3. Hukuk Dairesi 2016/22030 E. , 2018/8385 K.
'İçtihat Metni'
......
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı tarafından aleyhine .........esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, takipte belirtilen faturaları tebliğ ya da teslim almadığını, takip dayanağı faturaların içeriğindeki hizmetleri almadığını, karşı tarafa borcu olmadığını ileri sürerek takibin iptalini talep etmiştir.
Davalı; davacı ile 30.08.2013 tarihli kurumsal tip abonelik sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereği üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini, hizmeti eksiksiz sunduğunu, takibe konu faturaların, davacının almış olduğu mal ve hizmet karşılığı olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; her ne kadar davalı alacaklı, davacı borçlu hakkında, ........ esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatmış ise de, davalı alacaklının takip talebine herhangi bir sözleşme ve fatura eklemediği, davalı alacaklının yargılamada savunmada bulunmadığı gibi, alacağını kanıtlamak amacıyla mahkemeye herhangi bir bilgi ve belge de sunmadığı, ispat külfeti davalıda olup alacağını somut ve inandırıcı bir delille kanıtlayamadığı gerekçesi ile davanın kabulüne, ......... 2014/7893 esas sayılı takip dosyasından dolayı davacının davalıya borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm; davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Dava; davalı tarafından tahakkuk ettirilen faturalar nedeni ile borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin, menfi tespit davasıdır.
Dava; yazılı yargılama usulüne tabi olup, yazılı yargılama usulü dört aşamadan oluşmaktadır. Bu aşamalar dilekçeler teatisi, ön inceleme, tahkikat ve sözlü yargılama-hüküm şeklindedir. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 137.maddesinde ön incelemenin
./..
-2-
kapsamı düzenlenmiş olup, buna göre dilekçelerin karşılıklı verilmesinden sonra ön inceleme yapılır. Mahkeme ön incelemede; dava şartlarını ve ilk itirazları inceler, uyuşmazlık konularını tam olarak belirler, hazırlık işlemleri ile tarafların delillerini sunmaları ve delillerin toplanması için gereken işlemleri yapar, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği davalarda onları sulhe veya arabuluculuğa teşvik eder ve bu hususları tutanağa geçirir denmekte, 140/5.maddede ise; 'Ön inceleme duruşmasında, taraflara dilekçelerinde gösterdikleri, ancak henüz sunmadıkları belgeleri mahkemeye sunmaları veya başka yerden getirtilecek belgelerin getirtilebilmesi amacıyla gereken açıklamayı yapmaları için iki haftalık kesin süre verilir. Bu hususların verilen kesin süre içinde tam olarak yerine getirilmemesi hâlinde, o delile dayanmaktan vazgeçilmiş sayılmasına karar verilir.' denilmektedir.
Somut olayda mahkemece; 01.12.2015 tarihli ön inceleme duruşması sırasında öncelikle, duruşmaya mazeret bildirerek katılmayan davalı tarafın mazeretinin reddine karar verildikten sonra ara karar ile; '' Davalı vekiline takibe dayanak yapılan faturaları sunmak üzere bir sonraki celseye kadar kesin süre verilmesine, kesin sürenin hukuki sonuçları hatırlatıldı. Bu konuda davalı vekiline ihtaratlı tebligat çıkarılmasına'' karar verilmiş, 09.02.2016 tarihli sonraki celsede ise; davalı yine duruşmaya katılmamış, mahkemece bu celse davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kesin sürenin işlemeye başlaması için gerek duruşma esnasında verilen kesin süre kararı, gerekse duruşma dışında verilen kesin süre kararı usulüne uygun biçimde tarafa bildirilmelidir. Ayrıca taraf vekil vasıtasıyla davayı takip ediyorsa, kesin süreye ilişkin bildirim vekile yapılır (Tebligat Kanunu m. 11/1). Kesin süre bildirimi, kesin sürenin duruşma esnasında ve duruşma dışında verilmesi bakımından, tefhim veya tebligat şeklinde olur. Hâkim kesin süreyi duruşma dışında veya tarafın yahut vekilinin hazır bulunmadığı duruşma esnasında veriyorsa, kesin süreye ilişkin ara kararın meşruhatlı olarak tebliğ edilmesi gerekir, aksi takdirde hukuki dinlenilme hakkı ve savunma hakkı ihlal edilmiş olacaktır.
Ne var ki dosyanın yapılan incelemesinde; mahkemece 01.12.2015 tarihli ön inceleme duruşmasında verilen ara karar gereği davalıya meşruhatlı tebligat çıkarılıp çıkarılmadığı anlaşılamamış, dosya arasında iş bu tebligat parçasına rastlanılamamıştır.
O halde mahkemece; davalıya verilen kesin süreye ilişkin meşruhatlı tebligat çıkarılıp çıkarılmadığı araştırılmalı sonucuna göre bir karar verilmeliyken eksik inceleme ile yukarıdaki şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlere hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 12.09.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
.....
3. Hukuk Dairesi 2016/22030 E. , 2018/8385 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 62 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 14 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 24 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 30 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat