3. Hukuk Dairesi 2016/15862 E. , 2018/5720 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

3. Hukuk Dairesi 2016/15862 E. , 2018/5720 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ:AİLE MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki kişisel eşyanın iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile boşandıklarını, evlilik sırasında takılan her biri 22 ayar ve 9 gram olan 3 adet bileziğin davalı tarafından iade edilmek üzere alındığını ancak, iade edilmediğini ileri sürerek, ziynetlerin aynen iadesini, bunun mümkün olmaması halinde ise, bedelleri toplamı 2.592,00 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı; davacının evlilik birliğinin tesisinden kısa bir süre sonra ailesinin yanına gittiğini, geldiğinde bileziklerden birinin babasının evinde kaybolduğunu söylediğini, babasının bir süre sonra davacıya hediye bulaşık makinesi aldığını, bu makinenin de davacı tarafından ayrılırken götürüldüğünü, diğer iki bileziğin ise, evde çalınma korkusuyla bozdurularak davacı tarafından ... Bankası ... Şubesi'ndeki kendi hesabına yatırıldığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece; davanın kabulü ile her biri 22 ayar 9 gram 3 adet bileziğin aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde bedeli olan 2.565,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; ziynet eşyalarının iadesi, mümkün olmadığı takdirde bedellerinin tahsiline ilişkindir.Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan, ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayları kanıtlamalıdır.Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen ve götürülebilen türden eşyalardır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi, evden ayrılırken yanında götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak, normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Bu durumda, ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların elinden zorla alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını kadının ispatlaması gerekir.Somut olayda; davacı kadın, dava konusu ziynet eşyalarının davalı tarafından elinden alındığını, geri iade edilmediğini ve bunların davalı tarafta kaldığını iddia etmiş, davalı ise; ziynetleri davacıdan almadığını, bunların davacının tasarrufunda bulunduğunu savunmuştur. Bu nedenle davada ispat yükünün davacı üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece; düğünde davacıya takılan ziynetlerin, davalı tarafından davacıdan alındığı ve bir daha geri verilmediği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, tanık beyanlarının duyuma dayalı oldukları, ziynetlerin davalıda kaldığının tanık beyanları ile de ispat edilemediği nazara alınarak, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, kararın bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 23.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.













Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön