3. Hukuk Dairesi 2016/21122 E. , 2018/9282 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

3. Hukuk Dairesi 2016/21122 E. , 2018/9282 K.


'İçtihat Metni'

......

Taraflar arasındaki eşya alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın bir kısım eşyalar yönünden reddine, bir kısım eşyalar yönünden açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile......Mahkemesinin 2010/1578 esas 2011/540 karar sayılı kararı ile boşandıklarını ve kararın kesinleştiğini, davalıyla birlikte ikamet ettikleri müşterek konuttan gece vakti hiçbir eşyasını almaksızın dövülerek ayrılmak orunda kaldığını, tüm çeyiz ve ziynet eşyalarının davalının uhdesinde bulunduğunu, dava dilekçesine ekli listede yazılı olan ev eşyalarının değeri olan 13.105 TL ile ziynet eşyalarının değeri olan 23.080 TL olmak üzere toplam 36.185 TL değerindeki eşyaların aynen iadesine, aynen iade mümkün olmadığı takdirde tahsil tarihi itibari ile belirlenecek güncel bedellerinden, HMK .nun 107 maddesi uyarınca şimdilik 36.185 TL'lik kısmının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davacının dövülerek evden ayrıldığı iddiasının doğru olmadığını, davacının isteyerek evden ayrıldığı ve evi terk ettikten sonra iki kez müşterek eve gelerek eşyalarını aldığını, kendisinde kalan hiçbir eşya bulunmadığını ileri sürmüş, aşamalardaki ve yemin zaptındaki beyanında ise, davacının dava konusu 5 adet burma bilezik ile 1 adet takı setini yanında götürdüğünü, 13 adet çeyrek altın ile 6 adet hediyelik bileziği ise davacı ile birlikte gittikleri akraba düğünlerinde davacının da rızasıyla hediye olarak taktıklarını beyan ederek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, dinlenen tanık beyanlarına göre davacı kadının evden ayrıldığında dava konusu olmayan bazı ziynet eşyalarının davacı kadının kolunda veya çantasının içersinde olduğunun anlaşıldığı davacı kadının evden ayrılırken dava konusu olmayan ziynetleri yanında götürüp, dava konusu olanları ise müşterek hanede bırakmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, buna göre davacı kadının evden ayrılırken dava konusu olan veya olmayan tüm ziynetlerini yanında götürdüğünün kabulü gerektiği gerekçesiyle ziynet eşyası talebinin reddine, yargılama sırasında davalı tarafça davacıya teslim edildiği anlaşılan bir kısım çeyiz eşyaları yönünden davanın açılmamış sayılmasına, davalı tarafça ispat edilemeyen diğer bir kısım çeyiz eşyaları talebinin ise reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.
.........
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava; çeyiz ve ziynet eşyası alacağı istemine ilişkindir.
Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan, ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.
Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi, evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak, normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, kadının ispatlaması gerekir. Bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz.
Diğer taraftan, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu eşyaların iade edilmemek üzere kocaya verildiği, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup müşterek ihtiyaçlar için harcandığı hususu davalı tarafça kanıtlandığı takdirde, koca bunları iadeden kurtulur. Çeşitli sebeplerle koca tarafından bozdurulan-harcanan bu altınların karşılığının hibe edilmediği müddetçe kadına iadesi zorunludur.
Somut olayda; davacı kadın, 5 adet .........burması bilezik, 1 adet 22 ayar set takımı, 6 adet takı bileziği ve 13 adet çeyrek altının davalıda kaldığını ileri sürerek iadesini talep etmiş, davalı koca ise, dava konusu edilen bu ziynet eşyalarından 13 adet çeyrek altın ile 6 adet takı bileziğinin davacı ile birlikte gittikleri akraba düğünlerinde davacının da rızasıyla hediye olarak götürüldüğünü, bu altınların bu şekilde harcandığını beyan etmiştir. Şu durumda; davalı tarafın ikrarı ile dava konusu edilen bir kısım ziynet eşyalarının koca tarafından harcandığı anlaşılmaktadır.
Davalı tarafın, bozdurulup harcanan bu ziynet eşyalarının bir daha iade edilmemek kaydıyla kendisine verildiğini, kadının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının harcandığını ispatlaması gerekir. Başka bir deyişle, davalının bu hususları ispatlaması halinde davalı koca bu ziynet eşyalarını iade etmekten kurtulur. Ne var ki, ispat yükü kendisine geçen davalı koca, davacı kadının bu altınları bir bir daha iade edilmemek üzere kendisine verdiğini kanıtlayamamıştır.
O halde mahkemece, davalı tarafça bozdurulduğu-harcandığı kabul edilen 13 adet çeyrek altın ve 6 adet takı bileziği yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, talebin reddine ilişkin yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
......

3- Davacının dava konusu ettiği ve davalının uhdesinde kaldığını belirttiği, 5 adet adana burması bilezik ve 1 adet set takımının iadesi talebi yönünden ise ispat yükü davacı kadındadır. Dinlenen davacı tanıkları tarafların gece geç saatlerde yaşadıkları tartışma üzerine davacı kadının abisini arayarak evden ayrıldığını, davacının eve geldiğinde yanında (bazı tanıklar kolunda takılı olarak, bazı tanıklar çantasında bulunur şekilde) günlük olarak kullandığı iki adet bilezik (bileklik) bulunduğunu, bunun dışında başka bir takı-altın olmadığnı beyan etmişlerdir. Davalı tanıkları da aynı şekilde tarafların gece saatlerinde yaşadıkları tartışma sonucu davacının abisiyle birlikte evden ayrıldığı, ziynet eşyalarının ne olduğu konusunda herhangi bir bilgilerinin olmadığını belirtmişlerdir.
Buna göre tüm dosya kapsamı itibariyle davacı kadının gece yarısı davalı ile yaşadıkları tartışma sonucu evden ayrıldığı açıktır. Davacı kadının evden ayrılış şekli göz önüne alındığında, davacının yanında günlük kullanımında olan ve o an üzerinde takılı bulunan iki adet bileziğin (bilekliğin) bulunması, davacı kadının dava konusu ettiği diğer takıları da yanında götürdüğü anlamına gelmez. Kaldı ki davacı bu iki adet bileziği dava konusu da etmemiştir. O halde davacının, ziynet eşyalarının davalı yedinde kaldığını iddiasını ispatlamış olduğunun kabulü gerekir. Bu itibarla mahkemenin ziynet eşyalarının reddine ilişkin gerekçesi yerinde değildir.
O halde mahkemece, dava konusu olan 5 adet adana burması bilezik ve 1 adet set takımı yönünden de talebin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bendde açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.10.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
........


Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön