3. Hukuk Dairesi 2016/10724 E. , 2018/1827 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

3. Hukuk Dairesi 2016/10724 E. , 2018/1827 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ

Taraflar arasındaki eşya alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile 02.06.2004 tarihinde evlendiklerini, ... 1. Aile Mahkemesinin 2013/146E.-2014/136K. sayılı ilamı ile boşandıklarını, düğün sırasında bir mehir senedi imzalandığını, senede göre kendisine 130 gr. Altın ile 14.100 TL değerinde eşyanın teslim edildiğini, ayrıca düğünde kendisine anne ve babasından 70 gram, büyük ağabeyi Mehmet tarafından 10 gram, ... tarafından 10 gram altın takıldığını, ayrıca emeği karşılığında müşterek eve bilgisayar, ..., ..., TV portmanto, oturma gurubu, iki adet çekyat alındığını, kendi ailesi tarafından takılanlar dışındaki altın ve eşyaları davalı ve ailesinin düğünden sonra kendisinden aldıklarını, kendi ailesi tarafından takılan altınların ise önce bozdurulup parasının bankaya konulduğunu, daha sonra da davalı tarafından alınıp kendi borçları için harcandığını ileri sürerek, kendisine takılan ziynet eşyalarının, evlenirken alınan çeyiz eşyalarının ve birliktelik döneminde kendisi tarafından alınan eşyaların mevcutsa aynen değilse bedellerinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; dava konusu altınların bir kısmının davacının rızası ile bozdurularak ev eşyası alındığını, bunları geri talep edemeyeceğini, eşlerin evin ihtiyaçlarına birlikte katılma zorunluluğunun bulunduğunu, kalan altınların davacıda olduğunu, kendi borçları için altınların bozdurulduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını, davacının kendisinin aldığını iddia ettiği bir takım eşyaları müşterek evden ayrılırken yanında götürdüğünü savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; dosyaya ibraz edilen mehir senedinde davalının imzasının bulunmadığından buna dayalı sorumluluğunun bulunmadığı, ayrıca davacının müşterek evdeki eşyaları bir araca yükleyip götürdüğü, buna ilişkin tutanak tutulduğu, davaya konu ziynet eşyalarının tarafların birliktelikleri sırasında ortak ihtiyaçları için bozdurulduğu, davacının bu ziynet eşyalarını geri almak üzere davalıya verdiğini ispatlayamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm; davacı tarafça temyiz edilmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-) Davacının, ziynet alacağı talebinin reddine ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay İçtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.
Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak, normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altındadır.
Somut olayda; davacı kadın, ziynet eşyalarının bir kısmının davalı ve ailesi tarafından alındığını, bir kısmının da bozdurularak davalının borçları için harcandığını ileri sürmüş, davalı ise bir kısım ziynet eşyalarının evlilik birliğinin ihtiyaçları için bozdurulduğunu, kalanın ise davacı tarafta bulunduğunu savunmuştur. Mahkemece; davaya konu ziynet eşyalarının tarafların birliktelikleri sırasında ortak ihtiyaçları için bozdurulduğu, davacının bu ziynet eşyalarını geri almak üzere davalıya verdiğini ispatlayamadığı kabul edilmiş, davalı tarafça hüküm iş bu gerekçe yönünden temyiz edilmemiştir.
O halde; davaya konu ziynet eşyalarının evlilik birliği içerisinde tarafların ortak ihtiyaçları için bozdurulduğu hususu uyuşmazlık konusu olmaktan çıkmış, ispat yükü yer değiştirmiştir. Davalı artık, ziynet eşyalarının davacı tarafından iade edilmemek üzere verildiğinin ispat yükü altındadır.
Hal böyle olunca, mahkemece; ispat yükünün davalı tarafta olduğu gözetilerek, toplanan delillerin birlikte değerlendirilmesi ve karar yerinde tartışılması suretiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik incelemeyle ispat yükünün davacıda olduğu ve iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bendde açıklanan nedenle temyiz eden davacının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bendde açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK'nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön