3. Hukuk Dairesi 2016/17349 E. , 2018/4813 K.

Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

3. Hukuk Dairesi 2016/17349 E. , 2018/4813 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki menfi tespit davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesiyle; davalı şirketin tarımsal sulama grubu abonesi olan müvekkili adına kayıtlı bir adet sulama kuyusu bulunduğunu, kuyuya bağlı elektrik sayaçlarının davacı şirket görevlileri tarafından değiştirildikten sonra sayaca müdahale edildiği gerekçesiyle müvekkili hakkında kaçak tespit tutanağı düzenlendiğini ve akabinde kaçak kullanım nedeniyle borç tahakkuk ettirildiğini, aynı zamanda ... Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan suç duyurusu neticesinde mühür bozmadan dolayı takipsizlik kararı verilip,... 2. Asliye Ceza Mahkemesinde yargılaması yapılan karşılıksız yararlanma suçundan ise müvekkilinin beraat ettiğini ve söz konusu beraat kararının kesinleştiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin 22.704,90 TL borçlu olmadığının tespiti ile kaçak nedeniyle düzenlenen elektrik faturasının iptaline ve davalının %40 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın zamanaşımı sebebiyle reddedilmesi gerektiğini, kaçak tespit tutanağının Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği esas alınarak düzenlendiğini, düzenlenen faturaların usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek haksız ve yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Yapılan yargılama neticesinde mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmaksızın, ceza mahkemesinin maddi olgunun tespitine yönelik kararının hukuk mahkemesini bağlayacağı gerekçesiyle; davanın kabulüne, davalı tarafından davacı hakkında düzenlenen 19/06/2013 tarih, 7762 seri numaralı kaçak elektrik tutanağı ile tahakkuk ettirilen borçtan dolayı davacının 22.704,90 TL borçlu olmadığının tespitine, yasal şartları oluşmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, karar süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, kaçak tahakkukuna yönelik fatura nedeniyle açılan menfi tespit davası niteliğindedir.6100 sayılı HMK 204/2. maddesinde, yetkili memurların görevleri içinde usulüne uygun olarak düzenledikleri belgelerin, aksi ispatlanıncaya kadar kesin delil sayılacağı açıklanmıştır.Ayrıca, ceza mahkemesi kararlarının hukuk mahkemesindeki davaya etkisini düzenleyen Borçlar Kanununun 53.maddesi hükmünde, 'Hakim, kusur olup olmadığına, yahut haksız fiilin failinin temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için ceza hukukunun sorumluluğa ilişkin hükümleri ile bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesinde verilen beraat kararı ile de mukayyet değildir. Bundan başka ceza mahkemesinin kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarının tayini hususunda dahi hukuk hakimini takyit etmez.' denilmektedir. Aynı düzenleme, yeni Türk Borçlar Kanununun 74.maddesi hükmünde de; “Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle bağlı olmadığı gibi, ceza hâkimi tarafından verilen beraat kararıyla da bağlı değildir. Aynı şekilde, ceza hâkiminin kusurun değerlendirilmesine ve zararın belirlenmesine ilişkin kararı da, hukuk hâkimini bağlamaz.” şeklinde önceki kanuna paralel bir şekilde düzenlenmiştir.Bu açık hüküm karşısında, ceza mahkemesince verilen beraat kararı, kusur ve derecesi, zarar tutarı, temyiz gücü ve yükletilme yeterliği, illiyet gibi esasların hukuk hakimini bağlamayacağı konusunda duraksama bulunmamaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, hukuk hakiminin bu bağımsızlığı sınırsız değildir. Öğreti ve uygulamada hukuk hakiminin, maddi olaylara ve özellikle fiilin hukuka aykırılığına ilişkin olarak ceza hakimi tarafından yapılan tespitlerle bağlıdır. Hukuk hakiminin ceza mahkemesi kararındaki maddi olgularla bağlılığının ölçüsü; beraat kararında suçun sanık tarafından işlenip işlenmediğinin kesin olarak, delilleriyle tespit edilip edilmediğidir. Ceza mahkemesinin, kusurun ve zarar miktarının takdiri hususundaki kararı, yani, fiilin işlendiği sabit olduğu halde, kusurluluğa ya da kusursuzluğa ilişkin saptaması, hukuk hakimini bağlamaz. Hukuk hakimi, ceza mahkemesinin kusura ilişkin değerlendirmesiyle ve buna etkili tespit edilen olgularla bağlı kalmaksızın, taraflarca ileri sürülen delilleri toplayıp, tümünü birlikte değerlendirerek bir sonuca varmalıdır. Başka bir deyişle maddi olayları ve yasak eylemleri saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır.Somut olaya gelince; davalı görevlileri tarafından düzenlenen 13/09/2013 tarih ve 7762 numaralı kaçak elektrik tespit tutanağında, sayaç üzerinde T.C mühür fekkinin olduğu ve sayaç iç mekanizmasına müdahale edildiği tespit edilmiştir. Mahkemece, yargılama sırasında bilirkişi incelemesi yaptırılmaksızın, ... 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/174 E-2015/404 K. sayılı ceza davasında sanığın üzerine atılı suçu işlediğinin sabit olmaması sebebiyle 5271 sayılı CMK'nın 223/2-e maddesi uyarınca verilen beraat kararına istinaden davanın kabulüne karar verilmiştir.Yukarıda açıklanan hukuki olgular dikkate alındığında, BK 53(TBK 74.)maddesine göre; ceza mahkemesince verilen beraat hükmünün görülmekte olan davada mahkemeyi bağladığından ve ceza mahkemesinin kesinleşmiş kararının görülmekte olan dava yönünden kesin hüküm oluşturacağından söz edilemez. Bu nedenle, mahkeme hükmünün gerekçesinde isabet bulunmamaktadır. Hal böyle olunca, mahkemece; öncelikle dosyanın konusunda uzman bilirkişiye verilmesi, davacının kaçak elektrik kullanıp kullanmadığının belirlenmesi, kaçak elektrik kullanıldığının tespiti halinde davalının davacıdan talep etmekte haklı olduğu kaçak elektrik bedelinin Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve 622 sayılı EPDK kararı hükümlerine göre hesaplanması konusunda denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; mahkemece, yersiz gerekçe ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2- Bozma nedenine göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön