3. Hukuk Dairesi 2017/12822 E. , 2018/2690 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat-alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davacı-karşı davalı tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 20.03.2018 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davacı vekili Av.... geldi. Karşı taraf davalı vekili Av.... geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı asıl davada, Türkiye’de de mobilya satışı yapmaya karar verdiğini ve bu çerçevede 05.03.2010 tarihinde imzalanan süresi 3 yıl ve 3 yıl da uzatma süreli olmak üzere toplam altı yıl süreli yıllık net 36.000 Euro bedelli kira sözleşmesi ile taşınmazı kiraladıklarını, davalının, kira sözleşmenin 12. ayında taşınmazı sattığını ve yeni malikin ihtarı üzerine sözleşmenin 18. Ayında sürenin bitiminden önce taşınmazı tahliye etmek zorunda kaldığını, dava dışı yeni malikin de taşınmazın tamamını yıkarak yeniden inşa ettiğini, davacının kira sözleşmesine güvenerek ve yaptığını işinin gereğini yerine getirerek dava konusu kiralanan için 290.810,49 EURO masraf yaptığını, belirterek dava konusu işyeri nedeniyle yapılan harcamalar toplamı olan 290.810,49 Euro’nun ihtarnameye göre temerrüt tarihi olan 4 Ocak 2012’den itibaren Devlet bankalarının bir yıl vadeli EURO hesaplarına ödediği en yüksek faiziyle davalıdan tahsiline, ayrıca davalıya ödenen kira bedeli olan 36.000 EURO ile apartman yönetimine ödenen 4.300 EURO aidat toplamı olan 40.300 EURO’nun dava tarihinden itibaren Devlet bankalarının bir yıl vadeli EURO hesaplarına ödediği en yüksek faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, yapılan masrafların hiçbirinin zorunlu kullanıma ilişki olmadığını, yalnızca kâr amacı odaklı lüks masraflardan ibaret olduğunu, ayrıca bunların hiçbir zaman gayrimenkule getirilmediğini, taraflar arasında tadilat yapımına ilişkin olarak bir anlaşma veyahut kirayaverene ait bir muvafakat da yer almadığını, belirterek davanın reddini savunmuş, karşı davasında; dava konusu taşınmazın 01.07.2011 tarihi itibariyle satıldığını, belirterek davacı kiracı tarafından ödenmeyen 2011 yılının Haziran ayı kira bedeli 3.000 Euro’nun Haziran 2011'den itibaren Devlet bankalarının dövize ödediği en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne, karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacı ve davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 08/11/2016 tarih ve 2016/4473 Esas 2016/6524 K.sayılı ilamıyla kısa kararla hükmün çeliştiği gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonrasında “davanın kısmen kabulüne, davacı tarafça yapıldığı anlaşılan faydalı ve zorunlu işlerin yapıldıkları tarihdeki bedellerin toplamı olan 24.900,00 TL den davalı-karşı davacının 01/06/2011 tarihindeki kira alacağı olan 3.000,00 Euro TL karşılığı olan 6.864,00 TL'nin takas ve mahsubu talebi doğrultusunda geriye kalan 18.036,00 TL'nin davalı-karşı davacıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir.
1-HMK’nun 297 ve devamı maddeleri gereğince bir davada istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenilen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli olup, davaların birleştirilmesi durumunda yada karşı dava bulunması halinde de, asıl ve karşı davaların birbirinden bağımsız, müstakil davalar olması nedeniyle, hüküm kısmında her bir dava hakkında o davaya ilişkin vekalet ücretleri ve mahkeme masraflarıyla birlikte ayrı ayrı hüküm kurulması zorunludur. Somut olayda, mahkemece, asıl ve karşı davalar yönünden HMK’nun 297 ve devamı maddelerinde belirtildiği şekilde ayrı ayrı hüküm kurulmamış olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma sebebine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının temyizi yönünden temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 1.630 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalı taraftan alınıp davacı tarafa verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
3. Hukuk Dairesi 2017/12822 E. , 2018/2690 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 30 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 20 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 34 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 22 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 18 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 10 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat