla hüküm fıkrası arasında bir bağlantı kurulmuş olabilecektir. Ayrıca gerekçe sayesinde kararın doğruluğu denetlenmiş ve davanın yanları tatmin ve inandırılmış olacaktır. Tüm bunlardan başka ve en önemlisi adil bir yargılamanın yapıldığı sonucuna varılacaktır
Somut olayda, hükmün dayandığı hukuki esaslar açıklanmamıştır. Diğer bir anlatımla, hükmün gerekçe kısmında belirtilen nedenlerden davanın red nedeni anlaşılamamaktadır.
Bu durumda, hükmün gerekçesiz olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
2-) Bozma nedenine göre, davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nun 428 inci maddesi gereğince davacı taraf yararına BOZULMASINA, ikinci bendde açıklanan nedenle davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 1.630 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalı taraftan alınıp davacı tarafa verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön