3. Hukuk Dairesi 2016/18350 E. , 2018/5017 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

3. Hukuk Dairesi 2016/18350 E. , 2018/5017 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı tarafından hakkında kaçak ve ek kaçak tahakkuku yapıldığını, evinde kaçak elektrik kullanıldığı iddiasının gerçeği yansıtmadığını, düzenli olarak borcunu ödediğini belirterek; toplamda 2.430,97 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı; davacının aylarca faturalarını ödemediğini, elektriği kesmek zorunda kaldıklarını, kaçak kullanıma bağlı cezalara yapılan itirazları da kabul etmediklerini, mevzuata uygun faturalandırma yapıldığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece; bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulü ile 09/02/2006 tarihli 1.416,05 TL kaçak elektrik tüketim tahakkuku ve 02/09/2002 tarihli 1.214,92 TL ek tahakkuk olmak üzere ve taleple bağlı kalınarak toplam 2.430,97 TL' den borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde; davacının 09/02/2006 tarihli 1.416,05 TL ve 02/09/2002 tarihli 1.214,92 TL tahakkuklar yönünden menfi tespit talep ettiği, davasını nitelerken tahakkukların kaçak ve ek kaçak tahakkuku olduğunu belirttiği, abone borcu görüntüleme evrakında ise iki tahakkukundan otomatik dönem tahakkuku olarak yazılı bulunduğu görülmektedir.Ayrıca, abonelik bilgilerine bakıldığında 02/09/2002 tarihinde köy-mesken aboneliğinin başladığı, 09/02/2006 tarihinde davacı hakkında “abonesiz olarak” elektrik kullandığı gerekçesiyle kaçak elektrik tespit tutanağı düzenlendiği, bu tutanağa ilişkin 15/02/2006 fatura tarihli kaçak elektrik fatura bildirimi oluşturulduğu, dava konusu 02/09/2002 tarihli 1.214,92 TL tahakkuk ayrıntısının ise dosya içerisinde bulunmadığı anlaşılmaktadır.Hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise; dava konusu abonelikte kaçak elektrik kullanmadığı, dava konusu faturalar nedeniyle borçlu olmadığı, normal tüketim karşılığı 1.546,05 TL borçlu olduğu belirtilmektedir.Davacının mesken aboneliği bulunmasına karşın “abonesiz” elektrik kullandığı gerekçesiyle tutanak düzenlendiği anlaşılmasına göre öncelikle görev hususunun belirlenmesi gerekmektedir. Kaçak elektrik kullanılan yer ile mesken aboneliği bulunan yerin aynı olması halinde, taraflar arasındaki ilişkinin 6502 sayılı Kanun kapsamında kaldığı ve davacının da 6502 sayılı yasa kapsamında, ''tüketici'' tanımına uyduğu açık olup, olayda 6502 sayılı kanun hükümlerinin uygulanması gerekmektedir. Bu duruma göre, uyuşmazlığın çözümü Tüketici Mahkemelerinin görevi içerisindedir.
Diğer yandan; dava konusu 02/09/2002 tarihli 1.214,92 TL tahakkuk ayrıntısı dosyada yer almadan değerlendirme yapan ve 09/02/2006 tarihli 1.416,05 TL kaçak tahakkuku yönünden Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve bu yönetmelik gereğince yayınlanan 622 sayılı kurul kararında açıklanan esaslar doğrultusunda hesaplama yapan bilirkişi raporu da denetime elverişsiz olup hükme esas alınamaz.O halde; mahkemece davacının mesken aboneliğinde kullanılan yer ile aynı yerde kaçak elektrik kullandığının belirlenmesi halinde davaya Tüketici Mahkemesi sıfatıyla bakılmasına karar verilmesi, aksi halde dosyanın uzman bilirkişiye tevdi ile dava konusu 02/09/2002 tarihli 1.214,92 TL tahakkuk ayrıntısının getirtilerek, tahakkukun nitelendirmesinin ve hesaplanmasının yapılması, diğer tahakkuk yönünden de Elektrik Tarifeleri Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve bu yönetmelik gereğince yayınlanan 622 sayılı kurul kararında açıklanan esaslar doğrultusunda değerlendirme yapılmasının ardından oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 10/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.














Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön