3. Hukuk Dairesi 2018/5540 E. , 2018/9634 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

3. Hukuk Dairesi 2018/5540 E. , 2018/9634 K.


'İçtihat Metni'

....
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacılar, çocukları küçük .... 09/04/2013 tarihinde evlerinin çatısına çıktığını, havanın yağışlı olması nedeni ile ayağının kaydığını, refleks olarak elektrik tellerine tutunarak elektrik akımına kapıldığını, 19/04/2013 tarihinde vefat ettiğini, davalının kusursuz sorumlu olduğunu,maddi manevi zarar gördüklerini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere 50.000.00.-er TL manevi tazminatın ve 500.00.-er TL maddi tazminatın ödenmesine karar verilmesini talep etmişlerdir. Davacılar, 17/02/2016 tarihli ıslah dilekçeleri ile talep sonucunu 112.011.63.-TL olay tarihinden yasal faizi ile tahsiline karar verilmesi olarak yükseltmişlerdir.
Davalı, kaçak yapı nedeniyle, yüklenici firmanın sorumlu olduğunu, talebin yüksek olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece,
1-)Davacıların maddi tazminata ilişkin talepleri yönünden,
A-)Davacı ... 'nın maddi tazminata ilişkin talebinin kısmen kabulü ile 7.739,13 TL maddi tazminatın 500,00-TL'sının olay tarihi olan 19/04/2013 tarihinden itibaren 7.239,13-TL'sının ise ıslah tarihi olan 17/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsil edilerek davacı ...'ya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
.....
B-)Davacı ...'nın maddi tazminata ilişkin talebinin kısmen kabulü ile 9.300,31 TL maddi tazminatın 500,00-TL'sının olay tarihi olan 19/04/2013 tarihinden itibaren 8.800,31-TL'sının ise ıslah tarihi olan 17/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsil edilerek davacı ...'ya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-)Davacıların manevi tazminata ilişkin talepleri yönünden,
A-)Davacı ...'nın manevi tazminata ilişkin talebinin kısmen kabulü ile 15.000,00- TL manevi tazminata olay tarihi olan 19/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsil edilerek davacı ...'ya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
B-) Davacı ...'nın maddi tazminata ilişkin talebinin kısmen kabulü ile 15.000,00- TL manevi tazminata olay tarihi olan 19/04/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsil edilerek davacı ...'ya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1 -) Davalı temyizi yönünden ;
6098 sayılı Türk Borçlar Yasası’nın 69’uncu ve mülga 818 sayılı Borçlar Yasası’nın 58’inci maddelerinde “bir binanın veya diğer yapı eserlerinin malikleri, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden” sorumlu ve bir kusurları söz konusu olmaksızın “doğan zararı gidermekle yükümlü” tutulmuşlardır. Bu sorumluluğa öğretide “kusursuz sorumluluk” veya daha geniş tanımıyla “kusura dayanmayan nesnel sebep sorumluluğu” denilmektedir. Burada malike kurtuluş kanıtı sunma olanağı tanınmamıştır. Malik, ancak illiyet bağını kesen sebeplerin (mücbir sebep, zarar görenin kendi kusuru, üçüncü kişinin ağır kusuru gibi ) varlığı durumunda sorumluluktan kurtulabilir.
Sorumlu kişi veya işletmenin, kusurlu olup olmaması, özen ödevini yerine getirip getirmemesi, işletme veya nesnede (şeyde) bir bozukluk veya noksanın bulunup bulunmaması, meydana gelen zararın tazmin borcu yönünden bir etkiye sahip değildir. Zira bunların sebep oldukları zararlarda, kusurun bulunup bulunmadığı ya da rolünün olup olmadığının çoğu zaman bilinemediği veya ispat edilemediği gibi, sorumlu kişi veya işletme, her türlü özeni gösterse, gözetim ve denetim ödevini yerine getirse, gerekli bütün tedbirleri alsa bile, gene çoğu zararın meydana gelmesini önlemek mümkün değildir. Bu sebeple sorumluluğunun bağlandığı olgu ile zarar arasında uygun illiyet bağı kurulduğu zaman, sorumluluk da gerçekleşmiş olacağından, bu işletme veya nesnelerin sahip veya işletenleri, bunların sebep oldukları zararı gidermek zorundadır.
Bina veya yapı eseri malikinin sorumluluğunu ortadan kaldıran, bir başka deyişle, zarar ile yapımdaki bozukluk ve özen eksikliği arasında uygun “nedensellik bağı”nı kesen nedenler ise mücbir sebep, zarar görenin kendi kusuru ve üçüncü kişinin kusuru olarak belirlenmiştir.
Buna göre, elektrik iletim direkleri de maddede belirtilen imal olunan şey kapsamında olduğundan, elektrik iletim direklerinin sahibi bu tesisin korunmasından, bu bağlamda bakım eksikliğinden doğan zarardan kusursuz olarak sorumludur.
Bunun yanında; TBK'nun 51/1. (BK'nun 43/1) maddesinde; 'Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.' hükmü getirilmiştir.
.....

Buna göre; zararın kapsamının tayininde, zarar görenin de zararın meydana gelmesinde kusurunun olup olmadığının araştırılıp, tartışılması gerekir. Zira; TBK'nın 52/1. (BK m.44/1) maddesi gereğince; zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş, yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hakim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir.
Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliğinin 5.maddesinde; Kuvvetli akım tesisleri her türlü işletme durumunda, cana ve mala herhangi bir zarar vermeyecek ve tehlike oluşturmayacak bir biçimde yapılmalıdır.
Herhangi bir kimsenin dikkatsizlikle de olsa yaklaşabileceği uzaklıktaki kuvvetli akım tesislerinin gerilim altındaki bölümlerine (aktif bölümler) dokunulması olanaksız olmalıdır ve ilerideki bölümlerde belirtilen emniyet mesafeleri ile koruma önlemleri sağlanmalıdır.
Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliğinin 27.maddesinde; Tesislerin ve aygıtların teknik belgelerinde belirtilen aralıklarda bakım ve onarımları yapılmalıdır. Yapılan bakım ve onarımlar kalıcı bir şekilde kaydedilmelidir.
Düzenlemeleri yer almaktadır.
Dosyadaki belgelerden; vefat eden ..... 20/08/2000 doğumlu olduğu, kaçan topunu almak amacıyla dava dışı amcasına ait ruhsatsız binanın çatısına çıktığı, burada dengesini kaybettiği, elektrik tellerine tutunduğu, vücuttan elektrik akımı geçmesine bağlı gelişen komplikasyon sonucu olaydan on gün sonra 19/04/2013 tarihinde vefat ettiği anlaşılmaktadır .Mahkemece hükme dayanak alınan bilirkişi raporunda, vefat eden küçük bir çocuk olduğu halde anne ve babası olan davacıların ölüm olayının meydana gelmesindeki bölüşük kusuru tartışılmamıştır. Diğer bir anlatım ile anne babanın çocuğu eğitme, denetleme, tehlikelerden sakınmasını sağlama konusunda bölüşük kusuru olup olmadığı konusu, uzman bilirkişi raporu ile tespit edilmeli, bu konu aydınlatılmalıdır. Mahkemece, davacıların bölüşük kusuru açıklığa kavuşturulmadan karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2-) Davacı yanın temyizi yönünden ;
Müteselsil (dayanışmalı) sorumluluk kuralına göre, olayda kusurlu olanların her biri, zararın oluşmasına birleşen veya bağımsız hareket eden davranışları ile katkıda bulunduklarından, meydana gelen zararın tamamından müteselsil olarak sorumludurlar. (TBK 61. madde). 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 163. maddesi (818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 142. maddesi ) gereğince de; müteselsil sorumlulukta, zarar görenin dilediği borçluya başvurma hakkı vardır. Dilerse sorumlulardan birine, dilerse hepsine veya bir kısmına karşı dava açabilir.
Somut olayda, müteselsil sorumlulardan birinden tazminat talep edilmiş olup, hükme dayanak alınan kusur bilirkişi kurulu raporunda..... Yönetmeliğine göre elektrik hattının denetlenmesini ve bakımını yapmayan davalıya % 20, ruhsatsız binanın yıkımını sağlamayan dava dışı Belediyeye % 10, ruhsatsız binanın sahibi dava dışı kişiye % 70 oranında kusur dağıtılmış, yine hükme dayanak alınan zarar bilirkişi raporunda asgari ücret üzerinden bakiye ömür dikkate alınarak davacıların hakettikleri maddi tazminat miktarı hesaplanmış, davalının % 20 kusurlu olduğu gerekçesi ile hesaplanan bu rakamların % 20 si belirlenmiş ve davalının bu bedelleri ödemesi gerektiği belirtilmiş olup, mahkemece davalının kusuruna göre belirlenen tazminata hükmedilmiş ise de, TBK.nun 163.maddesine aykırı şekilde maddi tazminata hükmedilmesi isabetsizdir.

.....


Mahkemece; yapı malikinin sorumluluğuna ilişkin değerlendirmeler içeren, Elektrik Kuvvetli Akım Tesisleri Yönetmeliğinin 5. ve 27. maddelerine göre somut olayı aydınlatan, taraf ve Yargıtay denetimine elverişli, tarafların kusur oranlarının da gerekçeleriyle belirtildiği, önceki bilirkişiler dışında oluşturulacak üç kişilik konusunda uzman bilirkişi kurulundan bilirkişi raporu alınarak, varılacak sonuca göre davacıların bölüşük kusurlu olduğu anlaşıldığı taktirde, kendi kusurları oranında indirim yapıldıktan sonra belirlenecek tazminatın tamamının davalıdan müteselsil sorumluluk ilkesi gereğince tahsiline karar verilmesi gerekirken; eksik araştırma, inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
3-) Bozma nedenine göre, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda 1. ve 2 . bentte açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince taraflar yararına BOZULMASINA 3.bentte yazılı nedenlerle diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/10/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



.....

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön