3. Hukuk Dairesi 2018/1690 E. , 2018/9705 K.
'İçtihat Metni'
...
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; 13524 nolu tarımsal sulama grubu abonesi olduğunu, ilgili trafodan elektrik alarak sondaj kuyusundan su çekmek suretiyle tarlasını suladığını, 09.10.2010 tarihinde davalı kurum görevlilerince borcundan dolayı kesilen elektriği açmak ve arızalı sayaç ile enerji kullanmak suretiyle kaçak elektrik kullandığı gerekçesiyle kaçak tespit tutanağı düzenlendiğini ve sayacın sökülerek götürüldüğünü, akabinde kendisine 20.482,00 TL tüketim bedeli tahakkuk ettirildiğini, kaçak elektrik kullanmadığını ve sayacının da bozuk olmadığını, davalı kurum ile ihtilaflı dönemde sadece 38.000 m²'lik alanda pamuk ürünü yetiştirdiğini ileri sürerek, davalı kuruma 20.482,00 TL borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı; 09.10.2010 tarihinde yapılan kontrolde, 22.10.2009 tarihinde borcundan dolayı elektriği kesilmiş olmasına rağmen davacının borcunu ödemeden, kurum bilgisi dışında mühür kırarak elektriği açıp kullandığı, kullanılan elektriğin sayaç arızası nedeniyle okunamadığı, bu suretle kaçak kullanım olduğunun tespit edildiğini ve tahakkukun mevzuata uygun olduğunu savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davacının 2010 yılı sulama sezonlarında kullandığı elektriğe karşılık davalı kuruma vergi ve fonlar dahil toplam 852.61,00 TL borçlu olduğunun, 19.626,39 TL borçlu olmadığının tespitine dair verilen karar davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 21.10.2015 tarih ve 2014/19827 E.-2015/16351 K. sayılı ilamıyla 'Somut olayda; kaçak tespit tutanağının düzenlendiği (09.10.2010) tarihte yürürlükte olan.... Yönetmeliği’nin uygulanmasına ilişkin usul ve esasları düzenlemek üzere;...tarafından, 1 Ocak 2006 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere, .../...
-2-
dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler tarafından uygulanacak “Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanılması Durumunda Yapılacak İşlemlere İlişkin Usul ve Esaslar” hakkında 622 sayılı karar alınmıştır. İş bu Kararda kaçak elektrik enerjisi kullanımının tespit süreci, kaçak elektrik enerjisi kullandığı tespit edilen tüketiciye yapılacak kaçak tahakkukunda esas alınacak süreler, kaçak elektrik enerjisi kullandığı tespit edilen kullanım yerinde tüketilen elektrik enerjisi miktarının tespiti ile tahakkukun nasıl yapılacağı belirlenmiştir.
Somut olayda ise, mahkemece hükme esas alınan elektrik mühendisi tarafından hazırlanan raporda; ziraat mühendisi bilirkişi tarafından belirlenen, pamuk bitkisinin sulama sezonu ve sulanan alan gözönünde bulundurularak, yapılan hesap sonucunda, davacının davalı kuruma 852,61 TL borçlu olduğu tespit edilmiş, yukarıda bahsi geçen yönetmelik ve karar hükümleri gözönünde bulundurulmamıştır. Eksik ve yetersiz bilirkişi raporu hükme esas alınamaz.
O halde mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular gözetilerek dosya, konusunda uzman bilirkişi heyetine verilerek, bilirkişiden davacı kurumun davalı taraftan isteyebileceği kaçak elektrik bedelinin anılan yönetmelik ve yönetmelik hükümlerine göre yayınlanan usul ve esaslara göre yeniden hesaplanması için rapor (gerekirse talimat yoluyla) alınması ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.' gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyma kararı verildikten sonra yapılan yargılama neticesinde bozma sonrasında alınan bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın reddine karar verilmiş ve karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kaçak kullanımdan kaynaklanan menfi tespit davasıdır.
Kural olarak bozma kararına uyulmakla orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda lehine bozma yapılan taraf yararına kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda yerel mahkeme için zorunluluk doğar.
Belirtilmelidir ki; bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.).
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2013/13-597 E, 2014/62 K sayılı ilamında da vurgulandığı üzere; “Bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen biçimde inceleme ve araştırma yapmak ve yine o kararda belirtilen hukuksal esaslar gereğince karar vermek yükümlülüğü oluşur. Bu itibarla mahkemenin sonraki hükmünün bozmada gösterilen ilkelere aykırı bulunması, usule uygun olmadığından bir bozma nedenidir. Bozma kararı ile dava, usul ve yasaya uygun bir hale sokulmuş demektir. Bozmaya uyulduktan sonra buna aykırı karar verilmesi usul ve yasaya uygunluktan uzaklaşılması anlamına gelir ki, böyle bir sonuç kamu düzenine açıkça aykırılık oluşturur. Buna göre, Yargıtay’ın bozma kararına uymuş olan mahkeme, bu uyma kararı ile bağlıdır. Bozma kararında gösterilen biçimde inceleme yapmak, ya da gösterilen biçimde yeni bir hüküm vermek zorundadır. Aynı ilke, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 05.02.2003 gün ve 2003/ 8-83 E., 2003/72 K.; 17.02.2010 gün ve 2010/9-71 E., 2010/87 K. sayılı ilamlarında da benimsenmiştir.
....
Bu ilke kamu düzeni ile ilgili olup, Yargıtay'ca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.
Somut olayda, bozma öncesi yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda pamuk bitkisinin sulama sezonu ve sulanan alan gözönünde bulundurularak yapılan hesaplamaya göre tüketim miktarının hesaplanması doğru görülmeyerek dairemizce ..... ile 622 sayılı kurul kararına göre davacının sorumlu olduğu kaçak elektrik tüketim miktarının belirlenmesi için rapor aldırılması gerektiği belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak bozma ilamı doğrultusunda yeni bilirkişi heyetinden rapor aldırılmıştır. Ancak bilirkişilerin bozma ilamı gereğince ... atfı ile 622 sayılı .... kararı doğrultusunda kaçak elektrik tüketim miktarını hesaplamaları gerekirken..... tüketim kaydetmemesi başlıklı 19. maddesine göre yaptıkları hesaplama ile borç miktarını belirledikleri anlaşılmıştır.
Hal böyle olunca mahkemece, dosyanın öncekilerden farklı elektrik mühendislerinden oluşan alanında uzman 3’lü bilirkişi heyetine tevdi edilerek EPMHY ve 622 sayılı ..... kararı doğrultusunda yapılacak hesaplamalar ile davacının sorumlu olacağı kaçak tüketim bedelinin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip, davacı tarafın itirazlarını da karşılar şekilde rapor alınmak suretiyle hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'un 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...
3. Hukuk Dairesi 2018/1690 E. , 2018/9705 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 126 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 62 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 66 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 64 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 36 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 45 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 57 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 35 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat