3. Hukuk Dairesi 2017/6939 E. , 2018/4246 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

3. Hukuk Dairesi 2017/6939 E. , 2018/4246 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki istirdat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davaya konu taşınmazı davalı dernekten kiraladığını, davalı derneğin kiraya verme yetkisinin olmadığının anlaşıldığını, ...Dairesince yapılan ihale sonucu taşınmazı yeniden kiralamak zorunda kaldığını, bu süreç devam ederken davalı derneğe 10.05.2000 tarihinde 14.882,85 TL, 25.6.2001 tarihinde 4.625 TL, 18.09.2001 tarihinde 4.625 TL, 17.12.2001 tarihinde 4.625 TL olmak üzere toplam 28.757,81 TL ödeme yaptıklarını, davalı derneğin ... 24. İcra müdürlüğü’nün 2005/5436 Esas sayılı dosyası ile 1.5.2001-1.7.2005 tarihleri arası kira alacağının tahsili için takip başlattığını, takibe yaptıkları itiraz üzerine ... 2. Asliye hukuk Mahkemesi 2007/151 Esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasının reddedildiğini, kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, davalı derneğin kendilerinden kira alacağı istemesinin hukuki dayanağının kalmadığını, yine davalının kira alacağının tahsili için ... 23. İcra Müdürlüğü'nün 2007/1878 ve 5514 Esas sayılı dosyaları ile icra takibi başlattığını, bu takip dosyalarına ait borcun ihtirazı kayıt ile kendileri tarafından ödendiğini, aralarında 29.05.2007 tarihinde ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/151 Esas sayılı davasındaki haklar saklı kalmak koşulu ile protokol yaptıklarını, belirterek bu anlatılanlar ışığında davalı derneğin hukuki dayanağı olmadan tahsil ettiği kira bedellerinden şimdilik 28757 TL'nin istirdadına karar verilmesini istemiştir.
Davacı; 12.04.2016 harç tarihli ıslah dilekçesi ile; ... 23. İcra Müdürlüğü' nün 2007/1878 Esas sayılı dosyasına yapılan 52.882 TL, ... 23. İcra Müdürlüğü' nün 2007/5514 Esas sayılı dosyasına yapılan 12.563 TL, tahliye sonrası hasar için ödenen 2.000 TL, kira kaybı için ödenen 4.000 USD ile toplam 96.203 TL ve 4.000 USD olarak talebini artırmıştır.
Davalı; geçmişe dönük feshin mümkün olmadığını, alacağın zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile 14.882 TL nin tahsiline dair verilen hüküm Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 20.02.2014 tarih ve 2013/6248 E. 2014/1858 K sayılı ilamı ile; ''....1- Mahkemece sözleşmenin 16/03/2001 tarihinde sona erdiğine dair kesinleşmiş mahkeme kararı dikkate alındığında, 16/03/2001 tarihinden önceki döneme ait kira parasını kiracı davacının kiraya veren davalıya ödeme yükümlülüğü bulunduğuna, davacı tarafından bu dönemle ilgili olarak Maliye Hazinesine yapılmış bir ecrimisil ödemesi de bulunduğu iddia edilmediğine göre 16/03/2001 tarihinden önceki dönemle ilgili yapılan kira ödemesinin istirdatı mümkün olmadığından 16/03/2011 tarihinden önceki dönemle ilgili kira ödemesinin istirdadı davasının reddi gerekir. 16/03/2001 tarihinde kira ilişkisi sona erdiğinden sonraki dönemle ilgili yapılan ödemenin sebepsiz zenginleşme hükümlerine tabi olduğuna ve 24/06/2008 tarihinden itibaren bir yıl içerisinde dava açılmadığından zamanaşımı süresinin dolduğunun anlaşılmasına göre, 16/03/2001 tarihinden sonraki dönemle ilgili kira ödemesinin istirdadı yönünden zamanaşımı nedeniyle davanın reddi gerekirken alacağın sözleşmeye dayandığı gerekçesi ile zamanaşımı itirazı yerinde görülmeyerek davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru değildir. 2- davacı fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak dava dilekçesinde ... 23. İcra Müdürlüğü'nün 2007/1878 ve 5514 Esas sayılı dosyalarına yapmış olduğu ödemelerinin de istirdadını talep ettiği halde, mahkemece davacının bu takiplerden önce ödediğini beyan ettiği 28.757 TL yönünden inceleme yapılmış ise de, ... 23. İcra Müdürlüğü'nün 2007/1878 ve 5514 sayılı takip dosyalarına yapılan ödemelerin istirdadı isteme yönünden inceleme yapılmaksızın fazla istemin reddine karar verilmesi doğru değildir.'' gerekçesi ile bozulmuştur.
Mahkemece; bozma ilamına kısmen uyulmasına, kısmen direnilmesine dair verilen hüküm Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 17.06.2015 tarih ve 2015/6-1831 – 2015/1683 sayılı ilamı ile 'Şu durumda mahkemece yapılacak iş; dosya kapsamı dikkate alınarak taraflara yüklenen borç ve tanınan hakkın sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz usule uygun karar oluşturulmasıdır. Mahkemenin, yukarıda ayrıntılarıyla açıklanan biçimde usulün öngördüğü niteliklere haiz bulunmayan kısa karar usule uygun karar değildir. ' gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece; direnme kararının bozulması sonrasında davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına ve delilerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin sair itirazlarının reddi gerekir.
2-) Davacı vekilinin ıslah ile talep ettiği alacaklar yönünden ise;
Bilindiği üzere ıslah, taraflardan birinin usule ilişkin bir işlemini, bir defaya mahsus olmak üzere kısmen veya tamamen düzeltmesine olanak tanıyan ve karşı tarafın onayını gerektirmeyen bir yoldur. HMK'nın 176.maddesinde (HUMK.83.maddesi) ıslah; 'Taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir.' olarak tanımlanmıştır.
Aynı Kanunun müteakip 177.maddesinde (HUMK.84.maddesi) ise, ıslahın tahkikat bitinceye kadar yapılabileceği öngörülmüş olduğundan ve temyiz faslında da, bozmadan sonra dahi ıslahın olanaklı bulunduğuna dair açık veya örtülü bir hüküm yer almadığından, Kanunun bu olanağı bir devre ve zaman ile sınırlandırdığı kabul edilme ve bu nedenle bozmadan sonra ıslahın mümkün olmadığı sonucuna varılması zorunludur.
Nitekim 04.02.1948 gün ve 1948-3 Esas, 1944-10 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında; dava açıldıktan sonra mevzuunda, sebebinde ve delillerde ve sair hususlarda usule müteallik olmak üzere yapılmış olan yanlışlıkları bir defaya mahsus olmak üzere düzeltmek ve eksiklikleri de tamamlamak imkanını veren ve mahkeme kararına lüzum olmadan tarafların sözlü ve yazılı beyanlarıyla yapılabilen 'ıslah'ın; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 84. maddesinin açık hükmü dairesinde tahkikat ve yargılama bitinceye kadar yapılabileceği Yargıtay'ca hüküm bozulduktan sonra bu yoldan faydalanmanın mümkün olamayacağı açıklanmıştır.
Yine; Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 06.05.2016 tarih ve 2015/1 E.- 2016/1 K.sayılı ilamı ile 'Her ne sebeple verilirse verilsin, bozmadan sonra ıslah yapılamayacağına dair 04.02.1948 gün ve 1948-3 Esas, 1944-10 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının değiştirilmesine gerek olmadığına' karar verilmiştir.
Mahkemece bu durumda ıslah ile talep edilen alacak yönünden bozmadan sonra ıslah yapılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, alacağın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden ve sonuç redde ilişkin olduğundan kararın düzeltilerek onanması HUMK'un 436/2. maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı tarafın sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle gerekçenin düzeltilmesine ve hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden tarafa iadesine, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.04.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön