3. Hukuk Dairesi 2017/1160 E. , 2018/11058 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında birleştirilerek görülen muhdesat aidiyetinin tespiti ve ecrimisil davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, davacı – birleşen davada davalı vekili tarafından duruşma istemli olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 06/11/2018 tarihinde taraflardan kimsenin gelmemiş olması nedeniyle işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; murisi ...adına kayıtlı olan 488 ada 2 parsel sayılı arsa üzerinde bulunan binanın 2. ve 3. katında yer alan daireler ile tamamlanmamış olan 4. katını yaptırdığını, kardeşleri olan davalıların yapım giderine katlanmadıkları halde yaptırdığı daireler nedeniyle aleyhine ecrimisil davası açtıklarını ileri sürerek; binanın 2., 3. ve 4. katlarını yaptırdığının tesbitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar ... ve ...; binanın tamamının murisleri ...tarafından yaptırıldığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
Davalı ..., davaya cevap vermemiştir.
Dahili davalı ...; binanın murisi ...tarafından yaptırıldığını, davacının binanın yapım işlerini takip ettiğini, ekonomik durumunun bina yaptırmaya elverişli olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Dahili davalı ...; oğlu olan davacının ...'dan ev almak istediğini, ancak kendisine ev aldırmayarak binanın belirtilen katlarını yaptırmasını sağladıklarını, davaya bir diyeceğinin olmadığını bildirmiştir.
Birleşen davada davacılar ..., ... ve ...; elbirliği halinde malik bulundukları apartmanda yer alan 1 işyeri ve 4 adet dairenin babalarının öldüğü 03/09/2006 tarihinden itibaren kardeşleri olan davalılar ... ve ... tarafından kiraya verildiğini, ancak davalıların elde ettikleri kira bedelinden paylarına düşeni vermediklerini ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, şimdilik her bir davacı için 10.000'er TL olmak üzere toplam 30.000 TL ecrimisilin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmişler; 19/11/2014 tarihli ıslah dilekçesi ile toplam ecrimisil talebini 45.290 TL'ye artırmışlardır.
Mahkemece; davacı ...'ın aleyhine açılan ecrimisil davası nedeniyle tesbit davası mahiyetindeki muhdesatın aidiyetinin tespiti davasını açmakta güncel hukuki yararının bulunduğu, davaya konu binadaki tüm katların muris ...tarafından ve onun geliri kullanılmak suretiyle yaptırıldığı, memur olan davacı ...'ın bu katlardaki daireleri yaptıracak mali gücünün bulunmadığı, babası ve annesi ile birlikte yaşayan davacının malzeme ve işçilik işlemlerini takip ettiği, murisin ölümünden sonra binanın altındaki işyerinin kirası ile birinci kattaki dairelerden birinin ve ikinci kattaki dairenin kirasının davacı ... tarafından, birinci kattaki dairelerden birinin ve üçüncü kattaki dairenin kirasının ise davalı ... tarafından alındığı, bu kiralardan birleşen dosya davacılarına paylarının ödendiğine dair delil illeri sürülmediği gerekçesiyle; asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı – birleşen davada davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Davacı – birleşen davada davalının asıl davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dava, elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazda bulunan muhdesatın 2., 3. ve 4. katlarının davacı tarafından yaptırıldığının tespiti istemine ilişkindir.
4721 sayılı TMK'nun 6 ncı maddesi hükmüne göre; taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.
Davada; davalıların bir bölümü tarafından, davacının iddialarına karşı çıkıldığı gözetildiğinde; ispat yükü üzerinde olan davacının, dava konusu katların kendisine ait olduğunu yasal delillerle kanıtlaması gerektiği kuşkusuzdur. Muhdesat tespiti davalarının kabulüne karar verilebilmesi için davacı tarafça davaya konu muhdesatın kendi adına ve hesabına meydana getirildiğinin kanıtlanması gerekir.
Somut olaya gelince; davaya konu muhdesatın 2, 3 ve 4. katlarının davacı tarafından kendi hesabına yaptırıldığı, mahkemece keşif ve oturumlarda dinlenen davacı tanıklarının beyanlarından anlaşılmaktadır. Kaldı ki bu husus, davaya dahil edilen davalı ... tarafından da doğrulanmıştır.
Her ne kadar; davalıların bir bölümü, dava konusu muhdesatın muris ...tarafından yapıldığını savunmuş ise de, keşifte dinlenen davalı tanığı murisin köyde ikamet ettiğini, binanın yapım sürecini bilmediğini beyan etmiştir.
Hal böyle olunca, mahkemece; davacının iddiasını ispatladığı gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeler ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2) Davacı – birleşen davada davalının birleşen davaya yönelik temyiz itirazının incelenmesinde;
Ecrimisil, kötü niyetli şagilin ödemekle sorumlu olduğu tazminattır.
Ecrimisil istemine konu binanın kim tarafından yaptırıldığı hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. Buna göre, ecrimisil ile ilgili talebin incelenebilmesi için öncelikle taraflar arasındaki bu uyuşmazlığının çözümlenmesi gerekir.
O halde, mahkemece; birleştirilen ecrimisil davasının tefrik edilmesi ve davalı ... tarafından açılmış olan muhdesat aidiyeti tespiti davasının bekletici mesele yapılarak ulaşılacak sonuca göre uyuşmazlığın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
3) Bozma nedenine göre, davacı – birleşen davada davalının birleşen davaya yönelik diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci ve ikinci bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nun 428 inci maddesi gereğince davacı – birleşen davada davalı yararına BOZULMASINA, üçüncü bendde açıklanan nedenle davacı – birleşen davada davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440 ıncı maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/11/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
3. Hukuk Dairesi 2017/1160 E. , 2018/11058 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 36 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 11 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat