3. Hukuk Dairesi 2016/20906 E. , 2018/820 K.


Kilitli
Kullanıcı avatarı
İctihat
Mesajlar: 681327
Kayıt: 30 Mar 2021, 02:46

3. Hukuk Dairesi 2016/20906 E. , 2018/820 K.


'İçtihat Metni'

MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında birleştirilerek görülen tazminat davalarının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda; asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hüküm, davalı ... ve birleşen davalarda davacı vekilleri tarafından duruşma istemli, davacılar – birleşen davada davalılar vekili tarafından duruşmasız olarak temyiz edilmekle; duruşma günü olarak belirlenen 06.02.2018 tarihinde birleşen davalarda davacı vekili Av. ..., davalı ... vekili Av.... ile davacılar – birleşen davada davalılar vekili Av. ... geldi. Açık duruşmaya başlandı ve hazır bulunan vekillerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için saat 14.00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Asıl davada, davacılar; 16.12.2011 tarihinde davalı ...'a ait enerji nakil hattının usulsüz tesis edilmiş olması nedeniyle elektrik akımına kapılan davacı ...'in bir kolu ve bacağının kesildiğini, yasa gereği davalı şirketin kusursuz sorumlu olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, davacı ... için 1.000 TL maddi ve 150.000 TL manevi, davacı ... için 60.000 TL manevi, davacılar ...ve ... için 15.000'er TL manevi tazminatın olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 16.03.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile davacı ... için maddi tazminat istemini 206.693,77 TL'ye artırmış, ayrıca birleşen dosya davacısı ...'ın % 10 kusuruna isabet eden 43.715,78 TL'nin (13.05.2015 tarihli dilekçesi ile 34.452,46 TL'nin) takas ve mahsubunu istemiştir.
Birleşen 2012/642 Esas sayılı davada, davacı ...; 16.12.2011 tarihinde davalı ...'in yardım isteğini kabul ederek diğer davalı ...'e ait evin çatısına saç levhayı çıkardığı sırada davalı...'a ait enerji nakil hattından kaynaklı olarak elektrik akımına kapılması nedeniyle bir kolu ve bacağının kesildiğini, olayın oluşumunda tüm davalıların sorumlu olduğunu; birleşen 2013/49 Esas sayılı davada ise, enerji nakil hattının sahibi olan davalı ...'ın da sorumlu olduğunu ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 1.000 TL maddi ve 150.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiş; 23.03.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat istemini 393.442,10 TL'ye artırmıştır.
Davalı ...; dava konusu olayda hiç bir kusurunun bulunmadığını, davacılar ... ve ...'e ait binanın enerji nakil hattından sonra yapıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı...; dava konusu olayın ayrı bir statü ve başka bir kurum olan ...'ın faaliyet alanına girdiğini savunarak, davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar ... ve ...; davacı ...'ın kendi isteği ile yardım ettiğini, olay ile zarar arasında uygun iliyet bağı bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemişlerdir.
Davalı ... Belediyesi; hizmet kusuruna dayalı davanın idari yargıda görülmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; bina sahibi davacı-birleşen dosya davalısı ...'in eşi olan davacı- birleşen dosya davalısı ...'in yoldan geçen birleşen dosya davacısı ...'in yardımı ile binanın 2. katında bulunan terasa çinko saç malzeme çıkarttığı sırada, binanın yakınından geçen davalı ...'a ait olan alçak ve yüksek gerilim hattının bulunduğu tellerden elektrik akımına kapılarak yaralandıkları, adli tıp raporuna göre davacı ...'in meslekte çalışma gücünün %100'ünü, davacı ...'in %86'sını kaybettiği, meydana gelen bu olayda hükme esas alınan bilirkişi raporuna göre davalı ...'ın %30 , davalı belediyenin %30, davacı-davalı ...'in %10, davacı-davalı ...'in %20 ve davacı ...'in %10 kusurlu oldukları, davacı-davalı ... vekilinin takas definin, tarafların karşılıklı olan alacaklar nedeniyle birbirine borçlu olmaları ve alacakların çekişmeli olmasının takası ileri sürmeye engel olmaması nazara alındığında kabule şayan olduğu, takas miktarının gerçek zararlardaki kusur tenzilleri nazara alındığında aradaki ...'e izafe edilen kusura isabet eden fark bedel olan 34.473,46 TL olacağı, müteselsil borçluluk nedeniyle tüm borçluların takas def'i nedeniyle bu miktarda borçtan kurtulacağı, BK'nun 44. maddesi gereğince davacıların bölüşük kusurlarının tazminattan indirim nedeni olarak nazara alınması gerektiği, ancak asıl davada davacılar vekilinin % 40 oranındaki kusur esas alınarak hesaplanan tazminat tutarı üzerinden ıslah talebinde bulunduğu gerekçe gösterilerek; asıl davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 206.693,77 TL maddi tazminat ile 40.000 TL manevi tazminatın, davacı ... için 15.000 TL manevi tazminatın, davacılar ...,
..., için ayrı ayrı 5.000 TL manevi tazmatın olay tarihi olan 16/12/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı ...'tan alınarak davacılara verilmesine, birleşen davalarda; davalı ... Belediyesine karşı açılan davanın yargı yolu nedeniyle reddine, davalı...'a karşı açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalılar ..., ... ve ...'e karşı açılan davanın kısmen kabulü ile 358.968,64 TL maddi ve 45.000 TL manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, asıl ve birleşen dosya davacıları vekilleri ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; davalı ...'ın tüm, asıl ve birleşen dosya davacılarının ise sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Asıl dava davacılarının diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dava tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı BK'nun 47. maddesi gereğince; hakimin, özel durumları göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı, adalete uygun olmalıdır. Takdir edilecek bu tutar, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir işlevi (fonksiyonu) olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi malvarlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı, onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek tutar, var olan durumda elde edilmek istenilen doyum (tatmin) duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22/06/1966 gün ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı'nın gerekçesinde, takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel durum ve koşullar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim; bu konuda takdir hakkını kullanırken, ona etkili olan nedenleri de karar yerinde nesnel (objektif) ölçülere göre uygun (isabetli) bir biçimde göstermelidir.
Davaya konu olayda; olayın gelişim biçimi, olay tarihi, davacı ...'in çalışma gücünü tamamen kaybedecek şekilde yaralanması, tarafların kusur durumu ve yukarıdaki ilkeler gözetildiğinde, davacılar yararına takdir edilen manevi tazminat tutarları azdır. Davacılar yararına daha üst düzeyde manevi tazminat takdir edilmelidir.
3- Birleşen davalar davacısının diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Dava tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı BK'nun 118. maddesi hükmü uyarınca; iki kişi, karşılıklı olarak bir miktar parayı birbirine borçlu oldukları takdirde, her iki borç muaccel ise iki taraftan her biri borcunu alacağı ile takas edebilir. Bunun sonucunda, her iki borç, takas edilebilecekleri anda daha az olan borç tutarınca sona erer.
Somut olayda; davacı ... vekili, gerek davacılar ... ve ...'in, gerekse birleşen dava davacısı ...'in tespit edilen kusur oranları toplamı esas alınarak hesaplanan maddi tazminat tutarı üzerinden, davasını ıslah etmiş, bu nedenle de birleşen dosyada davacı ...'in kusuru oranında davalı ... yönünden tazminattan indirim yapılması için takas def'inde bulunmuştur.
Buna göre; takas def'i nedeniyle davacı ... için belirlenen maddi tazminat tutarından, sadece davalı ... yönünden indirim yapılması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davacı ... ile karşılıklı olarak borçlu olmayan davalı ... ile diğer birleşen davanın davalısı olan ... yönünden de takas def'i nedeniyle indirim yapılmış olması, usul ve yasaya aykırıdır.
Bundan ayrı, verilen dava ve ıslah dilekçelerinde talep edilen tazminatların olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili talep edilmiş ise de, HMK'nun 297/2. maddesine aykırı olarak davacı tarafın faiz talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle davalı ...'ın tüm, asıl ve birleşen dosya davacılarının ise sair temyiz itirazlarının reddine, hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince; ikinci bendde açıklanan nedenlerle asıl dosya davacıları yararına, üçüncü bendde açıklanan nedenlerle birleşen dosyalar davacısı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde asıl ve birleşen dosya davacılarına iadesine, 1.630’ar TL Yargıtay duruşması vekalet ücretinin davalı ...’tan alınıp asıl dosya davacılarına, birleşen dosya davalıları olan ..., ... ve ...’tan alınıp birleşen dosyalar davacısına verilmesine, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.


Kilitli
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntüleme
    Son mesaj

“2018 Yılı Kararları” sayfasına dön