3. Hukuk Dairesi 2017/11930 E. , 2018/2688 K.
'İçtihat Metni'
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, duruşmalı olarak incelenmesi davalı tarafından istenilmekle; daha önceden belirlenen, 20.03.2018 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine; temyiz eden davalı vekili Av.... geldi. Karşı taraf davacı vekili Av.... geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalıya ait 224 parsel sayılı arsa üzerine prefabrik dükkan inşa ederek eczane olarak kullanmak istediğini, tarafların arasında 08.10.2013 tarihinde 01.11.2013 başlangıç tarihli 5 yıl süreli kira sözleşmesi düzenlendiğini, aylık 5.000,00 TL kira parası ödenmesinde mutabık kalındığını, akde göre; davacının sözleşmenin imzalanmasından hemen sonra ... Belediye Başkanlığına müracaatla arsa üzerinde 40 m2 prefabrik yapı inşası ile eczane olarak faaliyette bulunmak istediğini bildirdiğini ve ruhsat talep ettiğini, Belediye başkanlığınca arsanın konut alanında kalmakta olduğunu ve ticari alan olmadığı için talebin reddine karar verildiğini, bu arada yazının kendisine tebliğinden önce davalının talebi üzerine 04.11.2013 tarihinde 5.000,00 TL, 09.10.2013 tarihinde davalının kızının hesabına 75.000,00 TL yatırıldığını, böylece toplam 80.000,00 TL ödendiğini, Belediye Başkanlığının red kararının davacıya tebliğinden sonra davalıdan ödenen kira parasının iadesini talep etmiş ise de, davalının iadeyi kabul etmediğini, bunun üzerine ihtarname keşide ederek kira akdini feshettiğini, yatırdığı kira paralarının iadesini talep ettiğini, belirterek bir aylık kira parasının tenzili ile sebepsiz ödenen 75.000,00 TL kira parasının sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre istirdadına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, kiralanan arsanın kullanıma elverişli olarak teslim edildiğini, üzerine yapılacak yapı ile ilgili olarak tüm mükellefiyetlerin kiracıya yüklendiğini, belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile, 75.000,00 TL'nin temerrüt tarihi olan 03.12.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 6.HD'nin 26/05/2015 tarih 2015/2295 Esas 2015/5085 Karar sayılı ilamı ile '… davacının sözleşmeyi haklı olarak feshettiğinden söz edilemez. Bu nedenle davacı kiracının haklı bir neden olmaksızın taşınmazı erken tahliye ettiğinin kabulü gerekir. Kiracı taşınmazın tahliye edilip anahtarın teslim edildiği tarihe kadar kira bedellerinden, anahtarın tesliminden sonrada TBK.nun 325.maddesine göre aynı şartlarda ne kadar sürede kiraya verilebileceği belirlenen makul süre kira bedelinden sorumludur. Kiralanan genel hükümlere tabi olduğundan davacının keşide ettiği ihtarın tebliğ tarihi olan 03.12.2012 tarihinin kiralananın tahliye ve teslim tarihi olarak kabul edilmesi gerekir. Mahkemece mahallinde konusunda uzman bilirkişi marifetiyle keşif yapılarak dava konusu yerin aynı şartlarda ne kadar sürede kiraya verilebileceği makul sürenin belirlenmesi sonuçta kiracının tahliye tarihine kadar sorumlu olduğu kira ile makul süre kira bedelinin alacaktan mahsup edildikten sonra kalan miktarın tahsiline karar verilmesi…” gerektiği gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir. Bozma ilamına uyan mahkemece yapılan yargılama sonrasında davanın kısmen kabulü ile toplam 70.000,00 -TL alacağın 03.01.2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya dair talebin reddine, karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmamasına göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Davalının makul süreye ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Davaya dayanak yapılan ve hükme esas alınan 01.11.2013 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Sözleşmede 224 parsel sayılı arsa üzerine davacı kiracı tarafından 75 m2 büyüklüğünde prefabrik bina yapılacağı ve eczane olarak kullanacağı belirlenmiştir. Sözleşmenin özel şartlarının 1.maddesinde “Kira süresinin bitiminden önceki bir ay içerisinde sözleşmenin yenilenmesi için taraflar yazılı mutabakat sağlayamadığı taktirde kira dönemi belirtilen tarihte sona erer ve kiracının kiralananı derhal tahliye etme yükümlülüğü doğar.” hükmüne yer verilmiştir. Yargılama sırasında yapılan keşif sonrasında alınan 28/06/2016 tarihli ek raporda taşınmazın aynı şartlarda yeniden iki ay içinde kiraya verilebileceği tespit edilmiştir. Mahkemece, sözleşmenin 4. maddesinde belirlenen bir aylık süre makul süre kabul edilerek bir aylık kira bedelinin ödenen bedelden mahsubu ile 70.000 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kira sözleşmesinin 4. maddesindeki düzenleme ile sözleşme süresi sona erdikten sonra taraflara bir ay önceden bildirilmek suretiyle sözleşmenin yenilenmesine ilişkin düzenleme getirilmiş olup bu sürenin makul süre olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Bu nedenle Mahkemece, bilirkişi tarafından belirlenen iki aylık süre makul süre olarak kabul edilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, 1.630 TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalı tarafa verilmesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.
3. Hukuk Dairesi 2017/11930 E. , 2018/2688 K.
-
- Benzer Konular
- Cevaplar
- Görüntüleme
- Son mesaj
-
- 0 Cevaplar
- 19 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 23 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 16 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 7 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 15 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen İctihat
-
- 0 Cevaplar
- 12 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 9 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 8 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat
-
- 0 Cevaplar
- 17 Görüntüleme
-
Son mesaj gönderen Ictihat