3. Hukuk Dairesi 2016/21486 E. , 2018/9131 K.
'İçtihat Metni'
....
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili , davalı aleyhine....... esas sayılı dosyası ile ilamsız takip yapıldığını, davalının takibe haksız itiraz ettiğini, müvekkili ile davalı arasında;ipek halılar, çeşitli otantik eşyalar ve hatta ......civarından satılık daire satın alması ve daha sonra bu satışlardan elde edecekleri karı paylaşmak hususunda anlaşma yaptıklarını, davacının buna istinaden davalıya para gönderdiğini ancak davalının müvekkiline ipek halı, otantik eşya ve daireden elde edilen kazancı göndermediğini, belirterek alacak miktarlarının tespiti ile şimdilik 100.000,00TL yönünden itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava ermiştir.
Davalı vekili , müvekkilinin davacı ile 2006 Ağustos ayında tanıştığını,müvekkilinin davacıyı ortağı olduğu ....... turistik eşya satışı ile iştigal eden......götürdüğünü, mağazadaki ürünleri tanıttığını, taraflar arasında samimiyet ve dostluk oluştuğunu, güvenin etkisi ile davacıya 2006 yılında ...... giderken tanıtımını ve satışını yapmak üzere........karışımı ipek halılar teslim edildiğini, akabinde de bi çok kez halı tesliminin gerçekleştiğini,kargo ile de halı gönderildiğini, bu ödemelerin satın alınan halıların karşılığı olduğunu ,davacının 2008-2012 yılı arasında bir kısım ödeme yaptığını ancak davacıdan halen 130 bin dolar alacağı kaldığını, davacının müvekkiline ........ dükkan açma ve müvekkilini ..... davet etme vaadi ile kandırdığını ve maddi manevi zarara uğrattığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece,davanın kabulü ile, ...... 28. İcra Müdürlüğünün 2012/16307 E sayılı dosyasında 100.000,00TL asıl alacak için takibe yapılan itirazın iptali ile takip tarihinden itibaren 100.000,00TL asıl alacak için kademeli yasal faiz uygulanmasına ve davacı lehine 100.000,00TL asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
.....
Davada, davacı tarafından davalıya havale yoluyla gönderilen paranın sebepsiz zenginleşme kurallarına göre tahsili talep edilmektedir.
Davalının, gönderilen paraların tahsil edilmediği yönünde bir itirazı bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davalının iddia ettiği gibi halı satışı karşılığı davacının borcunun ödenmesi şeklinde olup olmadığı ve buna bağlı olarak ispat yükünün hangi tarafta olduğu konusunda toplanmaktadır.
Yargıtay'ın yerleşik görüşüne göre, Türk Borçlar Kanunu'nun 555 vd. (Borçlar Kanunu'nun 457 vd.) maddelerinde düzenlenen havale, hukuksal niteliği itibari ile bir borç ödeme aracıdır. Havale belgelerinde bedelin başka bir hukuki ilişki için gönderildiği belirtilmemiş ise, bu belgenin bir borcun ödendiğine dair kanıt olduğu kabul edilir.
Somut olayda, havale belgelerinde bedelin başka bir hukuki ilişki için gönderildiği açıklaması bulunmadığından davacı yukarıda belirtilen yasal karine karşısında, davalı tarafa yapılan dava konusu havalelerin adi ortaklıktan kaynaklı yapıldığını, kanıtlama yükümlülüğü altındadır. Davacı tarafından davalıya gönderilen bedelin neden kaynaklandığını kanıtlamak davacıya aittir.
Diğer taraftan, davacının, davalı ile ortak ipek halılar, çeşitli otantik eşyalar satın almak ve daha sonra bu satışlardan elde edecekleri karı paylaşmak hususunda anlaştıkları yönündeki iddiası davalı yanca kabul edilmemiş, tersine, bu paraların, davacıya elden ve kargo yoluyla gönderilen halıların borcunun davacı tarafından ödendiği savunulmuştur.
Böylece davalı, davaya konu paraların kendisine gönderildiğini (maddi vakıayı) ikrar etmiş, ancak, bunların davacı tarafından ileri sürülen nedenle değil, başka bir nedenle gönderildiklerini savunmak suretiyle, vakıanın hukuksal niteliğinin ileri sürülenden farklı olduğunu bildirmiştir.
O halde, somut olayda davalının savunması, vasıflı ikrar (gerekçeli inkâr) niteliğindedir ve bu ikrar bölünemez. Çünkü, vasıflı ikrarda kanıtlama yükümlülüğü, ikrar eden tarafa (davalıya) değil, vakıayı ileri süren tarafa (davacıya) aittir.
Bu durumda, davacı taraf, davaya konu paraların adi ortaklıktan kaynaklı gönderildiği yolundaki iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür; buna bağlı olarak, davalı savunmasını ispat ile yükümlü olmayacaktır.
Bu itibarla, mahkemece havale yoluyla davalıya gönderilen meblağın adi ortaklıktan kaynaklı yapıldığı ispatlanamadığından, davanın reddi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yukarıda yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 26.09.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.
.......
3. Hukuk Dairesi 2016/21486 E. , 2018/9131 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 13 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 35 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 26 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat