3. Hukuk Dairesi 2016/22723 E. , 2018/9363 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

3. Hukuk Dairesi 2016/22723 E. , 2018/9363 K.


'İçtihat Metni'

.....

Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonunda davanın bir kısım davalılar yönünden reddine, bir kısım davalılar yönünden kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I


Davacılar; davalılar ile müşterek murisleri olan ...'ın 09.02.1969 tarihinde vefatı üzerine davalı ...'ın müşterek muristen kendisine intikal edecek olan bir kısım taşınmazlardaki hissesini 27.07.1972 tarihli harici satış senedi ile 1.800,00 TL bedel karşılığında davacı ...'a, diğer taşınmazlardaki hisselerini ise tarihsiz harici satım sözleşmesi ile 8.000,00 TL bedel karşılığında davacılar ..., ......attığını ve taşınmazların zilyetliklerini de devredip bedellerini aldığını, yine davalılardan .....müşterek muristen kendisine intikal edecek olan toplam 8 parça taşınmazdaki hissesini 10.09.1975 tarihli harici satış senedi ile 12.000,00 TL bedel karşılığında analığ......sattığını ve zilyetliğini devrettiğini, davalılardan ...'ın ise ..... tarihli ve 2738 yevmiye nolu düzenleme şeklindeki gayrımenkul satış vaadi sözleşmesi ile müşterek muristen kendisine intikal edecek olan toplam 4 parça taşınmazdaki hissesine yönelik olarak intikal işlemleri gerçekleşip iştirak halindeki mülkiyet sona erdikten sonra tapuda satış işlemini gerçekleştirmek üzere satış vaadinde bulunduğunu, satış vaadi bedeli 30.000,00 TL'nin satış vaadinin düzenlendiği tarih itibariyle kendisine ödendiğini, davalıların söz konusu harici satım sözleşmeleri ve gayrımenkul satış vaadi sözleşmesi ile harici satıma konu taşınmazlarda hisseleri kalmadığı halde,.....mirasçılarının ortaklığın giderilmesi davası açtıklarını ve yargılamanın halen devam etmekte olduğunu, bunun üzerine kendilerinin de harici satım senetlerine dayanarak ortaklığın giderilmesi davasına konu edilen taşınmazlara yönelik olarak tapu iptal ve tescil davası açtıklarını ancak davanın Kadastro Kanununun 13/2 maddesi gereğince hak
./..

-2-

düşürücü süre nedeniyle reddedildiğini ve kararın kesinleştiğini, bedelini ödedikleri ve 30-40 yıldan beri zilyet oldukları dava konusu taşınmazların tapuda devir işlemlerinin gerçekleşmemiş olması nedeniyle, ödedikleri miktarların bugünkü değerlerinin tespiti ile fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL'nin yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmişlerdir.
Bir kısım davalılar, dava konusu alacağın mevcut olmayıp, mevcut olsa bile dava konusu taşınmazlara ilişkin olarak davacılar tarafından açılmış olan tapu iptal ve tescil davasının reddedilerek söz konusu kararın 26.07.2010 tarihinde kesinleştiğini, bu durumda talep edilen alacağın 26.07.2010 tarihinden itibaren 2 yıllık zamanaşımı süresi içinde talep edilmemesi nedeniyle zamanaşımına uğradığını, kendilerinin de pay sahibi olduğu dava konusu taşınmazlara davacıların 45 yıldır zilyet olup taşınmazları kullandıklarını, hiçbir surette kendilerini bu taşınmazlara yaklaştırmamaları nedeniyle ortaklığın giderilmesi davası açmak zorunda kaldıklarını belirterek, davanın reddini dilemişlerdir.
Davalı ... usulüne uygun tebligata rağmen duruşmalara iştirak etmemiş, cevap dilekçesi vermemiştir.
......Mahkemesinde açılan davada verilen görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine yargılamanın yapıldığı......davacıların sebepsiz zenginleşmeden doğan alacak haklarının zamanaşımı süresi olan 2 yıl ve her halde 10 yıl içinde talep edilmemiş olması nedeniyle zamanaşımı itirazında bulunan davalılar ... ...., ... ve ... yönünden davanın zamanaşımı nedeni ile reddine,.......... yevmiye numaralı düzenleme şeklindeki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde taraf olmayan ......... davalı ...'a karşı açmış oldukları davanın reddine, Doğanşehir Noterliğinin 16/08/1995 tarih 2738A yevmiye numaralı düzenleme şeklindeki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinde alıcı olan davacı ... tarafından davalı ...'a karşı açılan dava yönünden; davacının, gayrımenkul satış vaadi sözleşmesinin düzenlendiği tarihte ödediği 30.000,00 TL'nin dava tarihi itibariyle denkleştirici adalet ilkesi kapsamında ......kurlarındaki artışın ortalaması alınmak sureti ile ulaştığı alım gücü bedelinin 47.853,10 TL olduğunun kabulüyle bu miktar üzerinden davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1)Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacılar vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava, davacılar ile bir kısım davalılar ve yine bir kısım davalılar murisi arasında akdedilen adi yazılı taşınmaz sözleşmeleri ve davacı ... ile davalı ... arasında yapılmış olan düzenleme biçimindeki gayrımenkul satış vaadi sözleşmesi ile satın alınan taşınmazlar hakkında davalılar tarafından ortaklığın giderilmesi davası açılması nedeniyle taşınmazların bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Davada; harici satış senediyle satılan tapusuz taşınmazlar ile ve düzenleme biçimindeki gayrımenkul satış vaadi sözleşmesi ile satılan tapulu taşınmazlar için ödenen bedellerin, tapu devrinin gerçekleşmemesi nedeni ile, TBK'nun 77-82. maddeleri (BK'nun 61-66.maddeleri) gereğince iadesi talep edilmektedir.
.....
Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir taraf zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmaması gerekir.
Borçlar Kanununun konuya ilişkin 61 ve ardından gelen maddelerindeki (TBK'nın 77 ve ardından gelen maddelerindeki) düzenlemelere göre, sebepsiz zenginleşme; geçerli olmayan veya tahakkuk etmemiş yahut varlığı sona ermiş bir nedene ya da borçlu olunmayan şeyin hataen verilmesine dayalı olarak gerçekleşebilir.
Sebepsiz zenginleşme; bunlardan hangisi yoluyla gerçekleşmiş olursa olsun, sebepsiz zenginleşen, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı, geri verme borcu altındadır.
Dava konusu taşınmazlar yönünden; taraflar arasındaki harici satış sözleşmeleri taşınmazların bulunduğu bölgedeki kadastro tespitlerinin kesinleştiği 1987-1994 tarihlerinden önce yapıldığı için, her ne kadar sözleşmeler adi yazılı şekilde yapılmış olsa da geçerli sayılmaktadır.
Gayrımenkul satış vaadi sözleşmesi ile yapılan satış vaadi ise kadastro tespitinden sonra noterde yapılmış olmakla her halükarda geçerlidir.
Dava konusu ihtilafta uygulanacak zamanaşımı süresi, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunması nedeniyle BK. 125. maddesi (6098 sayılı BK.'nun 146. maddesi) gereğince 10 yıldır. Ayrıca zamanaşımı, borcun muaccel olduğu ya da, ifanın imkansız hale geldiği tarihte başlar.
Bu bilgiler ışığında somut olaya bakacak olursak, dava konusu taşınmazların kadastrosu 1987 ile 1994 yılları arasında kesinleşmiş olup taşınmazlar 18.07.2007 tarihinde iştirak halinde mülkiyet şeklinde davacılar ve davalılar adına tapuya tescil edilmiştir. Davacıların dava konusu taşınmazlara ilişkin davalılar aleyhine açmış oldukları tapu iptal ve tescil davasının reddine ilişkin karar ise Yargıtay incelemesinden geçmek suretiyle 26.07.2010 tarihinde kesinleşmiştir.
Bu durumda, harici satış sözleşmelerine konu taşınmazlar yönünden davalılar aleyhine açılan tapu iptal ve tescil davasının reddine ilişkin kararın kesinleştiği tarih itibariyle artık davacılar açısından tapu devri imkansız hale gelmiş olmaktadır. Yani ifanın imkansız hale geldiği 26.07.2010 tarihinden, dava tarihi olan 22.05.2013 tarihine kadar geçen sürede zamanaşımı süresi henüz dolmamış olduğundan davanın esasına girilip, taraf delilleri toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken; mahkemece, bu husus gözetilmeden yanılgılı değerlendirme sonucu, bir kısım davalılar yönünden davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3-Davalılardan ...,16/08/1995 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile 4 parça taşınmazdaki hissesini davacılardan ...'a satmış olup, taraflar arasında yapılan bu sözleşme noter tarafından kanuni geçerlilik şartlarına uygun olarak düzenlenmiş geçerli bir sözleşmedir. Bu durumda geçerli sözleşmenin ifa edilmemesi nedeniyle davacı, ifanın imkânsız hale geldiği tarihteki rayiç değeri isteyebilir. Gayrımenkul satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazların da içinde yer aldığı dava konusu tüm taşınmazlara yönelik olarak açılan tapu iptal ve tescil davasının reddine dair verilen kararın 26.07.2010 tarihinde kesinleştiği, dolayısıyla ifanın bu tarih itibariyle imkansız hale geldiği anlaşılmakla, mahkemece; ifanın imkansız hale geldiği tarih esas alınarak rayiç bedele hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile, satış bedelinin dava tarihi itibariyle denkleştirici adalet ilkesi kapsamında TEFE, döviz ve altın kurlarındaki artışın ortalaması

.../....
-4-

alınmak sureti ile ulaştığı alım gücü bedeli olarak belirlenen 47.853,10 TL üzerinden davacı ...'ın davalı ...'a karşı açtığı davanın kabulüne dair yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı tarafın sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı taraf yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


.....



Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön